Haber Detayı

Doğrulama yanlılığı
Fikret akfırat aydinlik.com.tr
13/12/2025 00:00 (1 hafta önce)

Doğrulama yanlılığı

Doğrulama yanlılığı

Psikolojide kullanılan bir kavram var.

Doğrulama yanlılığı (doğrulama önyargısı ya da onaylama yanlılığı olarak da kullanılır).

İngilizcesi confirmation bias.

Kişi ya da sosyal grupların, kendi inançlarını, varsayımlarını ya da düşüncelerini doğrulayan bilgileri dikkate alırken, bununla çelişen bilgileri görmezden gelmesi olarak tanımlanabilir.

Yani, kişi ya da gruplar, sahip oldukları düşünce ve inançlarına göre bilgileri arar, seçer ve hatırlarlar.

Aynı zamanda bazı müphem olay ve olguları da kendi inançlarına göre yorumlayarak, kendi fikirleri veya inançlarını onaylayacak sonuçlara ulaşırlar.

Böylece, sosyal grupların, özellikle de dogmatik bir inanca sahip olanların, varlığını sürdürebilmeleri için bir zemin sağlanmış olur.

Belirleyici olan grubu bir arada tutan zeminin zarar görmesini engellemektir.

Bu sürecin sonunda nesnellik kaybolabilir, bilimsellikten, rasyonel olandan ve en sonunda gerçeklikten uzaklaşma başlayabilir.

İNKAR VE AKILDIŞILIK Türkiye’deki siyasal iklimi, hatta entelektüel ortamda nesnelliğin kayboluşunu düşünürken aklımıza geldi bu kavram.

Günümüzün yeni medya ortamı bu mekanizma için daha elverişli bir ortam yaratıyor.

Televizyon ekranlarında, gazete köşelerinde her gün siyasi gelişmelerin yorumlandığı görüşlerle karşılaşıyoruz.

Onlarca kanal ve gazete, binlerce sosyal medya mecrasının her gün tek yanlı propaganda bombardımana maruz kalıyoruz.

Aynı siyasal çevreden kesimlerin birbirleri arasında dağıttıkları içerikler, gerçekliğin kendi fikrine yarayacak yönünü görmeye, çelişecek kısımlarını görmezden gelmeye veya inkâr etmeye yol açıyor ve böylece körü körüne inançları pekiştiriyor.

Süreçleri mukayeseli olarak incelemek yerine tekil olayları genelleştiren çıkarımlar ile yapılan iç ve dış siyasi tahlillerde benzer bir önyargının geçerli olduğu söylenebilir.

Farklı siyasi görüşlerden kesimlerin gerçeklikten kopuşu, aslında aynı mekanizmanın işlemesinin sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Fanatik futbol taraftarlarının, takımı yenildiğinde hakemi suçlaması gibi her olumsuz gelişmenin dış etkenlere bağlanması da benzer bir sürecin sonucunda oluşuyor.

Olguların görmezden gelindiği, olayların niteliğinin çarpıtılarak kişinin/grubun kendini haklı çıkaracak şekilde algılandığı ve sonunda da yanlış sonuçlara ulaşıldığı, toplumsal olarak moda deyimle akıl tutulmasının hâkim olduğu bir manzara ortaya çıkıyor.

GERÇEĞİ OLGULARDA ARAMAK Dünyada ve Türkiye’de halihazırdaki kurulu düzeni sarsan önemli değişikliklerin olduğu, köklü sistemsel değişimlerin zemininin oluştuğu bir süreçten geçiyoruz.

Gerçeği olgularda aramak, gelişmeleri nesnel olarak incelemek, bilimsel araştırmanın temel şartıdır.

Araştırmaya başladığınızda ortaya attığınız hipotez olgularla doğrulanmıyorsa, hipoteziniz yanlıştır.

Hipotezinize ters düşen olguları/olayları görmezden gelerek, eğip bükerek, istediğiniz gibi yorumlamak nesnel gerçeği ortadan kaldırmaz.

Bilimsellikten kopuş, önyargıların/ön kabullerin kör inanca dönüşmesine zemin hazırlar.

Gerçek her zaman galebe çalar, sonuç kör inancın esiri olanlar için hüsrandır.

İlgili Sitenin Haberleri