Haber Detayı
Tatilde iyi yemek pahalı değil, doğru seçim meselesi
İyi yemek pahalı olmak zorunda değil ama yanlış seçimler tatilin tadını kaçırabiliyor. The Times yazarı Liz Edwards, dünyanın dört bir yanında sofraya otururken yaptığı hataları ve herkesin kolayca düşebileceği gastronomik tuzakları anlatıyor.
Seyahat ufuk açar; mideyi de.
The Times yazarı Liz Edwards’a göre iyi yemek, bir tatili pahalı değil, anlamlı kılar.
Yıllar boyunca dünyanın dört bir yanında sofraya oturan Edwards, tatilde yeme içme konusunda herkesin kolayca düşebileceği ama bedelini ağır ödediği hataları tek tek sıralıyor.Edwards’a göre bir destinasyonu tanımanın en kestirme yolu, mutfağından geçiyor.
Ancak bu merak, bazen cesaretle karışıp pişmanlığa dönüşebiliyor.CESARET FAZLASI; “HER ŞEYİ YERİM” DEMEKKendini maceracı bir yiyici olarak tanımlayan Edwards, Meksika’da çekirge, Curaçao’da iguana, Endülüs’te meşe palamudu crème brûlée’si yemiş biri.
Ama her cesaret ödül getirmiyor.
Norveç’te denediği, fermente alabalık rakfisk ve Kopenhag’daki Noma’da servis edilen canlı karides, yazarın “keşke köfte yeseydim” dediği anlar arasında.YEMEK KURSUNA KÖRÜ KÖRÜNE YAZILMAKYurt dışında yemek kursları kulağa romantik gelir.
Edwards’a göre bazen gerçekten öyledir.
Kyoto’da bir ev mutfağında sushi yapmayı öğrenmek, pazardan tezgaha uzanan bir deneyim sunmuştur.
Ama bazı kurslar fazla uzun, fazla “şef işi” ve aslında “kendi yemeğini pişirmek için para ödemekten” ibarettir.
GÖZÜN MİDEYİ YENMESİYeni Orleans gibi mutfak cenneti şehirlerde en sık yapılan hata; her öğünü tam kapasite yaşamak.
Edwards, birkaç gün süren zengin ve ağır yemeklerin ardından, bir akşam amuse-bouche ile ana yemek arasında pes etmek zorunda kaldığını anlatıyor.
Tavsiyesi klasik ama etkili; kahvaltıyı kral gibi, öğle yemeğini prens gibi, akşam yemeğini fakir gibi ye.AZ EŞYA, DOĞRU EŞYAEdwards’a göre tatilde en işe yarayan eşya, kapaklı kaplar.
Açık büfe kahvaltıdan artanlar, plaj için meyve, marketten alınan bisküviler… Hepsi için hayat kurtarıcı.
Peçeteye güvenmenin bedelini kırıntılı çantalarla ödemiş biri olarak uyarıyor.FAZLA DONANIM DA SORUNBir zamanlar çantasına koyduğu küçük bir çakı yüzünden Paris yolunda sınırda durdurulan Edwards, seyahat güvenliğiyle mutfak alışkanlıklarının her zaman uyumlu olmadığını hatırlatıyor.
AYNI TURU İKİNCİ KEZ YAPMAKViski, şarap, peynir… Nasıl yapıldığını öğrenmek ilginçtir.
Ama Edwards’a göre ikinci, üçüncü turdan sonra bilgi değil tekrar başlar.
Bir noktadan sonra doğrudan tadıma geçmekte utanılacak bir şey yok.SOHBET EDERKEN “ŞOV” YEMEĞİ SEÇMEKÜç Michelin yıldızlı restoranlar etkileyicidir.
Ama Edwards’a göre bu yemekler bir tiyatrodur.
Her tabak anlatılır, her kadeh açıklanır.
San Sebastian’da beş saat süren bir öğle yemeği, derin sohbet için değil, dikkatli dinleyiciler için uygundur.KUYRUĞU OLMAYAN SOKAK LEZZETİBalayında Kamboçya’da yapılan bu hata, Edwards’ın hala unutamadığı derslerden biri.
En boş sokak tezgahını seçmek, en kötü fikir olabilir.
Kural basit; uzun kuyruk, taze yemek.“EVE GÖTÜRÜRÜM” YANILGISITatilde büyüleyici gelen şişeler, aletler, tatlar… Edwards, Sicilya’dan aldığı ve yıllardır buzdolabında duran bottarga’yı hatırlatıyor.
Gerçek soru şu: “Bu ürünü mi seviyorsun, yoksa o anı mı?”Liz Edwards'a göre tatilde iyi yemek, doğru seçimlerle olur.
Cesaret, merak ve biraz da sağduyu… Hepsi tabağa birlikte konmalı.Odatv.com