Haber Detayı
Muhalif medya bu haberi çok sevdi: 'Yaşlılar otellerde kalıyor'... Oysa ilk değil... Gözden kaçan asıl ayrıntı
Cemile Y. Çetin yazdı...
Son dönemde Türkiye’de özellikle büyük şehirlerde, emeklilerin ve yaşlıları ucuz otellerde uzun süreli kalmak zorunda kalması kamuoyu gündemine getirildi.
Haberlerde bu durum çoğu zaman ilk kez yaşanıyormuş gibi sunulsa da, tarihsel ve uluslararası perspektiften bakıldığında yaşlılar ile otel/konaklama mekanları arasındaki ilişkinin yeni olmadığı görülür.
Bugün Türkiye’de görünür hale gelen tablo, aslında uzun süredir farklı coğrafyalarda ve dönemlerde ortaya çıkan yapısal bir barınma sorununun güncel bir tezahürü…“HOTEL de GİNK”Modern anlamda oteller, başlangıçta seyahat ve geçicilikle ilişkilendirilmiş olsa da, 19. yüzyılın sonlarından itibaren yoksulluk, göç ve barınma krizleriyle iç içe geçmiş mekanlara dönüştü.
Özellikle sanayileşmenin hızlandığı Batı kentlerinde, yaşlı ve yalnız bireylerin kiralık konut yerine otel, pansiyon veya “boarding house” türü yapılarda yaşadığı biliniyor.20. yüzyılın başında ABD’de ortaya çıkan “Hotel de Gink” örnekleri, çoğu yaşlı ve yoksul erkekten oluşan grupların, otel benzeri mekânları kalıcı barınma alanına çevirdiğini göstermektedir.
Bu yapılar, otelin barınma krizleriyle nasıl ilişkilendiğine dair erken tarihli örnekler...Özellikle 2000’li yıllardan sonra İngiltere, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde yayınlanan raporlar, 55 yaş üstü bireylerin evsizlik riskinin hızla arttığını ortaya koyuyor.
Bu süreçte oteller, “geçici konaklama” başlığı altında, yaşlıların aylar hatta yıllar boyunca yaşadığı mekânlara dönüştü.Bu durum çoğu zaman haber diliyle değil; sosyal politika raporları, akademik çalışmalar ve yerel yönetim belgeleriyle kayıt altına alındı.
Yani mesele uzun süre kamuoyunun gündemine güçlü biçimde girmese de zamanla barınma krizleri derinleştikçe görünür hâle geldi.Bu da yaşlıların otellerde yaşamasının olağanüstü bir tercih değil, zorunlu bir barınma stratejisi olduğunu gösterdi.İNGİLİZ RAPORLARI“The Hidden Housing Crisis Facing Older People” başlıklı 2025 raporu:-Son beş yılda İngiltere’de konut krizinin yaşlı nüfusu daha çok etkilemeye başladığı ve özellikle 55 yaş üstü kişilerde geçici konaklamaya girme oranında artış var. -65 yaş üstü kişiler için hotel-benzeri yerlerde yaşayan sayısı son yıllarda önemli şekilde arttı.
Bazı yaşlıların aylarca ya da yıllarca geçici konaklamada kaldığı not ediliyor.Sadece İngiltere değil, 2025 verilerine göre Kuzey İrlanda’da emekli hane sayısı geçici konaklamada yüzde 90 artış gösterdi.
İskoçya’da da durum benzerdi.Bugün Türkiye gündeminde olan haber son yıllarda sürekli İngilizlerin gündeminde… SÜREKLİLİK GÖSTEREN GÖRÜNMEZLİKTürkiye’de de yaşlıların otel, pansiyon veya bekar odalarında yaşaması yeni olgu değil.
Özellikle 1980’lerden itibaren büyük şehirlerde yalnız yaşayan, ailesiyle bağı zayıflamış veya düzenli geliri olmayan yaşlı erkeklerin bu tür mekanlarda kaldığı zaman zaman haber oldu.
Türk romanında ve sinemada bu konunun yer bulamamasının nedeni vardı: Otelde yaşayan yaşlı figürü; aile bağlarının koptuğunu, devletin ve toplumun geri çekildiğini, sınıfsal bir çöküşü ima ettiği için görünmez kılındı.Ancak bu durum uzun süre her ne kadar “olağan” ya da “kişisel tercih” gibi görülüp toplumsal bir barınma sorunu olarak adlandırılmasa da zamanla değişti.Son yıllarda fark yaratan unsur, yaşananların sayıca artması mı?
Buna dair elde istatistiki veri yok, sadece yapılan haber sayısında artış var.
Bu sebeple “sorun” ortaya çıkmış değil; sadece görünür oldu.Bugün Türkiye’de yaşlı–otel ilişkisini gündem yapan şey, bu ilişkinin varlığı değil; ekonomik koşulların bunu kitlesel hâle getirmesi.
Yükselen kiralar, düşük emekli maaşları ve sosyal konut yetersizliği, oteli bir son çare barınma alanına dönüştürülmesi oldu.
Bu durum, geçmişte sessizce yaşanan bireysel hikâyeleri, kamusal bir soruna dönüştürdü.
Dolayısıyla bugünkü tablo, ani bir sapma değil; uzun süredir biriken yapısal sorunların görünür hale gelmiş sonucu.Sonuçta, yaşlıların otellerde yaşaması ne Türkiye’de ne de dünyada yeni bir olgu.
Yeni olan, bu durumun artık istisna olmaktan çıkıp yaygınlaştığı iddiası ve kamuoyuna bunu bir “kriz” olarak algılatmaya başlanması.
Tarihsel perspektif bize şunu göstermektedir: Otel, yaşlılar için her zaman sadece geçici bir konaklama mekanı değil, barınma sisteminin çöktüğü anlarda devreye giren bir ikame alan oldu.Bugün Türkiye’de yaşananlar, bu uzun tarihsel sürecin güncel bir halkası.
Sorunu anlamak için “ilk kez oluyor” demek yerine, neden tekrar ve daha görünür şekilde ortaya çıktığını sormak gerekir.
Bunun için imdada yetişecek olan sebep-sonuç ilişkisini dikkatli analiz etmek gerekir.Odatv.com