Haber Detayı

Ressam Memik Kibarkaya, parmaklarıyla yıllardır resim yapıyor
Kültür - sanat nefes.com.tr
18/12/2025 13:25 (1 hafta önce)

Ressam Memik Kibarkaya, parmaklarıyla yıllardır resim yapıyor

Fırça, spatula gibi malzemeler kullanmayan ve resimlerini parmaklarıyla yapan ressam ve emeli veteriner Memik Kibarkaya, "Beni sanata iten asıl kişi rahmetli Fikret Otyam'dı. O beni görünce hayret içinde kaldı. Bana, 'Derhal istifa edip, emekli ol ve mutlaka resim yap.' dedi. Ben de o günden beri resim yapıyorum." dedi.

Genellikle resimlerinde Anadolu'nun doğası ve insanını işleyen Kibarkaya, 1950'de Kahramanmaraş'ta dünyaya geldi.

Fırat Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Anadolu'nun çeşitli il ve ilçelerinde veterinerlik, ilçe müdürlüğü ve il müdürlüğü yaptı.Kibarkaya, sonraki yıllarda ressam Fikret Otyam ile tanıştı ve onun portresini yaptı.

Otyam'ın portresini beğenmesi ve önerisi üzerine emekli oldu ve kendi atölyesinde resim yapmaya hız verdi.Yaklaşık 35 yılı aşkın süredir resim yapmaya devam eden ve çalışmalarını Ankara'da sürdüren Kibarkaya, AA muhabirine sanat hayatına dair açıklamalarda bulundu."ORTAOKULA GİTTİĞİM ZAMANLARDA HOCALARIM BENİ KEŞFETTİ"Memik Kibarkaya, kırsal bölgede geçirdiği zamanın sanat hayatında önemli bir yerde olduğunu belirterek, "Ben köylü bir ailenin çocuğuyum, ailem tarımla uğraşıyordu.

Ben de çobanlık yaptım.

Yalnız kaldığımda üretmek için çaba gösterdim.

Çamurdan değirmenler, kayalara resimler ve kendi oyuncaklarımı yaptım.

Ortaokula gittiğim zamanlarda hocalarım beni keşfetti.

Bizim zamanımda aileler, çocuklarını sanata çok fazla teşvik etmezdi ve ben de bunun sıkıntısı çektim." diye konuştu.Çok sevdiği köpeğinin hastalanıp vefat etmesinin ardından veterinerlik fakültesine gittiğini dile getiren sanatçı, şöyle devam etti:"Veteriner hekim olunca Anadolu'nun çeşitli yerlerinde görevler yaptım ve resim çalışmalarıma devam ettim.

Parmaklarımla resim yapma tekniğini ise Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nda uzman olarak çalışırken buldum.

Boyayı çamur yaptım, onu kimyasallarla karıştırdım ve bu malzemeyi parmaklarımla kağıt üzerine yapmaya başladım.

Yaptığım resimler kamuoyunda dikkati çekti, açtığım sergiler ilgi görmeye başladı.""BENİ SANATA İTEN ASIL KİŞİ RAHMETLİ FİKRET OTYAM'DI"Kibarkaya, sanat hayatındaki en önemli figürün Fikret Otyam olduğunu işaret ederek, "Beni sanata iten asıl kişi rahmetli Fikret Otyam'dı.

O beni görünce hayret içinde kaldı.

Bana, 'Derhal istifa edip, emekli ol ve mutlaka resim yap.' dedi.

Ben de o günden beri resim yapıyorum.

Fikret Bey'in bu anlamda gelişimimde çok fazla katkısı vardır.

Kendisini minnetle anıyorum." dedi.Boya olarak çamuru kullanmasından dolayı eserlerini parmaklarıyla yaptığını söyleyen sanatçı, şunları anlattı:"Çamur yoğun bir yapıya sahip olduğu için tuvale yapışmıyor.

Ben de bu yüzden fırça kullanamıyorum.

Boya yaptığım kağıt Almanya'dan gelen özel bir süzgeç kağıt.

Onun üzerinde de bir filtre kağıdı var.

Ben bu zemin üzerinde parmaklarımla eserlerimi icra ediyorum.

Çamurdan yaptığım boyanın katılığı beni fırça kullanmadan parmaklarımla resim yapmaya yönlendirdi.

Her ne kadar çocukluğumda yağlı boya resimler yapsam da çamuru bir malzeme olarak kullanmaya başlamamla bunu bıraktım.""ESERLERİM ORTAYA BAŞKA BİR ÜSLUP VE FARK KOYDU"Memik Kibarkaya, bugüne kadar farklı şehirlerde 60'ın üzerinde sergi açtığını ve sergilerinin büyük ilgi gördüğünü belirtti.Resimlerini aşk ile yaptığını dile getiren Kibarkaya, "Ben resimlerimi yaparken adeta uçuyor ve kendimden geçiyorum.

O anda dünyadan kopuyor, cennette dolaşıyorum.

Meleklerle beraber geziyor, sohbet ediyorum.

Picasso der ki, 'Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur.' Demek ki biz sanatçı olarak doğmuşuz.

Zaten ailemde de bu damar vardı.

Annem kilimini, halısını kendi dokurdu.

Evimiz çamurdandı ve pencerelerin kenarlarına, annem güvercinler, çiçek desenleri yapardı.

Ben bu aşkı ondan aldım." ifadelerini kullandı.İngiltere Kraliçesi 2.

Elizabeth'in resmini de yaptığını ve çok beğenildiğini aktaran Kibarkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:"Kraliçenin resmini daha önce Sigmund Freud'un torunu, İngiliz ressam Lucian Freud yapıyor.

Kraliçe, resmini yapmasını isteyince, ressam onu atölyesine çağırıyor ve o da gidiyor.

Bir tahta sandalyeye oturuyor ve poz veriyor.

Burada sanatçıya verilen değeri gördüm ve Kraliçe'nin gazeteden gördüğüm resmini yapmaya karar verdim.

İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi gazetede, yaptığım resmin haberini okuyup, çok beğenmiş.

Resmi alarak İngiltere'ye Kraliçeye gönderdiler.

Bu da benim bilinirliğimi arttırdı.

Muhammed İkbal, 'Yolunuzu kendi kazmanızla kazın.

Başkasının kazdığı yoldan gitmeyin.' der.

Herkesin alıştığı bir resim yapma tarzı vardı.

Parmaklarımla ve çamurdan yaptığım eserler ortaya başka bir üslup ve fark koydu.

Bu da dünyadaki herkes tarafından büyük bir takdir topladı."

İlgili Sitenin Haberleri