Haber Detayı
İstanbul’da tehlike yaratan fay! “En kötü felaket yaşanacak” Uzmanlar peş peşe açıklama geldi
Science Dergisi ve New Yort Times'ta yapılan 'Olası büyük İstanbul depremi' değerlendirmeleri tartışmaları ortamı yeniden alevlendirdi. Dergideki değerlendirmede Avcılar açıklarındaki 'sessiz segment'e dikkat çekilirken, New York Times'taki yazıda "En kötü insani felaketlerden biri yaşanacak" denildi. İki değerlendirmenin ardından Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ve Prof. Dr. Naci Görür'den peş peşe açıklama geldi.
İstanbul için 'beklenen büyük deprem' tartışmaları bitmek bilmiyor.
Konuyla ilgili olarak yapılan değerlendirmelere bir yenisi daha eklendi."DOĞUYA DOĞRU KADEMELİ OLARAK KIRILMASI"Almanya’daki Helmholtz Yerbilimleri Merkezi öncülüğünde yürütülen ve dünya çapında kabul gören Science dergisinde yayımlanan araştırma, Marmara Denizi altındaki Ana Marmara Fayı’ndaki sismik hareketliliğin son yıllarda batıdan doğuya doğru ilerlediğini gösterdi.
Bu ilerleyişin, İstanbul’a en yakın kilitli bölümde gerilim birikimine yol açtığı belirtildi.Aralarında Türk uzmanların da bulunduğu 14 kişilik ekip tarafından kaleme alınan makale, “Marmara Ana Fay Hattı'nın İstanbul yönüne doğru doğuya doğru kademeli olarak kırılması” başlığını taşıyor. "ZİNCİRLEME BİR GERİLİM AKTARIMI"YARATIYORAraştırma, 2011 ve 2012’de Marmara’nın batı ve orta kesimlerinde başlayan orta büyüklükteki depremler ile 2019 Silivri depremi ve 23 Nisan 2025’teki 6,2 büyüklüğündeki sarsıntının, batıdan doğuya doğru bir kırılma dizisini ortaya koyduğunu belirtiyor.
Bu olayların, fayın kilitli yani uzun süredir kırılmamış olan doğu parçalarına doğru 'zincirleme bir gerilim aktarımı' yarattığı vurgulanıyor. "SESSİZ SEGMENT" DİKKAT ÇEKİYORBilim insanları özellikle Avcılar üzerinde durdu.
Avcılar açıklarında 15-20 kilometrelik 'sessiz segment' olduğuna dikkat çekiyor.
Bu bölgenin, bugüne kadar sismik hareketlilik göstermediği için gerilim biriktirmiş olabileceği ve bir sonraki orta veya büyük deprem için olası bir başlangıç noktası olarak değerlendirilebileceği vurgulanıyor.
Ayrıca buradaki kırılma veya stres aktarımının, doğusunda bulunan ve tamamen kilitli durumda çok fazla gerilim biriktirmiş olan Prens Adaları segmentini tetikleyebileceği uyarısı yapılıyor.
Araştırmada, şu anda Marmara Denizi’nin Avrupa’daki en yüksek sismik tehlike alanı olduğu ve bu fay hattındaki gerilimin İstanbul’a doğru yaklaştığı kaydedildi.
Bilim insanları, bu sürecin zamanlamasını belirlemenin mümkün olmadığını ancak riskin sürdüğünü ve bölgenin detaylı sismik izlemeye tabi tutulmasının önemine dikkat çekildi.
ÜŞÜMEZSOY'DAN TEPKİ GECİKMEDİKısa sürede gündem olan çalışmaya Prof.
Dr.
Şener Üşümezsoy'dan tepki geldi.
Daha önce İstanbul'da 7 ve üzeri büyüklükte bir deprem beklemediğini aktaran Üşümezsoy bu değerlendirmesini yineledi.
Üşümezsoy, şu açıklamalarda bulundu:"Düz mantıkla bilim olmaz.
Haritaya bakıp 'depremler batıdan doğuya gidiyor, sırada İstanbul var' demek jeoloji bilmemektir. 1894 depreminde o hat kırıldı ve enerjisini boşalttı.
Zombi çalışmaları, hayali çalışmaları, terk edilmiş çalışmaları 'İstanbul'da risk var' diye kullanmak artık bilimsel değil farklı bir tavır gerektirmektedir.
Marmara'da 7.4 veya 7.5 büyüklüğünde deprem üretecek tek parça, boydan boya kırılacak bir fay hattı yok.
Batıdan gelen stresin doğuya göçtüğü doğru olsa bile, Adalar'da bunu karşılayıp patlatacak bir mekanizma yok.
Tek riskli bölge Kumburgaz sırtındaki o küçük segmenttir.
O da kırılırsa maksimum 6.5 büyüklüğünde bir deprem üretir.
İstanbul'u yerle bir edecek 7 üzeri deprem beklentisi, Marmara'nın tabanındaki gerçeklerle uyuşmuyor" NACİ GÖRÜR'DEN AÇIKLAMA GELDİÖte yandan ABD merkezli New York Times da olası İstanbul depremi için değerlendirme yayınladı.
Bahsi geçen değerlendirmede, "En kötü insani felaketlerden biri yaşanacak" ifadelerine yer verilirken, Prof.
Dr.
Naci Görür bu yazıya açıklama yaptı.
Görür sosyal medya hesabından şu paylaşımda bulundu:"Arkadaşlar, bir Amerikan gazetesinin paylaşımı üzerine (The Newyork Times) Marmara’da deprem haberleri yine coştu.
Kim ne diyor bilmem.
Marmara denizinde tarihten önce, Bizans döneminde ve Osmanlı döneminde deprem oldu.
Cumhuriyet döneminde de er geç olacak.
Eşeğini sağlam kazığa bağlamak istiyorsan kentini “deprem dirençli” yapacaksın o kadar.
Kentsel dönüşüm deprem dirençli kent değildir"