Haber Detayı

Sanayide kırmızı alarm... 1 Ocak'ta başlıyor: AB pazarı elden gidebilir
Ekonomi odatv.com
23/12/2025 17:58 (3 gün önce)

Sanayide kırmızı alarm... 1 Ocak'ta başlıyor: AB pazarı elden gidebilir

Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenle­me Mekanizması (SKDM / CBAM) 1 Ocak 2026 itibarıyla uygulamaya alınıyor. Konuyu köşesine taşıyan Dünya Gazetesi yazarı Ufuk Tarhan, "Kırmızı alarm ve uyarı lam­bası hızlı hızlı yanıp sönüyor" ifadelerini kullandı.

1 Ocak 2026 itibarıyla resmen, sa­dece “kâr, karbon ve rekabeti” aynı anda yöne­tebilenlerin kazanacağı dönemin başlayacağını belirten Dünya Gazetesi yazarı Ufuk Tarhan, “Kırmızı alarm ve uyarı lam­bası hızlı hızlı yanıp sönüyor” dedi.“Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenle­me Mekanizması (SKDM / CBAM) 1 Ocak 2026 itibarıyla tam uygulama dönemine geçiyor.” İfadelerini kullanan Tarhan, “ Bu­güne kadar bir deneme/raporlama aşaması yürü­tüldü; 2026’dan itibaren ise karbon raporlama yü­kümlülüğü fiilen mali yükümlülüğe dönüşüyor.

İthal edilen ürünlerin gömülü karbon emisyo­nu için AB karbon sertifikası (CBAM sertifika­sı-Carbon Border Adjustment Mechanism) satın alma zorunluluğu başlıyor.” diye yazdı.“Bu, 2026’da başlayacak yeni “ticari-hukuki standartın” merkezini oluşturuyor” vurgusunu yapan Tarhan şöyle devam etti:-AB’ye yüksek karbon yoğun ürünler (çelik, alüminyum, çimento, gübre, elektrik vb.) ihraç eden şirketler; ürünlerinde salınan karbonu raporlamakla kalmayacak, artık fiilen ücretlendirmeye tabi tutulacak ve bu ürünlerin karbon emisyonları için CBAM sertifikaları al­mak zorunda olacak.-SKDM’nin bu tam uygulama rejimi, AB’nin emisyon ticaret sistemi ETS (Emisyon Ticaret Sistemi- Emission Trading System) ile uyumlu çalışacak şekilde tasarlanmıştır; böylece AB’ye erişen üreticiler “karbon maliyetini” küresel ti­carette doğrudan ödeyecekler.YENİ BİR EŞİK2026, uluslararası ticaretin karbon maliyeti üze­rinden yeniden tanımlandığı bir eşik yılı olarak okunmalı;-Ticaret tarifeleri,-Sürdürülebilirlik raporlaması,-Karbon fiyatlandırma ve-Dijital raporlamastandartlarını bir araya getiren, küresel ölçek­te “etki ekonomisinin” ticaret hukuku ile kesişti­ği ilk büyük uygulama döneminin başladığı yıl olarak algılanmalı.Kısacası Etki Ekonomisi artık geleceğin değil bugünün zorunlu stratejisidir.

Impact Economy denilen bu yaklaşım, şirketleri yalnızca kârlarına göre değil topluma, çevreye, verimliliğe ve re­kabete sağladıkları somut etkiye, kısaca “İkiz Dönüşüme” göre değerlendirecektir.

Türkiye’de bu dönüşüm çoğu zaman hala vizyon konuşması olarak görülüyor.

Ancak Türkiye İş Bankası’nın 100.

Kuruluş Yılı kutlamaları çerçevesinde, OS­BÜK (Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu) ve MEXT Teknoloji Merkezi iş birliğinde baş­latılan, OSB’lerde (Organize Sanayi Bölgesi) İkiz Dönüşüm Buluşmaları ve 100 KOBİ’nin İkiz Dö­nüşüm Yolculuğu projesi, etki ekonomisini teori­den çıkarıp sahada ölçülen, finansman ile destekle­nen ve iş sonuçlarına dönen bir model olarak uygu­ladı ve raporladı.RAPOR SONUÇLARISonuçlar, 19 Aralık 2024’te Osmanlı döneminin ve İlk Cumhuriyet yıllarının en önemli sanayi ku­ruluşlarından biri olan ve şimdilerde etkinlik me­kanı olarak kullanılan tarihi Kundura Fabrika­sı’nda açıklandı.

Proje Türkiye genelinde 24 il, 12 sektör ve farklı ölçeklerde 100 KOBİ’de uygulandı.

İşletmelerin dönüşüm süreci izlenerek hazırlanan içgörü raporunun verileri, dijitalleşmenin faali­yet kârında %20–30 artış potansiyeli yarattığını ve yalnızca kâr değil; verimlilik, kapasite ve kali­tenin de yükseldiğini net olarak gösterdi.İş Bankası 100 KOBİ’nin İkiz Dönüşüm Yolculuğu projesi ile;-İşletmelerde %10–20 verimlilik artışı,-%8–35 hata azalması,-Dijital kanallardan satışta %10–20 büyüme ve-Enerji maliyetlerinde önemli tasarruf sağ­landı.-Yüksek karbon yoğun üretim yapan şirketlerde ciddi kâr kaybı riski saptandı.BAZI SEKTÖRLERDE K­RIN YÜZDE 60’INDAN FAZLASI RİSK ALTINDABu veriler, etki ekonomisinin romantik bir iyi niyet söylemi değil bilançoya dokunan ras­yonel bir iş stratejisi olduğunu da en somut şe­kilde kanıtladı.

Rapora göre, bazı sektörlerde kâ­rın yüzde 60’ından fazlası risk altında.

Buna karşılık sürdürülebilirlik yatırımı yapan işletme­ler yalnızca ihracatta avantaj kazanmıyor, ay­nı zamanda yaklaşık %10 daha düşük maliyetli finansmana erişiyor.

Bankacılık sisteminde hızla büyüyen yeşil finansman olanakları bu dönüşü­mü hızlandırıyor.

Bu da etki ekonomisinin çevresel olduğu kadar güçlü bir finansal akıl içerdiğini gös­teriyor.Sonuç çok açık: Etki Ekonomisi artık yeni bi­lanço dili çünkü etki üretmeyen herhangi bir yapı yaşayamayacak.

Dijitalleşmeyen işletme rekabet­te yavaşlayacak.

Sürdürülebilirlikten uzak duran işletme finansmana erişimde zorlanacak.

Yönetici ve karar vericilere çağrım net: Etki ekonomisini ge­leceğin hayali değil bugünün ana iş gündemi olarak görün.

Çünkü çağ değişti; başarıyı yalnızca kâr de­ğil, dünyaya ne kadar iyi geldiğiniz belirleyecek.

İş­te yeni düzen bu…Odatv.com

İlgili Sitenin Haberleri