Haber Detayı
Enerji depolamada dijital ikiz dönemi: Sanayi ve akademi el ele verdi
Enerjisa Üretim ve İYTE, yeni nesil batarya teknolojilerini geliştirmek için 5 yıllık bir doktora programı başlattı. Li-iyon ve Sodyum-iyon gibi kritik enerji sistemlerinin dijital ikizlerini odağına alan çalışma, Türkiye’nin enerji dönüşümündeki Ar-Ge kapasitesini üst seviyeye taşımayı hedefliyor.
Enerjisa Üretim ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE), enerji teknolojilerindeki dönüşümü hızlandırmak amacıyla stratejik bir Doktora Destek Programı başlattı.
Üniversite-sanayi iş birliğinin somut bir örneği olan bu protokol kapsamında, İYTE Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü’nün batarya teknolojilerine odaklanan doktora projesine beş yıl boyunca burs, mentorluk ve saha desteği sağlanıyor.
Akademik bilginin endüstriyel tecrübeyle birleştiği bu yapı, Türkiye’nin enerji depolama alanında yüksek katma değerli bilgi üretmesini hedefliyor.İş birliğinin teknik odağını, Lityum-iyon, Çinko-hava ve Sodyum-iyon bataryalar için geliştirilecek "dijital ikiz" modelleri oluşturuyor.
Bu modeller, batarya performansının simülasyonlar yoluyla öngörülmesini sağlayarak enerji yatırımlarındaki verimliliği artırmayı ve teknoloji seçiminde riskleri azaltmayı amaçlıyor.
Çalışma, batarya analizlerinden tekno-ekonomik değerlendirmelere kadar geniş bir araştırma çerçevesi sunarken, elde edilen veriler doğrudan Enerjisa Üretim’in operasyonel ihtiyaçları için rehber niteliği taşıyor.Üniversite ve şirket arasındaki köprüyü güçlendiren bu program, araştırmacıların santral sahalarına erişiminden uluslararası akademik etkinliklere katılımına kadar geniş olanaklar sunuyor.
İYTE Rektörü Prof.
Dr.
Yusuf Baran, laboratuvardaki bilginin doğrudan sektör sorunlarına çözüm üretmek için kullanılacağına dikkat çekerken; Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl, bu modeli uluslararası ölçekte farklı üniversitelerle de genişletmeyi hedeflediklerini belirtiyor.
Bu yaklaşım, sadece Türkiye'de değil, küresel enerji pazarında da söz sahibi olacak bir araştırmacı ekosistemi kurma stratejisinin bir parçası olarak konumlanıyor.