Haber Detayı

Madde madde uyuşturucu mevzusu
Yazarlar hurriyet.com.tr
21/12/2025 06:28 (5 gün önce)

Madde madde uyuşturucu mevzusu

GİZLİ TANIK: Daha düne kadar, “Sadece gizli tanık ifadeleriyle suçlama yapılamaz” diyenler, bugün sadece gizli tanık ifadelerine yaslanarak her türlü iddianın üzerine bodoslama atlıyorlar. Hem de epey eğlenerek. Hem de siyasi yorumlar yaparak. Hem de gözünün yaşına bakmayarak.

- TAHT KAVGASI: Son olayların iktidar içi bir taht kavgası olduğunu söyleyenler için sadece şu kadarını söyleyeceğim: Çok güzel konuşuyorlar ama fazlasıyla boş konuşuyorlar.

Dinliyorsun, dinliyorsun, dinliyorsun ve sonunda şunu diyorsun: Taht buradaysa kavga nerede?

Kavga buradaysa taht nerede?*- İKTİDAR TAVRI: Uyuşturucu olayının ucunun kendine dokunduğunu gören bir iktidar ne yapar?

Kapatır, örter, gizler, üzerine gitmez, adamlarını kollar, korur falan.

Bugün iktidar böyle mi yapıyor, tam tersini mi yapıyor? “Taht kavgası” tezinin en büyük mimarı Ahmet Şık işin bu kısmını açıklayabilir mi acaba?*- MUHAFAZAKÂRLIK: Adam, içine doğduğu muhafazakâr dünyayı terk etmiş, tam sekülerliğe geçmiş.

Yıllarca muhafazakâr geçmişinden köşe bucak kaçmaya çalışmış.

Fakat gün gelmiş, adamın uyuşturucuya bulaştığı anlaşılmış.

Şimdi şöyle diyorlar: “Muhafazakâra bakın muhafazakâra!

Uyuşturucu kullanıyormuş”.*- MEDYA: 1980’li yıllarda ünlü Fransız reklamcı Jacgues Seguela’nın hayat hikâyesini anlattığı bir kitap çıkmıştı.

Kitabın adı şöyleydi: “Anneme Reklamcı Olduğumu Söylemeyin, O Beni Bir Genelevde Piyanist Sanıyor.” 2025’in son demlerinde medyada çalışan biri, “Anneme medyada çalıştığımı söylemeyin, o beni bir genelevde piyanist sanıyor” diye kitap yazsa yeridir.*- ARTIK HİÇ KİMSE: Artık hiç kimse “masumiyet karinesi” demiyor.

Artık hiç kimse “haysiyet cellatlığı yapmayalım” demiyor.

Artık hiç kimse “üzerinde tepinmek bize yakışmaz” demiyor.

Herkes her şeye boş verip “Linç / İfşa / Tepinme” üçlüsünü harekete geçirmiş durumda.*- EN ACISI: Mehmet Akif Ersoy denilince aklımıza ne gelir?

Çok büyük bir şair gelir.

Bir ilke adamı gelir.

Bir dava adamı gelir.

En karşıtlarının bile saygı duyduğu bir fikir adamı gelir.

Peki bugün ne geliyor?

Anne / babalar, çocuklarına isim koyarken “Acaba bu çocuk bu ismi taşıyabilecek mi” diye azıcık düşünsünler lütfen.*- UYUŞTURUCU: Çığırından çıkan bir hayat ve ardından uyuşturucu...

Uyuşturucuda süreç böyle yürümüyormuş öğrendiğime göre...

Uyuşturucu ve ardından çığırından çıkan bir hayat...

Böyle yürüyormuş.

Yani uyuşturucuya bulaştığın andan itibaren hayatının çığırından çıkması kaçınılmaz oluyormuş.ALLAH’IN BELASI ALGORİTMA- Diyelim ki sosyal medyada yanlışlıkla Mehmet Akif’in marjinal dünyasına iştahsızca şöyle bir tıkladım. “ALGORİTMA” denilen kâbus yüzünden bir anda önümden yüzlerce Mehmet Akif olayları geçiyor.

Öyle sarsıcı bir etkisi oluyor ki bunun...

