Haber Detayı

Duran Kalkan, sosyalizm tartışmalarına yanıt verdi: Herkes yaptığı ve yaşadığı kadar konuşmalı
Politika artigercek.com
12/12/2025 15:41 (2 hafta önce)

Duran Kalkan, sosyalizm tartışmalarına yanıt verdi: Herkes yaptığı ve yaşadığı kadar konuşmalı

PKK’nin kurucu kadrolarından Duran Kalkan, sosyalizm tartışmalarındaki “sosyal şovenizm” eleştirisini yineledi ve 'Herkes yaptığı ve yaşadığı kadar konuşmalı' dedi. Kalkan, CHP’nin İmralı’ya gitmemesinin “baltayı kendi ayağına vurmak” olduğunu söyledi.

Artı Gerçek - PKK'nin kurucu kadrolarından Duran Kalkan, Medya Haber TV'de dün akşam yayınlanan özel programda, gündemdeki konuları değerlendirdi.

Kalkan, Meclis Komisyonu'nun İmralı ziyareti, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) tarafından İstanbul'da düzenlenen Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı ve süre gelen sosyalizm tartışmalarına kadar birçok başlıkta açıklamalarda bulundu. 'KOMİSYONUN İMRALI'YA GİTMESİ ÖNEMLİ BİR ADIMDI' Süreç kapsamında önemli gelişmelerin yaşandığını ve sürecin devam ettiğini belirten Kalkan, Meclis Komisyonu’nun çalışmalarını önemli bir düzeye getirdiğini söyledi.

Komisyonun oluşumu ve işleyişine dair eleştirileri olduğunu söyleyen Kalkan, “Sonuçta bir heyet İmralı’ya gidip Önder Apo ile görüşme yaptı… Meclisin bu düzeyde dahil olması hem Komisyon hem gidip Önder Apo ile görüşme yapması diyalogu meclisin, siyasetin üstlenmesi yeni bir adımdı” dedi.

Komisyon çalışmalarına yönelik tartışmalara değinen Kalkan, “Heyetin Önder Apo ile yaptığı görüşmelerin sonuçlarını komisyona aktarması da tartışılıyor… Görüşmelerin sonuçları doğru ve yeterli düzeyde komisyona da sunulmalıydı, Meclis'e de sunulmalı.

Meclisin, siyasetin bu süreci yönlendirmesi için kritik bir nokta.

Neler olacak?

Nasıl bir rapor hazırlanacak?

Kuşkusuz onları izleyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Sürecin ciddiyetine dikkat çeken Kalkan, Öcalan’ın “Önümüzdeki yüzyılın, bin yılın planlamasını yapıyoruz” sözlerini hatırlatarak, sürecin Türkiye, Kürtler ve bölge açısından hayati olduğunu söyledi. 'CHP TUTARLI OLMALI' Siyasetin rolüne dikkat çeken Kalkan, “Bir savaş var, çözüme götürülüyor… Fakat siyaset suskun olamaz, güçsüz davranamaz.

Türkiye siyaseti ciddi ve tarihsel bir sınavla yüz yüze” dedi.

CHP’yi de eleştiren Kalkan, söylemleri ve pratiklerinin örtüşmediğini ifade etti: "CHP'nin söylemleriyle yaptığı birbirini tutmadı yani.

Bunun bir karşılığı olur CHP için.

Özgür Özel, Diyarbakır'da kamuoyuna vaatte bulundu.

Dedi: ‘Kürt halkı ne diyorsa bizim için geçerli o.’ Halk diyor ki: ‘Benim iradem İmralı'dadır’, sen onu irade olarak kabul etmiyorsun, Kürt'ün iradesini ben belirlerim diyorsun.

Daha tutarlı olması gerekiyordu kısaca.” Kalkan, CHP’nin İmralı’ya gitmemesinin “baltayı kendi ayağına vurmak” olduğunu söyledi.

Kalkan, Öcalan’ın görüşlerinin komisyona tam olarak yansıtılmadığını belirterek, “Meclis niye korkuyor?

Korkmamalı” ifadelerini kullandı.

SURİYE MESELESİ Suriye alanındaki gelişmelere de değinen Kalkan, Türkiye’nin Kürt karşıtı politikalarını eleştirerek, paradigmada değişim gerektiğini söyledi: "Bütün gücüyle her gün Türkiye tehdit ediyor.

Oysa bize yansıyan bilgiler, örneğin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi 10 Mart yasalarını da uygulamaktan yana deniliyor.

Dış çevreler de öyle diyorlar.

Aslında Colani yönetimi birçok gücün baskısı, dış güçlerin ve bölgesel güçlerin etkisi altında.

Herkesi idare etmeye çalışıyor.

Türkiye de her şeyden sorumlu olarak Kuzey ve Doğu Suriye yönetimini tutuyor.

Niye?

Kürtler etkili diye bu yönetimde.

Kürt karşıtlığı bu kadar yaparsan o zaman Kürt sorununu nasıl çözeceksin? 100 yıldır Türkiye'yi bu kadar zayıf bırakan izlenen Kürt politikası değil miydi?

O halde hala bu paradigmayı sürdürmek olmamalı.

