Haber Detayı

O yoksulluk Meclis’in hemen dibinde yaşanıyor
Recep genel nefes.com.tr
17/12/2025 06:00 (1 hafta önce)

O yoksulluk Meclis’in hemen dibinde yaşanıyor

Meclis ve Ulus, Ankara’nın orta yerinde adeta koyun koyuna yatar. Hani şu sefaletin, kaderine terk edilmişliğin, çaresizliğin sokaklarına ev...

Meclis ve Ulus, Ankara’nın orta yerinde adeta koyun koyuna yatar.

Hani şu sefaletin, kaderine terk edilmişliğin, çaresizliğin sokaklarına ev sahipliği yapan Ulus...

Ankara’da bir semtin adı...

Meclis’e sadece birkaç kilometre mesafede, bir solukta ulaşabileceğiniz bir yerde...Ankara’nın iki yüzlülüğünün simgesi gibi öylece durur...Ulus’ta, yüksek bürokrasinin hemen dibinde, kudretli binaların gölgesinde on yıllardır diz boyu bir sefalet yaşanır, ama kimse görmez...

Kimse duymaz...

Ne bakanlar ne vekiller geldi geçti.

Onlar hep oradaydı...

Başkent’in ironisi budur...Ankara’yı bilenler bilir.

Ulus’taki o oteller, bit pazarı, sobacılar çarşısı hemen hepsi eski TBMM’nin birkaç yüz metre ötesindeki arka sokaklardadır.

Çalışma Bakanlığı, hemen orada Ulus’a doğru yürürken karşınıza çıkar.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da çok uzakta değil, o da Çankaya’yı mesken tutmuş.Yeni Meclis binasına olan mesafeyi soracak olursanız, o da 5 kilometre kadar ötededir.

Yani, o koca bürokrasi ağı, o sefil otellerin, o mezbeleliklerin birkaç kilometre ötesinde bir alanda dizi dizi sıralanır.Diyeceğim o ki; Meclis’in eli öyle Hakkari’ye, Şırnak’a değil, Ulus’a kadar bile uzanmaz.

İki dünya hiç bir zaman araya gelmez, hiç karşılaşmaz ama yan yana yaşar.Aslında bu vurdumduymazlık, bizim büyük çaresizliğimizin kaynağıdır.

ONLAR GÖRMEZ, DUYMAZ, İŞİTMEZ Biz buyuz...

Meclis’imizin bir adım ötesinde yoksulluk, açlık kol gezer, Çalışma Bakanlığı’nın önünden binlerce işsiz bir aşağı bir yukarı volta atar.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın burnunun dibinde yoksullar, çaresizler gün boyu parklarda oyalanır, akşam köhne otellere çekilirler.

Dilenciler, Kocatepe Camii’nde mendil açıp karınlarını doyurmaya çabalar.

O ateşli vatan millet konuşmaları yüksek duvarlarla çevrili Kızılay’ın göbeğindeki Meclis salonlarında yapılırken, birkaç yüz metre ötede otobüsler, minibüsler yoksulları kenar mahallelere taşır.

Sanki ne onlar orada milli iradenin tecelli ettiği Meclis’in birkaç adım ötesinde olduklarının farkındadır ne de Meclis’teki vekiller duvarların hemen arkasındaki o dünyadan haberdardır.Cumhuriyet, onu kuran, ona güç veren millete tam da burada sırtını dönmüş...

Tam da burada, Meclis’in birkaç yüz metre ötesinde kendini bürokrasinin yüksek duvarların ardına hapsedip milletine yabancılaşmış...600 vekil, çakarları, havalı makam arabaları, korumaları, danışman ordularıyla her gün Başkent’in en sefil sokaklarının üstünden, altından, yanından, yöresinden geçer.

Ama onlar, görmez, duymaz, işitmez.

BELKİ KOMİSYON KURARLAR Milletvekili bir isimdir, uzun zaman önce anlam erozyonuna uğradı.

Milletin vekili gibi filan düşünmeyin...

Tıpkı Gümüşova’nın gümüşle, Altındere’nin altınla alakası olmaması gibi...

Her şey böyle ayan beyan milletin önüne düşünce belki vekiller duyar.

O ara sokaklarda yaşanan korkunç dram için soru önergesi filan verirler...

Tüm partilerden oluşan komisyon filan kurarlar… Sobacılar çarşısını, bit pazarını, terminali, o sefil otelleri ziyaret ederler...Belki, bu millet niye aç, neden sefil ve perişan diye bakarlar, kim bilir...

Hatta tutanak tutar, açlığımızı, sefaletimizi kayıt altına alırlar...

Bize bir hayrı dokunmaz ama olsun… Aylarca laf cambazlıkları yaptıktan sonra da ellerinde ne varsa Meclis’in tozlu raflarına kaldırırlar.

Arkasında ihalelerin, avantaların peşine düşerler...Meclis orada dimdik duruyor, onu bu yoksul millet kurdu.

Sadece taşını, toprağını, binasını değil, temsil ettiği iradeyi de bu millet verdi.

Günün birinde oraya halkı temsil eden gerçek vekiller göndermeyi de öğreneceğiz.Bu millet, duvarların arasına hapsettiğiniz Meclis’i sizden geri alacak.

İlgili Sitenin Haberleri