Haber Detayı
Operasyonel körlük, şirketlere pahalıya patlıyor
Çoğu finans yöneticisinin ay sonu raporlarıyla karar verdiği günümüz iş dünyasında, operasyonel verilerdeki hatalar finansal tablolara yansıdığında genellikle çok geç oluyor. Şirketler, bu kopukluk nedeniyle büyük kârlılık sızıntıları yaşıyor.
Günümüz iş dünyasında birçok finans yöneticisi halen ay sonlarında gelen finansal tablolara bakarak önemli kararlar alıyor.
Ancak bu tablolar sadece sonuçları gösteriyor; bu sonuçları doğuran operasyonel nedenleri ortaya koymakta yetersiz kalıyor.
Bir üretim bandındaki beklenmedik enerji artışı, verimsiz bir lojistik rotası ya da depolardaki yüksek fire oranı, finansal raporlara yansıdığında genellikle iş işten geçmiş oluyor.
Operasyonel ve finansal veriler arasındaki bu kopukluk, şirketlerin milyonlarca dolarlık kârlılık sızıntıları yaşamasına neden oluyor.Kurumsal kaynak planlama pazarında yer alan Industrial Application Software (IAS), geliştirdiği çözümlerle bu iki dünya arasındaki duvarı yıkıyor.
IAS, finans departmanlarını yalnızca geçmişi raporlayan birimler olmaktan çıkarıp, tüm organizasyonun röntgenini gerçek zamanlı çeken stratejik karar merkezlerine dönüştürüyor.IAS Yetkinlik Merkezi Müdürü Engin Murat Bölükbaşı, bu bütünsel dijital altyapının önemini vurguluyor: “Birçok şirkette finans departmanı ve üretim sahası farklı dilleri konuşur.
Biz Canias ERP ile bu iki dünyayı tek bir dilde, gerçek zamanlı olarak konuşturuyoruz.
Böylece finans yönetimi, bir ürünün maliyetinin neden arttığını veya hangi makinenin enerji tüketiminin saptığını anlık olarak görebiliyor ve kriz anlarında reaktif değil, proaktif kararlar alabilir.”Reaktif raporlamadan proaktif öngörüye geçişCanias ERP’nin entegre yapısı, finansal yönetimi sadece olanı izleyen bir pratikten, geleceği kurgulayan proaktiviteye taşıyor.
Finans modüllerinin üretim, satış ve tedarik zinciriyle entegre çalışması sayesinde şirketler, operasyon gerçekleşmeden önce senaryoları karşılaştırarak olası risk ve fırsatları analiz edebiliyor.
Örneğin; kur dalgalanmaları, hammadde fiyat artışları veya talep değişiklikleri gibi olasılıkların nakit akışına ve kârlılığa etkisi hesaplanabiliyor.Bölükbaşı, günümüzde sürdürülebilir karlılığın yolunun, veriyi işlevsel içgörü ve öngörüye dönüştürmekten geçtiğini belirtiyor: "Geçmişin bilançosuna bakan geleneksel finans yönetimi, artık günümüzün proaktif ihtiyaçlarını karşılayamıyor.
Entegre sistemler ise farklı perspektifler üzerinden ileriye dönük mevcut durumun yorumunu yaparak stratejik değişiklikler yapmayı ve geleceğin haritalanmasını mümkün kılıyor."