Haber Detayı
Fenerbahçe'yi 'Saran' huzur
Kadıköy’de ilk düdükten önce bir şey belliydi. Domenico Tedesco’nun "Bugün ofansif oynayacağız" cümlesi, klasik bir...
Kadıköy’de ilk düdükten önce bir şey belliydi.
Domenico Tedesco’nun "Bugün ofansif oynayacağız" cümlesi, klasik bir maç önü beyanı gibi durmuyordu.
Daha çok, kapısı kilitli bir odanın anahtarını cebinde yoklayan bir adamın sakin öz güveni vardı sesinde.
Fenerbahçe sahaya çıktığında bu cümle lafta kalmadı.
Tempo, ilk saniyeden itibaren rakibin ensesine yapıştı.Konyaspor nefes almak için başını kaldırdığında karşısında sarı lacivert bir duvar buldu.
Önde baskı öyle bir baskıydı ki, topu kazandıkları yerle rakip kalenin arası birkaç adım kadardı.
İlk 15 dakikada Anderson Talisca’nın kaçırdığı iki net pozisyon, skora yazılmadı belki ama oyunun ruhuna kazındı.
Maçın yönü orada çizildi.♦♦♦♦♦Futbol bazen sabır oyunu değil, inat işidir.
Jhon Duran’ın kazandırdığı penaltı bunun en temiz örneğiydi.
Takip etti, zorladı, vazgeçmedi.
Kilit zaten çatlamıştı, penaltı sadece kapıyı itti.
Mert Müldür’ün şansın da yardımıyla attığı ikinci gol, bireysel bir an gibi görünse de aslında takım halinde kurulan baskının hasadıydı.Talisca için ise bu maç küçük bir hikaye barındırıyordu.
İlk 15 dakikada kaçan goller, tribünde homurtuya dönüşebilirdi.
Olmadı.
Penaltıdan attığı gol, Brezilyalının sırtındaki yükü aldı.
Ardından gelen plase, futbolun adalet duygusunu hatırlattı.
Kaçırdığını telafi eden oyuncu, kendini oyundan düşürmezse maç onu ödüllendirir.
Dokuz dakikada gelen üç golle ilk yarıda fiş çekildi.
Son dakikalarda Asensio, maç boyunca oynadığı futbolla hak ettiği golle skoru belirledi.♦♦♦♦♦Norveç’te Brann deplasmanında beklenenden kolay geçen sınavın ardından, içeride Konyaspor’a karşı oyunu bu kadar erken koparmak, tesadüf değil.Yirmi üç günde, biri derbi olmak üzere altı maça çıkan bir takımın bunu yapabilmesi, sadece taktikle açıklanmaz.
Bu, kondisyonun, ritmin ve zihinsel berraklığın geldiği noktayı anlatır.Sezon başındaki o yorgun, dağınık Fenerbahçe’den eser yok.
Sanki takım, uzun süredir sırtında taşıdığı fazlalıkları bir bir bırakmış.Bu dönüşümün sahadaki mimarı Tedesco.
İnşa etmeye çalıştığı anlayış artık soyut bir vaat değil, elle tutulur bir gerçek.
Oyuncular ne yaptığını biliyor, ne zaman hızlanıp ne zaman duracağını sezgisel olarak hissediyor.
Futbolcuların yüzünde uzun zamandır görülmeyen bir rahatlık var.
Bu, sadece kazanmanın değil, doğru yolda yürümenin rahatlığı.♦♦♦♦♦Ama hikaye yalnızca saha içiyle sınırlı değil.
Bu düzenin kurulabilmesi için dışarıda da gürültünün kesilmesi gerekiyordu.Asıl risk oradaydı.
İki ay önce, Mourinho’nun oynatmadığı için tribünlerin adını haykırdığı İrfan Can Kahveci ve Cenk Tosun gibi isimlerle yolları ayırmak, her yönetimin altına gireceği bir yük değildi.
Ters giden ilk sonuçta, bu kararlar okların hedefi olurdu.
Saran yönetimi bu riski aldı.
Tedesco’nun arkasında durdu.Samandıra’da futbol dışı her başlıkta söz söylemeye alışmış isimlerin eli takımın üzerinden çekildi.
Kulüp içi hiyerarşi yeniden çizildi.
Başkan olamaz, maaş ödeyemez, kulübe kayyum gelir gibi söylemler havada uçuşurken, Saran ve ekibi kulaklarını kapatıp işlerine baktı.
Sevdiğim bir Türk atasözü var, “İt ürür, kervan yürür.” Fenerbahçe’nin yeni yönetiminin yaptığı tam olarak bu.♦♦♦♦♦Takımı saha dışı tartışmalardan uzak tutup, oyuncuları sadece futbola odaklamak, Türkiye şartlarında küçümsenecek bir başarı değil.Maç kazanılır, kaybedilir, berabere kalınır.
Ama kaosun eksik olmadığı bir ülkede, futbolcuların haftayı sadece antrenman ve maç düşünerek geçirmesi, başlı başına bir kazanım.
Son aylarda Fenerbahçeli oyuncuların saha dışında değil, sahada konuşulması bunun göstergesi.Yolun sonunda şampiyonluk gelir mi, gelmez mi, kimse bugünden bilemez.
Ama yıllardır her günü başka bir krizle açan Fenerbahçe camiasına bir nebze olsun huzur sağlanmış olması, az şey değil.
Hele ki Türk futbolunun yasa dışı bahis, şike ve benzeri karanlık başlıklarla kuşatıldığı bu dönemde.Belki de başarı bazen kupadan önce gelir.
Bir camianın yeniden nefes alması, taraftarın tribüne gelirken boğazındaki düğümün çözülmesi, futbolun tekrar futbol gibi hissedilmesiyle başlar.Fenerbahçe bugün bunu yaşıyor.
Bu huzur, doğru korunursa, er ya da geç karşılığını da bulur.
Belki de tahmin edilenden daha yakın bir zamanda.