Haber Detayı

Üretici, ihracattaki koruma duvarını ithalata da istiyor
Sektör haberleri dunya.com
22/12/2025 00:00 (4 gün önce)

Üretici, ihracattaki koruma duvarını ithalata da istiyor

İç pazarda ithal ürünlere karşı ‘fiyat rekabetini’ kaybeden madeni yağ sektörü, ana ihracat pazarları Irak, Azerbaycan, Cezayir gibi ülkelerde yüzde 30’a varan gümrük vergilerine takılmaya başladı. İthal ürünlere karşı ‘gümrük duvarı’ isteyen sektör, ithal ürünler yüzünden kapasite kullanım oranlarının yüzde 50’lerde kalmasından şikâyetçi.

Nurdoğan ARSLANSavunma sanayinden ta­rıma, otomotivden ağır sanayiye kadar tüm çarkları döndüren madeni yağ sektörü, hem iç pazar hem de ihracatta ‘rekabette avantaj’ istiyor.

Sektör, bir yandan içe­ride mevzuat yükü olmayan it­hal ürünlerin baskısına dire­nirken, diğer yandan en güçlü ihraç pazarları Irak, Azerbay­can gibi ülkelerde yükselen gümrük duvarlarını aşmaya çalışıyor.Mineral yakıtlarla birlikte 9 milyar dolarlık bir ih­racat değerine ulaşan madeni yağ sektörü, yerli üretime des­tek çağrısını yinelerken ‘dü­şük maliyetli’ ithal ürünlere karşı da fiyat rekabetini kay­betmek istemiyor.

İthal ürün­lerde TSE ve EPDK katılım payı zorunluluğu isteyen sek­tör, ‘sıfır gümrük’ uygulama­sına karşı da korumacılık ta­lep ediyor.

Türkiye’nin AR-GE ve üretim gücüyle madeni yağ üssü olabilecek bir ülke konu­munda olduğunu vurgulayan Madeni Yağ ve Petrol Ürünle­ri Sanayicileri Derneği (MA­PESAD) Başkanı Tayfun Ko­çak, iç pazarda ithal ve kaçak ürünlere karşı mücadele ver­diklerini, ihracatta da ek güm­rük vergilerine takıldıklarını belirtti.Koçak, “ÖTV, EPDK katılım payı, TSE zorunlulu­ğu, Geri Kazanım Katılım Pa­yı-GEKAP, teminat mektubu derken sektörün üzerinde yüz­de 35 vergi yükü var.

Finans, işçilik ücretleri gibi maliyet­ler de fiyatları yukarı çekiyor.

Rekabetin getirmiş olduğu fi­yat ayarlamasını hiçbir sektör oyuncusu, yapamıyor” ifadele­rini kullandı.“Her türlü ambargoya hazırız ama…”Türkiye’nin madeni yağ üretiminde yüzde 98 oranın­da kendi kendine yetebilecek, hatta Avrupa’nın ötesinde niş ürünler üretebilecek kapasi­teye sahip olduğunu söyleyen Koçak, “Savunma sanayiinde yerlileşme projesini başarıyla yürütüyoruz.

Olası bir ambar­go durumunda Türkiye kendi yağını üretebilir.

Ancak genel sanayi üretiminde kapasite kullanım oranımız ithalat bas­kısı ve yüksek faiz nedeniyle yüzde 50-60’larda kalıyor” de­di.“Sanayiden gelecek talebi karşılayacak yerli kapasiteye sahibiz” diyen Koçak, şöyle de­vam etti: “Sadece endüstride, sadece motor yağlarında de­ğil, katma değeri yüksek olan savunma sanayiinde ciddi bir yere geldik.

Türkiye’nin önem­li kurumlarının ihtiyaçlarını Türkiye’den karşılayabildiği­mizde hem paramızın yurtdı­şına gitmesini engellemiş olu­ruz, hem de bu malları milli ve yerli firmalardan almak su­retiyle her daim ihtiyaç oldu­ğunda tedarik etmiş, ihtiyacı karşılamış oluruz.

Bu anlamda madeni yağ sektörü katma de­ğerli bir sektör.”“İthalatçının maliyeti sıfıra yakın”Madeni yağ sektöründe li­sanslı 130 firma bulunduğu­nu, bunların ancak yüzde 50- 60 kapasite kullanım oranıy­la çalıştığını kaydeden Koçak, “Türkiye’de madeni yağ üret­mek için EPDK’dan lisans al­ma ve TSE belge zorunlulu­ğu bulunuyor.

Bunların yıllık maliyetleri var.

Yine EPDK’ya yıllık satıştan belli bir katılım payı ödemek zorundayız.Aynı zamanda bağlı bulunduğumuz vergi dairesine ciromuz üze­rinden teminat mektubu veri­yoruz.

Bunlar kuralıyla oyna­yan üreticiye ciddi bir yük geti­riyor.

