Kanadı kırık

Maçın hemen başında Beşiktaş’ın tehlikeli faul nedeni ile 2 sarı kart görmesi, sert savunma ile ev sahibini yıldırma taktiği olabilir.

Ancak enteresan olan, rakibin ayağına acımasızca basan ‘sporcu(lar)ın’ hiçbir şey yapmamış gibi hakeme reaksiyon göstermesi!

Takım ve oyuncu ayırt etmeden bu davranışın bir “sportif ahlak” meselesi olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.

Nitekim bu sert taktiksel yaklaşım devre olmadan Beşiktaş’ı önde olduğu maçta bir kişi eksiltti.Maç öyle bir başladı ki sahada kan, ter, gözyaşı ve acı kısaca her şey vardı.

Trabzonspor iç sahada rakibi kendi sahasına hapsetme ve kaybettiği toplar sonrası agresif baskı ile rakibi yıldırma stratejisini başarıyla uyguladığını zannederken, savunma güvenliğinden tamamen uzaklaştığının farkında bile değildi!

Taktiksel anlamda sinsice bunu kollayan Beşiktaş, iki hızlı hücumla arkaya attığı toplarda golleri peş peşe bulurken hiç zorlanmadı diyebiliriz.Buna rağmen oyun disiplininden kopmayan ve baskıya devam eden ev sahibi de bu oyununun ödülünüBeşiktaş defansının kremalı ikramıyla buldu.

Ancak bu hatalarını çabuk telafi ederek, aynı yaklaşımla Beşiktaş’ın 3. golü bulması gecikmedi.İkinci yarıya 10 kişi ile başlayan kanadı kırık Kartal’ın 2 gollü farkı 45 dakika korumak dışında yapabileceği çok fazla bir şey kalmadığını düşündüğü için, tamamen kapanıp oyunu tenis müsabakasına çevirmesi şaşırtmadı.

Bu nedenle Trabzonspor için doldur-boşalt antrenmanına dönen maçta ev sahibi 64. dakikada hedefi bularak oyunu 2-3’e getirdi.Golden sonra yine roller değişmeden oyun uzun süre devam etti. 81. dakikada Beşiktaş adına maçı kapatma fırsatı kontratak sonrası geldi, ancak sporcu bencilliği bu fırsatın bilinçsizce harcanması ile sonuçlandı.

Devamında atamayana atarlar düsturu devreye girerek Trabzonspor beraberliği yakaladı.