Paradigma değişimi gerekli." 'SÜRECE KATILMAYAN KAYBEDER' İmralı ziyaretindeki izin süreçlerine yönelik yorum yapan Kalkan, “Sanki gizli bir yere gidiliyor gibi İmralı’ya gidildi… Bu aşılmalı” dedi.

Sürece ilişkin değerlendirmesinin devamında Kalkan, “Bu sürece katılmayan kaybeder.

Alternatifi, savaşın kat kat fazla tırmanmasıdır” sözleriyle sürecin geri dönüşü olmayan bir aşamada olduğunu vurguladı. 'KONFERANSA BİZ DE KATILMAK İSTERDİK' DEM Parti’nin düzenlediği Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nı da değerlendiren Kalkan, Öcalan’ın mesajının kapsamlı ve önemli olduğunu belirterek konferansın barış düşüncesini zenginleştirdiğini söyledi.

Kalkan, "Sosyal Bilimler Akademisi olarak biz de katılmak isterdik" dedi.

SOSYALİZM TARTIŞMALARI Sosyalizm tartışmalarına da değinen Kalkan, Türkiye solundaki 'sosyal şovenizm' eleştirisini yineledi ve PKK’nin sosyalist çizgisine yönelik eleştirilere yanıt verdi. “Gelsinler ders verelim” diyerek sosyalizm tarihine referanslar verdi.

Kalkan şunları söyledi: "Yani Türkiye'de solda, sosyalizmde bu kadar ısrar var.

Ama aynı düzeyde bunun bu kadar katı, dogmatik yaşanmasının nedeni ne?

Bunun egemen ulus yaklaşımıyla yani sosyal şovenizmle bağı iyi kurulmalı yani.

Sosyal şovenizmin oportünizmle bağını, oportünizmin de dogmatizmle bağını iyi kurmak gerekli.

Türkiye'de işte o 70'lerin başında kabaran sosyalist hareket neden kendini yenileyip yeni süreçlere yön veren ve bugün Türkiye'nin kaderini belirleyen hareket haline gelemediğinin bu temelde değerlendirilmesi lazım. 'KÜRTLER DOĞRULARI SÖYLEYEMEZ Mİ?' Özellikle de bu yani nasıl işte ulusal kurtuluş savaşı verildiği dönemde başlangıçta da benzer biçimde karşıydılar bu güçler.

Biz hepsini iyi tanıyoruz yani.

Yani insan biraz gerçekten de saygılı olur.

Bu doğruları Kürtler söyleyemez mi?

Yani farz edelim ki bu dönemin önderi, yol göstericisi Kürtlerden çıkıyor.

Yani bu olamaz mı?

İşte sosyal şovenizm bu.

CHP'nin Önder Apo dışında muhatap aramasından başlayarak bazı sosyalizm adına yöneltilen saldırıların altında bu yatıyor.

Önder Apo ‘Judenrantlar’ deyince büyük tepki o zaman gelişti.

Onun, o tanımlamadan bu yana bu kadar saldırı daha da arttı.

Çünkü gerçekten de böyle olan çevreler var ve kendilerini o tanımlama içinde gördüler.

Maskeleri düşüyor, deşifre oluyorlar, önlemek için saldırı halindeler.

Yani bu dogmatizmle bu olmaz.

Bir sınıf mücadelesi tutturmuşlar.

Sınıf mücadelesini götürdüler, yani bir örgütlü mücadele bile değil. 'HERKES YAPTIĞI VE YAŞADIĞI KADAR KONUŞMALI' Marx, komünü değerlendirirken diyor ki: ‘İmparatorluğun tam karşıtı komündür.’ Sovyet devrimi de komün üzerine oldu.

Fakat onun üzerine geliştirilen sosyalizmin teori ve pratiği giderek şu gün neye geldi?

Sosyalistler sosyalist birey değillerdir.

Her biri birer küçük burjuva bireycisi, maddiyatçısıdır, özel mülkiyetçileri.

Kendileri özel mülkiyetçi, komün yaşamına girmiyorlar, komün olmuyorlar.

Sınıf mücadelesi neyle yürütülür?

Bireysel özgürlükler için mi mücadele ediyoruz yoksa toplum özgürlüğü için mi, kadın özgürlüğü için mi mücadele ediyoruz?

Açsınlar sosyalizmi geliştiren Marx'ı da Lenin'i de okusunlar.

Haberleri yokmuş, biz PKK'lilerin, Apocuların Marx'ın ne dediğinden, Lenin'in ne dediğinden.

Gelsinler ders verelim onlara.

Kimin haberi varmış, kimin yokmuş?

Biz Marx'ın da, Lenin'in de ne dediğini iyi biliyoruz da Marx ve Lenin adına nelerin yapıldığını da görüyoruz yani.

Ama hiçbir kişi bir Apocu'nun bireyci, özel mülkiyetçi yaşadığını iddia edemez.

Kim sosyalist olmuş, kim olmamış yani iyi görelim.

Böyle eleştiri yaparken sadece konuşup soyut, kimsenin duyup dinlemediği şekilde ortalığı karıştırmaya gerek yok.

Herkes biraz da kendi gerçeğine bakmalı.

Yaptığı ve yaşadığı kadar konuşmalı.

Yaklaşımımız şöyledir: Yoldaşça teorik tartışma, kapitalizme karşı ortak siyasi mücadele, ortak program temelinde siyasi mücadele." (MA)

İlgili Sitenin Haberleri