Haber Detayı

Organlarınızın yaşı biyolojik yaşınızla aynı mı? Sağlığınız organlarınızın yaşında gizli
Aile hurriyet.com.tr
20/12/2025 09:08 (6 gün önce)

Organlarınızın yaşı biyolojik yaşınızla aynı mı? Sağlığınız organlarınızın yaşında gizli

Yaş, sadece nüfus cüzdanında yazan bir sayı değil. Bilim, vücudumuzdaki her organın kendi hızında ve biyolojik yaşımızdan bağımsız olarak yaşlandığını gösteriyor.

Genetik etkenler, yaşam tarzımız gibi değişkenlerle organlarımızın yaşlanma hızı biyolojik yaşımızdan daha hızlı olabilir.

Tüm bunların getirdiği risklerin en başında ise organ bazlı sağlık sorunları geliyor.Örneğin; kalp biyolojik yaşı kronolojik yaştan belirgin derecede büyük olan birinde, kalp krizi riski onlarca yıl önceden öngörülebiliyor, hızlı yaşlanmakta olan böbrekler, ileride böbrek yetmezliği, metabolik ve kardiyovasküler sorunlar için uyarı sinyali oluyor.

Kronolojik yaşın sadece doğum tarihinizden beri geçen süreyi anlattığını, biyolojik yaşın ise hücrelerinizin, dokularınızın ve organlarınızın gerçek sağlık durumunu, yıpranmanın boyutunu gösteren bir ölçümü olduğunu söyleyen İç Hastalıkları Uzmanı Dr.

Halil Ertürk organ yaşlanmasını ve erken tespit olanaklarını anlatıyor.

Organların farklı yaşlarda olması ilk duyulduğunda şaşırtıcı gelebilir; ancak modern biyogerontoloji bunu açıkça ortaya koyuyor.

Her organ ve sistem kendi hızında yaşlanıyor.

Kronolojik yaş sadece doğduğunuz günden bugüne geçen süreyi anlatırken, biyolojik yaş hücrelerin ve dokuların gerçek sağlık durumunu ölçen bir “iç saat” görevi görüyor.

Biyolojik yaşın hesaplanmasında öne çıkan yöntemlerden biri olan epigenetik saatler ise DNA üzerindeki belirli CpG bölgelerini inceliyor.

Bu noktaların üzerindeki metilasyon adı verilen kimyasal işaretler zamanla değişiyor ve bu değişim yaşlanma hızımız hakkında güçlü ipuçları veriyor.

Epigenetik saatler bu CpG bölgelerindeki desenleri analiz ederek kişinin biyolojik yaşını ve kronolojik yaştan ne kadar sapma olduğunu hesaplıyor.

Böylece vücudun gerçekten kaç yaşında olduğunu ve hangi hızla yaşlandığını görmek mümkün hâle geliyor.

İlk geliştirilen epigenetik saatler, tüm vücudu tek bir biyolojik yaş skoruyla özetliyordu.

Ancak yeni nesil teknolojiler, artık her organın kendi yaşını ayrı ayrı hesaplayabiliyor.

Bu gelişmiş modeller; kalp, böbrek, karaciğer, beyin ve bağışıklık sistemi gibi temel organ ve sistemlerin biyolojik yaşlarını birbirinden bağımsız olarak değerlendiriyor.

Böylece kronolojik olarak 50 yaşında olan bir kişinin analizinde kalbinin 40, böbreğinin 60, bağışıklık sisteminin ise 70 yaşında olması mümkün olabiliyor.

Bu farklılıklar, organların yaşam boyunca maruz kaldığı yüklerin ve yıpranmanın gerçek boyutunu daha net gösteriyor.

Organların yaşlanma hızını belirleyen en önemli etkenlerden biri yaşam boyunca maruz kalınan stres türleri oluyor.

Sigara ve hava kirliliği akciğerleri zorlayıp erken yaşlandırırken, hipertansiyon kalp ve böbrek üzerinde baskı oluşturuyor.

Yüksek şeker ve insülin direnci karaciğeri ve damar sistemini yoruyor.

Kronik stres ise hem beyni hem de kardiyometabolik sistemi hızla yıpratabiliyor.

Stanford Üniversitesi’nin geniş katılımlı kohort çalışmalarında, kandaki binlerce proteini analiz eden makine öğrenimi modelleri kullanılarak 11 farklı organın biyolojik yaşı hesaplandı.

Bulgular çarpıcıydı.

Çünkü sağlıklı görünen yetişkinlerin yaklaşık %20’sinde en az bir organın beklenenden daha hızlı yaşlandığı, %1–2’sinde ise birden fazla organın hızla yaşlandığı tespit edildi.

Bu hızlı yaşlanmanın, ilgili organlarla bağlantılı hastalık riskini belirgin şekilde artırdığı ve ölüm oranlarında %20–50 arasında değişen bir artışla ilişkili olduğu görüldü.

Yani dışarıdan sağlıklı görünen bireylerde bile iç organların erken uyarı sinyalleri yıllar öncesinden okunabiliyor.

Bu organ yaş farkları, kronik hastalık ve sağlıklı yaşam süresini öngörmede güçlü bir araç haline geliyor.

Hızlı yaşlanan organlar, gelecekteki genel sağlık durumunu belirlemekte önemli rol oynuyor.

Örneğin kalp biyolojik yaşı kronolojik yaştan belirgin derecede büyük olan birinde, kalp krizi riski onlarca yıl önceden öngörülebiliyor.

Hızlı yaşlanmakta olan böbrekler, ileride böbrek yetmezliği, metabolik ve kardiyovasküler sorunlar için uyarı sinyali oluyor.

Organa özgü biyolojik yaş ölçümleri, kişiselleştirilmiş önleyici tıbbın temel araçlarından birisidir.

Ancak bu testlerin, klinik bulgular, yaşam tarzı, genetik riskler ve görüntüleme sonuçlarıyla birlikte, konuyu bilen hekimler tarafından yorumlanması şart.

Amaç, sadece “böbreğin 80, kalbin 40 yaşında” demek değil; bu farkın nedenlerini anlamak, beslenme, egzersiz, uyku, stres yönetimi uygulamaları, yaşlanmanın kök nedenlerine yönelik ileri tedaviler ve yenileyici tedavi yaklaşımlarıyla organın yaşlanma hızını yavaşlatmak, mümkünse biyolojik yaşını geri çekmek olmalıdır.

İlgili Sitenin Haberleri