Merdiven altı çalışanlar bu maliyete katlanmıyor.

Öte yandan ithal edilen ürünlerde bu yükümlülükler yok.

Sadece gümrük tarifesi pozisyonuna göre çok az bir ödeme var.

Sı­fıra yakın maliyeti olan itha­latçı, iç pazara daha uygun fi­yatla satış yapıyor.

Tüm bunlar yerli üretici aleyhine işleyen bir tablo.

Biz yurt dışına satış yaparken müşterilerimiz 50 centin dahi pazarlığını yapıyor ama biz karlılıkların düştüğü bir ortamda ayakta kalmaya çalışıyoruz” diye konuştu.“Korumacılık tedbirleri uygulansın”İç pazara giren ithal ürünle­rin ihracat rakamlarını yakala­dığını söyleyen Tayfun Koçak, sektörün ana ihracat pazarın­da uygulanan ve artan koru­macılık önlemlerine atıfta bu­lunarak, “Bazı ülkeler üretici­lerini koruma adı altında yeni gümrük vergileri getirdi.

Bi­zim de bu konuda adım atma­mız gerekiyor” dedi.

Sektörün ana pazarları Irak, Azerbay­can, Cezayir gibi ülkelerde yüz­de 30’lara varan gümrük vergi­leri uygulanmaya başlandığını açıklayan Koçak, şunları söyle­di: “Stratejik bir ürün olan ma­deni yağda talebimiz lehimize kararlar alınması.

Aslında çö­züm çok basit, ya bize uygula­nan kurallar ithal ürünlere de uygulansın ya da bizim üzeri­mizdeki bu yükler kaldırılsın.”“Bankalar da elini taşın altına koymalı”Madeni yağ sanayicisinin de yüksek finansman maliyetle­ri altında ezildiğini ifade eden Tayfun Koçak, Merkez Banka­sı’nın faiz indirimlerinin ban­ka faizlerine yansıtılmadığını eleştirdi.

Koçak, “Merkez Ban­kası faiz artırdığında çok hız­lı davranıp faizi yükselten ba­zı finans kuruluşları, indirim olunca kredi faizlerini güncel­lemekte direniyor.

Mevcut kre­dilerin faiz indirimleriyle gün­cellenmesi ve sanayicinin üze­rindeki bu yükün bir an önce hafifletilmesi şart” dedi.Enf­lasyonist ortamda artan gider­lerin üzerine bir de rekor sevi­yedeki kredi faizlerinin eklen­diğini dile getiren Koçak, yeni yatırımların finansman mali­yetleri düşene kadar bekletile­ceğini söyledi.

Sanayicinin ya­tırım yapmayı sevdiğini ancak ‘ekonomi mühendisi’ gibi ince hesaplar yapmak zorunda bıra­kıldığını ifade eden Koçak, reel sektör-finans sektörü arasın­daki dengenin sağlanması için bankaların da elini taşın altı­na koyması gerektiğini söyledi.Büyüme rotası 2026’nın ikinci yarısında çizilecekMadeni yağ sektörünün birçok sektöre göre yılı daha stabil geçirdiğini söyleyen Tayfun Koçak, “Yatırım yapmak isteyen firmalarımız var ancak yatırımı maliyeti çok yüksek.

Ama sanayici ilerisi için plan yaptıysa zaman kaybetmemek için bunu ertelemek istemiyor.

Sektör olarak 2025’i başa baş kapatıyoruz. 2026’nın ikinci yarısından itibaren faiz indirimlerinin piyasaya yansımasıyla büyüme rotası çizilecektir” dedi.“Afrika keşfetmemiz gereken bir pazar”Türkiye’nin madeni yağda büyük bir ihracat potansiyeli bulunduğunu söyleyen Tayfun Koçak, “Burada Türkiye’nin dış politikası çok önemli.

Ülkelerle olan iyi ilişkilerimiz, yapacağımız ticarete de yansıyor.

Özellikle Ortadoğu, Türk cumhuriyetleri, Güney Amerika, hatta Kuzey Amerika potansiyel pazarlarımız.

Afrika madeni yağ için hala keşfedilmemiş bir kıta.

Bu anlamda Türkiye’nin önü çok açık” dedi.“Konkordatolar dengeyi bozuyor”Bu dönemde birçok sektörün zorlu bir sınavdan geçtiğini söyleyen Tayfun Koçak, “Madeni yağ sektöründe konkordato isteyen ya da iflas eden firma olmadı.

İstihdamı da hemen hemen koruduk.

Firmaların bu dönemi ayakta atlatması da büyük başarı.

Ancak konkordato ilan eden firmalarda kalan alacaklar oluyor.

Parasını alamadığı için sıkıntıya giren şirketler var.

Konkordatolar yüzünden piyasanın dengesi bozuluyor” ifadelerini kullandı.

İlgili Sitenin Haberleri