Haber Detayı
Rüzgâr koridoru, yağmur hasadı, yeşil çatı: Yeni şehirlerin yol haritası
CNN TÜRK Meteoroloji Danışmanı Prof. Dr. Orhan Şen, planlanan yeni şehir projelerinde iklim değişikliğinin mutlaka dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Yaklaşık 2 milyon nüfuslu olması öngörülen yeni şehirlerde rüzgâr koridorları, yeşil alanlar, yağmur suyu hasadı ve ısı adası etkisini azaltacak planlamaların zorunlu olduğunu belirten Şen, aksi halde kuraklık, aşırı sıcaklar ve kar yağışının azalması gibi sorunların artacağı uyarısında bulundu. Detaylar CNN TÜRK Muhabiri Serdar Er'in haberinde.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının planladığı yeni şehir projelerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan CNN TÜRK Meteoroloji Danışmanı Prof.
Dr.
Orhan Şen, kurulması planlanan yeni yerleşim alanının yaklaşık 2 milyonun üzerinde nüfusu barındırabilecek kapasitede, geniş bir alan üzerine inşa edileceğini söyledi.Şen, söz konusu projenin hem havalimanına yakın hem de mevcut şehir merkezinin yoğunluğunu azaltmayı hedefleyen bir plan çerçevesinde hayata geçirildiğini belirtti.Yeni şehirleşmelerde iklim değişikliğinin mutlaka dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Prof.
Dr.
Şen, Türkiye genelinde yaşanan kuraklık, İstanbulda kar yağışının azalması ve su sorunlarının bunun en somut göstergeleri olduğunu ifade etti.
İstanbulda özellikle ısı adası etkisinin kar yağışını engellediğine dikkat çeken Şen, bu etkinin büyük şehirlerde sıcaklıkları çevre bölgelere göre 2-3 derece artırdığını söyledi.Prof.
Dr.
Orhan Şen, yeni şehirlerin planlanmasında şehir plancılarıyla birlikte meteoroloji ve çevre bilimcilerin de sürece dahil edilmesinin zorunlu olduğunu belirtti.
Hakim rüzgar yönlerine göre sokak ve yapılaşmanın planlanması gerektiğini ifade eden Şen, bu sayede yaz aylarında şehirlerin doğal olarak havalandırılabileceğini ve aşırı sıcakların etkisinin azaltılabileceğini kaydetti.
Aksi halde yeni yerleşim alanlarının da mevcut büyük şehirler gibi yaz aylarında bunaltıcı sıcaklarla karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu.Yeşil şehir anlayışının önemine de değinen Şen, yağışların yeraltı sularına kazandırılmasının hayati olduğuna dikkat çekti.
Sünger şehir olarak tanımlanan, yeşil alanların bol olduğu ve yağmur sularının toprakla buluşturulduğu planlamaların zorunlu hale gelmesi gerektiğini söyledi.
Caddelerden akan yağmur sularının yeşil alanlar aracılığıyla yeraltına aktarılmasının, gelecekte suyun stratejik bir kaynak olarak önemini artıracağını vurguladı.1 Ocak 2026da yürürlüğe girecek Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı düzenlemesine de değinen Prof.
Dr.
Şen, 2 bin metrekarenin üzerindeki yapılarda yağmur suyu hasadının zorunlu hale geleceğini hatırlattı.
Bu sistemle yağmur sularının site ve apartman alanlarında biriktirilerek kullanım suyu olarak değerlendirileceğini ifade etti.Isı adası etkisini azaltmak için yeşil alanların artırılması, binaların çatı ve cephelerinde bitkilendirme yapılması gerektiğini belirten Şen, bu tür uygulamaların şehir içi sıcaklıkları düşürerek daha yaşanabilir alanlar oluşturacağını söyledi.
Aksi halde ilerleyen yıllarda Bu şehre neden kar yağmıyor? veya Yazın neden bu kadar bunaltıcı? sorularının yeniden gündeme geleceği uyarısında bulundu.Prof.
Dr.
Orhan Şen, bu yaklaşımın yalnızca İstanbula özgü olmadığını, Türkiyenin dört bir yanında hayata geçirilecek yeni projelerde de aynı hassasiyetin gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Aksi takdirde iklim değişikliği kaynaklı kuraklık ve çevresel sorunların Türkiye için daha büyük problemler doğurabileceğini sözlerine ekledi.
İLGİLİ HABER Hava Durumu Yılbaşı öncesi soğuk hava alarmı: Marmaraya kar geliyor mu?