Haber Detayı
Ekonomi depresyonu, adalet şikâyeti, Çin baskısı… Yeşilada’dan çarpıcı ‘yıl sonu’ tablosu
Yıl kapanırken gündem dışı başlayan sohbet, kısa sürede sert başlıklara döndü: “Operasyonların nedeni ne?”, “Halkın ruh hali nasıl?”, “Çin’in dumping dalgasına karşı ne yapılmalı?” Yeşilada, 2026 için de risk uyarısı yaptı.
Yıl sonu sohbeti neşeli bir girişle başladı; ancak “Mesele Ekonomi” yayınında Atilla Yeşilada’nın gündem değerlendirmesi kısa sürede Türkiye’nin politik atmosferine, ekonomideki sıkışmaya ve 2026 risklerine uzandı.
Programda hem iç gündeme dair “operasyon” tartışması hem de “Türkiye nasıl kalkınır?” sorusuna verilen net yanıtlar öne çıktı. “Operasyon yağmuru” tartışması: 3 teori Yeşilada, son haftalarda artan operasyon haberlerini “nedenini anlamak için uykusuz geceler geçirdiğini” söyleyerek yorumladı ve üç ihtimal sıraladı: “Cambaza bak” etkisi: Yeşilada’ya göre kritik bir “barış süreci” tartışmasının ilerlediği dönemde, toplumun dikkatini başka yöne çekmek ve “gündem değiştirmek” için operasyonlar bir “meşguliyet” işlevi görüyor olabilir.
AKP içinde güç savaşı iddiası (yorum): Bazı yayınlara bakarak, operasyonların iktidar bloğu içinde bir güç mücadelesinin yansıması olabileceğini dile getirdi. (Bu kısım, programdaki değerlendirme/yorum niteliğindedir.) AKP–MHP hattında “bel altı” hesaplaşma iddiası (yorum): Koalisyon bloğunu tamamen bozmadan, gerilimin bu tür hamlelerle yönetildiği ihtimalini de konuştu. “Ekonomik sıkıntı + adalet şikâyeti”: Ruh hali ne?
Programda, “Türkiye yeni yıla hangi ruh haliyle giriyor?” sorusuna Yeşilada’nın yanıtı netti: Ekonomik sıkıntılar çok görünür.
Ayrıca bir kamuoyu araştırmasına atıfla (programda adı geçen anket şirketi üzerinden) ekonomiden şikâyetin üst sıralarda, adalet/yargı başlığının da yükselişte olduğunun konuşulduğu görüldü. “Asıl soru şu olmalı” vurgusu Uyuşturucu operasyonları bağlamında Yeşilada, tartışmanın “kişiler” üzerinden yürütülmesi yerine sistem sorularına dönmesi gerektiğini söyledi: Bu ürünler nasıl temin ediliyor?Limanlardan nasıl giriyor?
Bu ölçek, devlet içinde işbirliği olmadan mümkün mü? (Bu ifade yayındaki görüş/yorum çerçevesinde dile getirildi.) “Siyasetten bağımsız ekonomik kurtuluş reçetesi” Yayın, “iktidar değişimi” gibi siyasi cevapların dışında, Türkiye’nin refahı artırmak için ne yapması gerektiği sorusuna geldi.
Yeşilada üç ana başlıkta ısrar etti: 1) Tarımı ayağa kaldırmak Tarım topraklarının ihyası, doğru ürün deseni ve ihracat odaklı bir model olmadan “kalkınma olmaz” vurgusu yaptı. 2) Turizmi 12 aya ve ülke geneline yaymak Sadece “güneş turizmi” değil; kayak ve doğa turizmi,arkeoloji/tarih (kültür turizmi),ekoloji turizmi gibi alanların ciddi gelir potansiyeli taşıdığını anlattı. 3) Lojistik merkez olmak Depolama, karayolu-demiryolu-denizyolu, liman kapasitesi ve hızlı gümrükleşme gibi altyapı başlıklarıyla Türkiye’nin bölgesel avantajını büyütmesi gerektiğini savundu.
TOGG ve sanayileşme tartışması Yeşilada, bazı yatırımların “ölçek ekonomisi” nedeniyle sürdürülebilir olmayabileceğini öne sürdü; örnek olarak TOGG’un ölçek problemini gündeme getirdi.
Bu bölüm, yayındaki değerlendirme/yorum niteliğindedir.
Çin uyarısı: “Denge politikası yetmez” Programın en sert çıkışlarından biri Çin başlığında geldi.
Yeşilada, Çin’in özellikle elektrikli araçlar, güneş panelleri ve batarya gibi alanlarda aşırı kapasite ürettiğini, bunu da zararına/ucuza ihracat (dumping) ile dünyaya yaydığını söyledi.
Türkiye gibi emek yoğun ve orta teknolojiyle ihracat yapan ülkelerin bu dalgadan zarar görebileceğini vurguladı ve “tedbir” çağrısı yaptı.
Yapay zekâ balonu: “Teknoloji gerçek, yatırım balonu tartışmalı” Yıl sonu küresel piyasa gündeminde yapay zekâ fiyatlamaları da konuşuldu.
Yeşilada, düzeltmeyi “rahatlatıcı” bulduğunu söyledi: Yapay zekânın toplumu dönüştürücü etkisi gerçek olabilir,ancak yatırımın ekonomik getirisi konusunda soru işaretleri var.
Özellikle finansmanın “gölge bankacılık/şeffaf olmayan kanallar”a kaymasının kriz riski üretebileceğini de ekledi.