Rüyalarıma “Amerikan Sapığı” isimli film giriyor.*- Diyelim ki sosyal medyada Barış Yarkadaş’ın bir ekran konuşmasına denk gelip tıkladım. “ALGORİTMA” denilen püsküllü bela yüzünden karşıma yüzlerce Barış Yarkadaş konuşması çıkıyor.

Öyle bir tiryakisi oluyorum ki kendisinin...

Günde en az üç doz Barış Yarkadaş dinlemeden duramıyorum.*- Diyelim ki sosyal medyada “uyuşturucu / saç örneği / kan örneği” falan konulu bir videoya tıkladım yanlışlıkla. “ALGORİTMA” denilen çukur yüzünden narkotiğe boğuluyorum resmen.

Öyle tuhaf bir etkisi oluyor ki bunun...

Beş sezon “Breaking Bad” izlemiş olmak gibi bir şey.BAK GÜLER DE FİDAN GİBİ KONUŞUYORMİLLİ Savunma Bakanı Yaşar Güler ne dedi dün?Şunu dedi:*“Bizim her türlü gelişmeye karşı planlarımız hazırdır.

SDG, birlik halinde entegrasyondan bahsediyor.

Mutlak surette Suriye ordusuna ferdi olarak entegre olmaları lazım.

Bu konuda geri adım atmamız söz konusu değildir.”*Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın söylediklerinden ne farkı var bu söylenenlerin?Söyleyeyim:Sadece üslup farkı var.

Yani Fidan kendi üslubuyla söylüyor, Yaşar Paşa kendi üslubuyla söylüyor.*SDG konusunda ihtilaf yok.Yapmayın, etmeyin.

Yanılmayın, yanıltmayın.

Temenninizi gerçek gibi sunmayın.ÖCALAN’A SESLENİYORUM: CENGİZ ÇANDAR’A AYAR VERDEM’li Cengiz Çandar, “Filancaya sesleniyorum, filancaya ayar versin” demişti Meclis kürsüsünden.*Bir kişinin, “Filanca falancaya ayar versin” demek gibi bir lüksü olabilmesi için herhangi birinden ayar yiyecek pozisyonda olmaması gerekir.Yani böyle bir efelenme için “efendisiz” olmak şart.*DEM’li Cengiz Çandar, böyle bir durumda mı?*Şu kadarını söyleyeyim:*Abdullah Öcalan, “Bu Cengiz ne yapıyor öyle?

Söyleyin ona daha fazla yaramazlık yapmasın” falan gibi bir şey söylese...Cengiz Çandar’ın gıkı bile çıkmaz.SIVASIZ EVLERDEN BİRİ ŞEHİT evi denildiğinde aklımıza iki şey gelir:Sıvasız duvarlar ve o duvarlara asılan bayrak.*Dünkü Hürriyet’te haberini gördüm:Yönetmen İsmail Güneş, son filminde işte o evlerden birinin öyküsünü anlatıyormuş.Mürşit Ağa Bağ’ın başrolde yer aldığı filmin adını çok beğendim: “Sıvasız Evlerden Biri.”*26 Aralık’ta vizyona girecek olan bu filmi mutlaka izleyeceğim.AH CHOMSKY AHEPSTEIN diye biri var malum.Öldü gitti ama oluşturduğu o rezil ve iğrenç pedofili ağının sarsıntıları devam ediyor.Her gün onlarca fotoğraf saçılıyor ortalığa.*Beni en çok şaşırtan fotoğraf şu oldu:Epstein ile Noam Chomsky’nin özel uçakta seyahat edip sohbet ettiklerini gösteren fotoğraf.Noam Chomsky - Epstein*Chomsky dediğin adam...Kurulu düzenin içinden gelmesine rağmen kurulu düzene itiraz eden, ilkeli, ödünsüz bir filozof.Ne işi olur böyle bir adamın reşit olmayan kızları pazarlayan tiksinç adamla?*İtiraf ediyorum:İmam hatip mezunu birinin, uyuşturucu / seks partisi olaylarına karışmasından bile daha fazla afallattı beni bu fotoğraf.

İlgili Sitenin Haberleri