Haber Detayı

Islak saçla uyumak sinüzite yol açar mı? Sinüzit ve yüz felci hakkındaki doğru bilinen yanlışlar
Aile hurriyet.com.tr
21/12/2025 14:30 (5 gün önce)

Islak saçla uyumak sinüzite yol açar mı? Sinüzit ve yüz felci hakkındaki doğru bilinen yanlışlar

Toplumda nesilden nesile aktarılan birçok sağlık inanışı olduğunu belirten uzmanlar, bu inanışların çok büyük bir kısmının bilimsel verilerle örtüşmediğini söylüyor.

Islak saçla uyumanın sinüzite yol açtığı düşüncesi bu inanışlar arasında yer alıyor.

Yüz felci ise sık yanlış anlaşılan bir başka sağlık sorunu olarak öne çıkıyor.

Kulak, Burun, Boğaz Uzmanı Dr.

Öğr.

Üyesi K.

Ali Rahimi, toplumda yaygın olan sağlıkla ilgili inanışların bilimsel karşılığını, sinüzit ve yüz felci örnekleri üzerinden değerlendirdi.

Toplumda nesilden nesile aktarılan bazı inanışlar, çoğu zaman bilimsel dayanağı olup olmadığı sorgulanmadan doğru kabul ediliyor.

Günlük yaşamda sıkça duyduğumuz bu ifadeler, özellikle soğuk algınlığı, enfeksiyonlar ve sinir sistemi hastalıklarıyla ilişkilendirilir.

En çok duyduklarımız ‘dondurma yersen bademcik iltihabı olursun’, ‘çıplak ayakla taşa basma böbreklerini üşütürsün’, ‘taşa oturma bağırsaklarını üşütürsün’, ‘boynuna atkı sar boğazın şişmesin’ ve özellikle soğuk havalarda çok sık duyduğumuz ‘ıslak saçla yatarsan sinüzit olursun’ deyimleridir.

Bu ifadelerin hiçbirinin tıpta ispatlanmış bir çalışması yoktur.

Sinüzit, genellikle nezle ve grip enfeksiyonları sırasında virüslerin sinüs boşlukları içinde iltihap oluşturmasıyla meydana geliyor.

Bu durumun saç telleriyle ya da saçın ıslak olmasıyla ilişkili olduğunu gösteren herhangi bir bilimsel çalışma bulunmaz.

Saç derisi ile nazal mukoza anatomik olarak birbirinden oldukça uzak bölgelerde yer alıyor.

Ayrıca bağışıklık sistemi üzerinde doğrudan bir etkileşim söz konusu değildir.

Buna rağmen, bireylerin kendilerini koruma konusunda azami dikkat göstermeleri elbette önemlidir.

Her ne kadar ıslak saçla uyumanın sinüzite yol açtığı bilimsel olarak kanıtlanmamış olsa da, konfor, genel hijyen ve vücut direncinin korunması açısından ıslak saçla uyumamak daha sağlıklı bir tercih olabilir.

Günlük hayatta sıkça yanlış yorumlanan bir diğer durum ise yüz felcidir.

Yüz felci, yüz kaslarını hareket ettiren yüz sinirinin iletiminin durması ve bu nedenle mimik kaslarının çalışamaması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.

Yüz siniri motor dallarının beyinden çıktıktan sonra kulak kemiği olarak bilinen temporal kemik içinde dar bir kanaldan ilerler.

Bu kanaldan çıktıktan sonra yanaktaki tükürük bezesinin içine girer ve çeşitli dallara ayrılarak yüzümüzdeki mimikleri oluşturan kasları hareket ettirir.

Özellikle bu dar kemik kanal içinden geçerken sinirde herhangi bir ödem oluşması durumunda sinir iletimi bozulur ve kaslar görevini yapamaz.

Bu tabloya yüz felci adı verilir.

Bunun yanı sıra, tükürük bezi ameliyatları, çeşitli kafa travmaları ya da cerrahi kesiler sırasında sinirin bazı bölümleri zarar görebilir.

Bu gibi durumlarda da sinir iletimi durur, ilgili bölgede mimik kasları çalışmaz ve yüz hareketlerinde belirgin bir asimetri oluşur.

Yüz felçleri içinde en sık karşılaşılan tablo, Bell’s palsi olarak adlandırılan ve kemik içindeki ödeme bağlı olarak gelişen felcidir.

Bu tür yüz felçleri büyük oranda kendiliğinden düzelir.

Ancak düşük bir ihtimal de olsa, iyileşmenin gerçekleşmediği durumlar da olabilir.Kalıcı yüz felci gelişebilir.

Bu durumda yüzde asimetri ve estetik açıdan şekil bozuklukları ortaya çıkar.

Yüz felciyle karşılaşıldığında zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulması son derece önemlidir.

İlk olarak yapılması gereken, felcin santral mi (beyin kaynaklı) yoksa periferik mi (sinir trasesi boyunca) geliştiğinin ayırt edilmesidir.

Bu ayrım tedavi yaklaşımını doğrudan belirler.

Ardından, aynı tarafta kulak enfeksiyonu, kolesteatoma, temporal kemik fraktürü ya da tükürük bezine ait kitle veya cerrahi öykü olup olmadığı değerlendirilmelidir.

Göz kapağını kapatan kasları uyaran sinir de fasiyal sinirin dallarından biridir.

Yüz felcinde gözün kapanamaması, göz kuruluğu ve enfeksiyon riskini artırdığı için ayrıca önem taşır.

Tedaviye mümkün olduğunca erken başlanması başarı oranını her zaman artırır.

Tedavi sürecinde ilaçlar, fizik tedavi uygulamaları, masaj, sıcak uygulamalar ve destekleyici yöntemler birlikte kullanılabilir.

Bazı durumlarda herpes zoster virüsü, kulak çevresinde döküntülerle birlikte işitme kaybı, kulak çınlaması ve yüz felcini aynı anda ortaya çıkarabilir.

Bu tabloda kalıcı hasar riski daha yüksek olduğu için ek ve daha yoğun tedavi yöntemlerine başvurulması gerekir.

İlgili Sitenin Haberleri