Haber Detayı
Ödül peşinde koşmuyorum
Teksas’ın uçsuz bucaksız topraklarında geçen “Landman” dizisi, petrol dünyasının gerçeklerini merkezine alıyor; sektörün perde arkasını, güç dengelerini ve bu dünyanın insan hayatları üzerindeki etkisini anlatıyor. İkinci sezonuyla seyirciyle buluşan “Landman”i oyuncuları Billy Bob Thornton ve Sam Elliott ile konuştuk.
◊ Oyunculuğunuzun yanında müzisyen kimliğiniz de var.
Bir karaktere hazırlanırken müzikten faydalanıyor musunuz?- Billy Bob Thornton: Müzik kesinlikle yardımcı oluyor.
Asıl mesele, gerçeği nasıl bulduğunuz.
Yıllar önce yaptığım “Bad Santa” adlı filmi örnek vereyim.
Eğer bir rolü sonuna kadar oynamazsanız, işinizi yapmıyorsunuz demektir.
Gerçek hayatta çocuklara bağırıp kucağımdan kalkmalarını söylüyor muyum?
Hayır.
Ama rol buysa, yüzde yüz içine girmeniz gerekir.Öncelikle, eğer bir rolü sevmiyorsam, kendi ahlaki değerlerime ters geliyorsa, o rolü kabul etmiyorum.
Ama “Bad Santa”yı okuduğumda şunu düşündüm; Noel Baba kılığına giren bir hırsızı oynayacaktım.
Çok kaba ama gülmeden edemiyorum.
İnanılmaz komik...Bunu daha önce de söyledim: Aslında her filmde kendimi oynuyorum.
Hayatımda gerçekten o kişi olmuş olmam önemli değil.
Eğer ben o karakter olsaydım, öyle davranırdım.KENDİMİ İZLEMEYİ SEVMİYORUM◊ Karaktere hazırlık süreciniz hakkında neler söyleyebilirsiniz?- Billy Bob Thornton: İnsanlar oyunculukta birtakım formüller olmasını istiyor. “Formülü çözersem yaparım” diye düşünüyorlar.
Ama öyle bir formül yok.
Zaten olsa herkes yapabilir.
Açıkçası sürecimin ne olduğunu bile tam olarak anlatamam.
Sete gidiyorum, sahnede tamamen anda oluyorum ve yapmam gereken şeyi yapıyorum.
Çalışmıyorum, araştırmıyorum.
Belki de mesele budur.“Landman”in yeni sezonunu izleyip izlemeyeceğimi bilmiyorum.
O gün işimi yapıyorum, sonra eve dönüyorum.
Gösterimlere katılmam, gerekirse de çoğu zaman kendime bakmamaya çalışıyorum, çünkü kendimi izlemeyi sevmiyorum.◊ Kariyeriniz boyunca birçok ödül aldınız, ödüller sizin için ne ifade ediyor?- Billy Bob Thornton: Evet, birçok ödülüm var.
Ama ödül ya da adaylık peşinde koşmuyorum.
Bu da beni işe karşı dürüst tutuyor. “Bunu yaparsam Oscar kazanır mıyım?” diye düşünmüyorum.
Belki film çekip Oscar kazanmanın formülü bile vardır.
Çok sayıda figüran, tarihte önemli bir olay, John Williams müziğini yapsın...
Belki Oscar kazanabilirsiniz.
Ama benim ilgimi çekmiyor.Billy Bob Thornton dizide Tommy Norris karakterine hayat veriyor.HOLLYWOOD SİSTEMİNİN PARÇASI OLMAMAYI SEÇTİM◊ Hollywood sisteminin dışında kalmak bilinçli bir tercih mi sizin için?- Billy Bob Thornton: Kariyerinizde belli bir noktaya gelince, Hollywood sisteminin bir parçası olmamayı seçiyorsunuz.
Bu da sizi daha dürüst kılıyor.
İşten sonra evimdeyim.
Albüm yapıyorum.
Turneye çıkıyorum.
Sonra eve dönüp ailemle vakit geçiriyorum.Sanırım asıl mesele de bu.
Hollywood partilerine gitmiyorum.
Bana bir bak; sanki evsiz gibiyim!
Takım elbiseyle gelmiyorum.
Her şeyi kusursuz göstermeye çalışmıyorum.
Kafamı kazıtıyorum, olduğum gibi geliyorum.
Kendi hayatınızda dürüst kalırsanız, bu mutlaka işinize de yansıyor.KADINLARDA, ERKEKLERDE OLMAYAN BİR RADAR VAR◊ “Landman”de eşinizi çok iyi okuyabiliyor; hangi ruh halinde olduğunu, ona nasıl yaklaşmanız gerektiğini tam olarak biliyorsunuz.
Özel hayatınızda kadınları okumakta ne kadar iyisiniz?- Billy Bob Thornton: Altı kez evlendim! (Gülüyor) Sanırım yıllar içinde öğreniyorsun.
