İnsan kalıntılarını gizlice satmıştı: Harvard'ın morg yöneticisine 8 yıl hapis cezası

Harvard Tıp Fakültesi morgunun eski yöneticisi Cedric Lodge, bağışlanan insan bedenlerinden çaldığı kalıntıları binlerce dolara satmaktan suçlu bulunarak sekiz yıl hapis cezasına çarptırıldı.Lodge'un eşi Denise de aynı dava kapsamında bir yıl bir gün hapis cezası aldı.ABD'nin Pensilvanya eyaletinde yapılan duruşmada salı günü verilen kararda Cedric ve Denise Lodge çifti çaldıkları insan kalıntılarını eyaletler arasında taşımaktan suçlu bulundu.

Çiftin çaldıkları arasında parçalanmış kafalar, organlar ve beyinler olduğu belirtildi.İKİ YIL BOYUNCA SATIŞ YAPMIŞLARİddianameye göre çift, Harvard'ın Anatomical Gift Programı kapsamında araştırma ve eğitim için bağışlanan kadavralardan çaldıkları insan kalıntılarını çeşitli kişilere satarak bundan kazanç elde etti.

Çiftin bu eylemi 2018'den Mart 2020'ye kadar sürdürdüğü düşünülüyor.Anlaşmaya göre bağışçıların kalıntılarının ailelerine teslim edilmesi, yakılması ya da Harvard'a ait anma alanına gömülmesi gerekiyordu.

Ancak Lodge bu anlaşmaya uymayarak kalıntıları New Hampshire'daki evine götürmüştü.ON BİNLERCE DOLAR GELİR ELDE ETMİŞLERDaha sonra da eşiyle birlikte kalıntıları Facebook gibi internet siteleri üzerinden buldukları alıcılara kargoyla göndermişti.

Örneğin Mayıs 2018'de bir alıcıya 24 parça el, iki parça ayak, dokuz parça omurga, kısmi kafatası göndermiş ve bu satıştan 3050 dolar almıştı.Çiftin aynı alıcıya Şubat ve Mart 2019 tarihlerinde sırayla 1725 dolar karşılığında iki kafa ve 2300 dolar karşılığında beş yüz gönderdiği öğrenildi.Mahkeme kayıtlarına göre çiftin satışlardan elde ettiği gelirin 40 bin ila 95 bin dolar arasında olduğu belirtiliyor.HARVARD’DAN AÇIKLAMAHarvard Üniversitesi, Haziran ve Temmuz 2023'te, yaklaşık 400 bağışçının yakınlarına mektup göndererek durumu bildirdi.Cedric Lodge'un 1995'ten 2023'e kadar Harvard'da çalıştığı ve olayların ortaya çıkmasının ardından işten çıkarıldığı belirtildi.Harvard Tıp Fakültesi'nden dün yapılan açıklamada Lodge'un eylemleri "iğrenç" olarak nitelendirildi ve bunun üniversitenin değerleriyle bağdaşmadığı vurgulandı.