Haber Detayı

Balkanlarda kaynayan kazan
Yazarlar hurriyet.com.tr
24/12/2025 06:28 (2 gün önce)

Balkanlarda kaynayan kazan

DÜNYANIN tekinsiz dönemlerinde her zaman Balkanlarda tehlikeli bir ırkçı-milliyetçi kazan kaynamıştır.

İki dünya savaşı sırasında ve 90’larda olduğu gibi bugün de aynı kazan fokurdamaya başladı.Dario Ristiç bir Sırp milliyetçisi.

Bosna’nın katliamlar ve soykırımla anılan meşum entitesi “Republica Sırpska”dan bir çeteci.Bir süre önce Rusya saflarında Ukrayna savaşına katıldı.

Bir yandan da sosyal medyada Ukrayna üzerinden Boşnak ve Kosovalılara mesaj vermeye başladı: “Buradaki NATO faşistleriyle işimiz bittiğinde, geri dönüp mabetlerimizi ve bize ait olanı geri alacağız.” Ristiç çatışmalar sırasında bir bacağını kaybetti.

Bosna’ya geri döndüğünde paralı asker olarak görev yaptığı için tutuklandı ve ev hapsine mahkûm edildi.

Bugün hâlâ sosyal medyada bir kahraman gibi Sırp gençleri önce Ukrayna’ya sonra Bosna ve Kosova’ya karşı savaşmaya davet ediyor.Davor Saviçiç de paramiliter gruplarla anılan bir isim.

İngiliz gazetesi The Telegraph’ın araştırmasına göre Saviçiç, Rus paramiliter ekip Wagner aracılığıyla Ukrayna cephesinde savaşmak için Sırp gençleri topluyor.Genç işsizliğin hayli yaygın olduğu bölgede aylık 2 bin 500 Euro gibi bir maaş, paralı asker olmayı cazip hale getirmiş.İngiliz gazetesi, Republica Sırpska bölgesinin Rusya’nın hibrit savaşı için bir eğitim alanına dönüştüğünü iddia ediyor.Balkanlardaki ırkçılık kazanının kaynadığı başka bir nokta ise Hırvatistan.Hırvatların neo-Nazi eğilimli Ustaşa hareketinin resmi şarkıcısı sayılan Marko Perkoviç birkaç ay önce Zagreb Hipodromu’nda tam500 bin kişiye Nazi selamları eşliğinde bir konser verdi.Srebrenitsa’daki katliamdan sonra kimliği belirsiz ceset yığınları ve toplu mezarlar bulunmuştu.Avrupa çapında ses getiren bu konserin bir benzeri 27 Aralık’ta yine Zagreb’de tekrarlanacak.Perkoviç’i sadece bir şarkıcı sanmak yanıltıcı olur.

Sahne adı olan Thompson, savaş sırasında kullandığı Amerikan yapımı hafif makineli silahtan geliyor.Bölge tarihiyle biraz ilgilenenler, Nazilerin kukla devletini, Ante Paveliç’i ve Ustaşa’nın bölgedeki katliamlarını hatırlayacaktır.Perkoviç bugün aynı damarı kaşıyor ve 500 bin kişiyi bir araya getirebiliyor.Özetle Balkanlarda bugünlerde Sırp milliyetçiler Bosna ve Kosova’yı, Hırvat milliyetçiler ise Sırbistan ve Bosna’yı hedef alıyor.

Bu şaşırtıcı bir durum değil.1990’ların karanlık hatıraları, Srebrenitsa’da yaşananlar hafızamızda.Irkçılık dirençli virüslere benzer.

Dünyanın bağışıklık sisteminin düştüğü zamanlarda en ufak fırsatı bulup tekrar ve tekrar bünyeyi ele geçirebilir.100 bini aşkın insanın öldüğü Bosna Savaşı’nın en büyük acılarından biri 11 Temmuz 1995’te Srebrenitsa’da yaşandı.

Sırplar, Birleşmiş Millet’ler tarafından ‘güvenli alan’ ilan edilen Srebrenitsa’da 8 bin 372 sivili öldürdü.İSLAMOFOBİYE KAFA TUTAN BLUESCUİflah olmaz bir blues dinleyicisiyim.Meşhur müzik uygulaması, sanırım bu yüzden müzik dinleme yaşımı 72 olarak belirlemiş.

İltifat sayarım.Bizim bozkırın tezenesi büyük sanatçı Neşet Ertaş ile Amerikan bozkırının tezenesi BB King’in benzer hikâyeler anlattığına inanırım.İkisi de bana aynı yakınlıkta gelir.

Ama gitara olan ilgim bağlamaya ağır basar.

Bu yüzden algoritmaların pek kavrayamadığı dinleme listemde her daim blues öne çıkar.Bu müziğin en önemli isimlerinden Chris Rea yaşamını yitirdi.Rea, kendine has gitar üslubuyla benim ölümsüz müzisyenler listemde çoktan yerini almıştı.Ülkemizde “Road to Hell” ve “Blue Cafe” gibi şarkılarla tanındı.Chris Reaİngiltere ve Avrupa’da ise Noel şarkıları arasında milli marş gibi kabul edilen “Driving Home For Christmas” ile meşhur olmuştu.

Tam da Noel zamanı vefat etti.Bana göre Rea’nın en kıymetli şarkılarından biri diğerlerine göre daha az bilinen “Nothing to Fear”dır.Rea bu şarkıyı Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Körfez Savaşı’yla birlikte dünyada yükselen İslamofobiye karşı yazmıştı.Radyoda dinlediği bir Müslüman’ın sözlerinden etkilenerek, Neonazi hareketinin alevlendiği Avrupa’dan dünyaya “Korkacak bir şey yok!” diye meydan okuyordu.Daha sonra verdiği bir söyleşide “Bir zamanlar Ruslardan korktuk.

Sonra Çinlilerden korkmamız gerektiği söylendi.

Şimdi de sıra Müslümanlara geldi” diyerek dünyanın hali pür melalini anlatıyordu.Blues şarkılarının ortak özelliği duyguların büyük kısmını gitarın anlatmasıdır.Rea’nın bu şarkıda kullandığı slide gitar da muazzam bir mistik hava yaratırken farklı dünyalardan insanların o kadar farklı olmadığını notalarla anlatıyordu.Hiç dinlemediyseniz çok şanslısınız.Savaştan, kötülükten başka bir şeylerin konuşulmadığı bugünlerde size iyi gelebilir.Naif bir mesajla kötülüğe meydan okuyan bu büyük müzisyene böyle güzel bir veda yakışır.

İlgili Sitenin Haberleri