Erkeklerle kadınlar arasındaki en büyük farklardan biri şu; kadınlarda, erkeklerde olmayan bir radar var.700 mankenin olduğu bir odaya gireyim, içlerinden sadece biri manken gibi görünmeyen ama geçmişte bir şekilde tanıdığım biri olsun.
Eşim Connie odaya girer girmez, “Şu köşedeki kıvırcık saçlı, gözlüklü kız kim?” der.
Ben de “Nasıl anladın?” diye kalırım. (Gülüyor)Dizide rol arkadaşım Ali Larter (Angela) ile olan durum biraz farklı.
Kamera dışında da bana karşı çok farklı biri değil.
Diyelim ki Ali’yle akşam yemeğine çıkacağız.
Bana aynen şöyle der; “Beni berbat bir yere götürmüyorsun.
Şampanya, istiridye olan güzel bir yere götüreceksin”.
Onunla hem kamera önünde hem dışında bu şekilde iletişim kuruyorum ve artık oldukça iyi tanıyorum.
Bu yüzden birlikte oynadığımız sahneler, gerçek hayattaki ilişkimizi çok yansıtıyor.PETROL İYİDİR-KÖTÜDÜR DEMİYORUZ SİSTEM BÖYLE İŞLİYOR DİYORUZ◊ Dizide canlandırdığınız Tommy karakterine ne kadar sahip çıkıyorsunuz? - Billy Bob Thornton: Dizinin yaratıcısı Taylor’la (Sheridan) aramızda gerçekten çok iyi bir çalışma ilişkisi var.
Zaten bu diziyi benim için yazdı. “1883” dizisinde onun için küçük bir rol yapmıştım ve bana “Sesini yakaladım.
Senin için nasıl yazacağımı biliyorum” dedi.
Gerçekten de birinci sezonun senaryosunu okuduğumda, “Evet, çözmüşsün” dedim.
Bana çok alan tanıyor.
Eğer içimden geliyorsa doğaçlama yapmama izin veriyor.Bunu şöyle anlatayım; geçen yıl New York’ta bir soru-cevap etkinliğindeydik.
Ön sırada bir kadın vardı. “Petrol sektörüyle ilgili bir dizi yapmanın ahlaki yönü hakkında neler söylersiniz?” diye sordu.
Şöyle cevap verdim: Eğer dünyadaki her şeyi suyla çalıştırmanın bir yolunu bulurlarsa, petrol şirketleri bu kez su işine girer.
Bu bir sektör, bir endüstri.
Tıpkı ilaç şirketleri gibi.
Bu dizi de petrol sektörünün perde arkasına küçük bir bakış sunuyor.
Politik bir mesaj vermiyor. “Petrol iyidir” ya da “kötüdür” demiyor.
Sadece “Sistem böyle işliyor” diyoruz.Bu ülkede yerlilere çok sert davrandık◊ Kariyeriniz boyunca western filmleriyle Batı mitolojisini farklı biçimlerde canlandırdınız.
Günümüzde Batı kavramı sizin için nasıl bir anlam taşıyor?- Sam Elliott: Bugün Batı’yı düşündüğümde aklıma ilk gelen şey, ne kadar çok zarar verdiğimiz oluyor.
Batı benim için her zaman ulaşılmaya çalışılan, gidilen bir yer olmuştur.
Zaten bu ülkeye geliş hikâyemiz de böyle.
Doğu’dan geldik ve Batı’ya doğru ilerledik.
Ben Batı’da büyüdüm.
Kaliforniya’da doğdum ve büyüdüm.
O yüzden hep şunu hissederim: Batı’da gidebileceğim en uç noktaya kadar gitmiş gibiyim.Bu ülkede yerlilere çok ama çok sert davrandık.
Geldik ve topraklarını ellerinden aldık.
Onların yaşam biçimi, sahip oldukları özgürlük ve doğaya gösterdikleri özen...
Benim için o yaşam biçimi hâlâ ulaşılması gereken bir ideal.
Bunun için çok geç olduğunu düşünmüyorum.◊ Western filmlerde toprağa sahip çıkmak oldukça önemlidir.
Toprağa sahip olmak ve onu kullanmak sizin için ne ifade ediyor? - Sam Elliott: Genel olarak toprağa büyük bir saygı duyuyorum.
Aslında bu noktada, toprağa ve üzerindeki gökyüzüne neler yaptığımızla ilgili bambaşka bir yola da girebilirim ama şu an için pek uygun olmaz. (Gülüyor) Kendimi her zaman toprağa çok bağlı hissettim.
Ailem Teksaslı.
Bir tek ben hariç.
Kaliforniya’da doğdum.
Toprakla çok güçlü bir bağım var.
İlk kez bir arazi satın aldığım anı hatırlıyorum.
Santa Monica Dağları’ndaydı ve hâlâ benim.
Ventura County’deki bazı yönetmelikler yüzünden üzerine bir şey inşa edemiyorum ama orası benim için çok kıymetli bir toprak parçası.