Haber Detayı

Öcalan tartışmayı tekrar açtı: Medine Vesikası
Siyaset odatv.com
25/12/2025 16:12 (1 gün önce)

Öcalan tartışmayı tekrar açtı: Medine Vesikası

İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan PKK elebaşı Abdullah Öcalan, Diyarbakır’daki Mezopotamya İslami Araştırmalar Federasyonu Kongresi’ne gönderdiği mesajda, “Demokratik İslam” vurgusu yaptı. Medine Vesikası’na atıf yapan Öcalan, devlet ve cemaatlerin, dini, iktidar aracına dönüştürmesini eleştirdi.

Mezopotamya İslami Araştırmalar Federasyonu 1.

Olağan Kongresi, Diyarbakır Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi’nde başladı.Kongre salonundaki barkovizyonda yalnızca Kürtçenin yer alması dikkati çekerken, salon da Said Nursi fotoğraflarıyla donatıldı.Kongrenin en merak uyandıran kısmı, İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın mesajı oldu."MEDİNE VESKİKASI" RUHUÖcalan, mesajında, resmi devlet İslam’ı ile cemaatçi yapıların, İslam’ın özünden uzaklaştığını savunarak, katılımcıları "Medine Vesikası" ruhuna geri dönmeye çağırdı.

Medine Vesikası ya da Medine Sözleşmesi, İslam dininin peygamberi Hz.

Muhammed'in Medine'ye hicret ettikten sonra, şehirde yaşayan farklı din, kültür ve ırktan insanlar arasında birlik, barış ve adaletin sağlanması için kabul edilen bir vesika olarak biliniyor."KAPİTALİST MODERNİTE DİNİ İKTİDAR ARACI YAPTI"Mesajında İslam’ın temel değerlerine dikkat çeken Öcalan, kapitalist modernitenin dini bir iktidar aracı haline getirdiğini ifade etti.Öcalan, "İslam, özünde özgürlüğün, adaletin ve eşitliğin dinidir.

Kapitalist modernitenin iktidar ve talan aracı haline getirdiği resmi devlet İslam’ı ya da cemaatçi yapılar, bu özü yitirmiştir.

Demokratik İslam ise, Medine Vesikası’nın ruhuna dönmektir” dedi."ŞÛRA" VE "CİHAD" KAVRAMLARINA FARKLI YORUMMedine Vesikası'nı farklı halkların ve inançların bir arada yaşama sözleşmesi olarak tanımlayan Öcalan, İslam’daki "Şûra" ve "Cihad" kavramlarına da farklı bir yorum getirdi:"Bilinmelidir ki gerçek cihad, nefsimize ve zulme karşı sürekli özeleştiriyle sürdürülen mücadeledir.

İslam'daki şûra anlayışı ise kolektif akıl ve demokratik karar alma anlamına gelmektedir.

İslam’ı ne devletin, ne de herhangi bir grubun siyasi aracı yapmadan, toplumun tabandan örgütlenen özgür yaşamına hizmet ettirelim.""ORTA DOĞU’NUN KANAYAN YARALARINA ŞİFA OLABİLİR"Öcalan, Demokratik İslam’ın kadın özgürlüğü ve ekolojik dengeyi merkeze alan bir "uygarlık alternatifi" olduğunu belirttiği mesajını şu sözlerle tamamladı:"Ortadoğu’nun kanayan yaralarına ancak bu demokratik yorum şifa olabilir.

Bu çerçevede tartışmalarınızın başlattığımız demokratik toplum sürecine hizmet edeceğini umuyor, bitmeyen sevgi ve selamlarımı gönderiyorum."2014'TE DE BENZER MESAJ GÖNDERDİÖcalan'ın bu sözleri, 2014'te Diyarbakır'da düzenlenen Kürdistan Demokratik İslam Kongresi'ne gönderdiği mesajını akıllara getirdi.

O dönem “Demokratik İslam Manifestosu” adını alan üç sayfalık mektupta Öcalan, şunları dedi:"Mümin kardeşlerim, PKK’nın temsil ettiği Kürt hareketini ateist, komünist materyalist olarak tanımlayanlar Batı kavramlarıdır.

Biz kavram kölesi değiliz.

PKK hareketini, Batı’nın ideolojik hegemonyası dini-laik ikilemine boğmamak gerek.

Bu sıkıştırma İslam’daki yaşam bütünlüğünü bozuyor.

Türk devleti İslam’ı bir baskı aracı olarak kullanıyor, biz ise İslam'ın adalet anlayışına saygılıyız.

Kürdistan’daki özgürlük hareketi asla ne bu otoriter laikçi milliyetçi ne de radikal dinci geçinen iki ana merkezli sapkınlığa düşmeyecek ve fırsat tanımayacaktır.

İnanıyorum ki temsil ettiğiniz özgürlük hareketi her türlü milliyetçi dinci cinsiyetçi bilimci geçinen kapitalist ataerkil iktidarcı anlayış ve uygulamalara karşı radikal demokrasinin ve özgür mekanı kendisi olacaktır."Öcalan, İslam’ın halkları özgürleştirme misyonu olduğunu belirtti ve İslam'ın, "Kürt özgürlük mücadelesi veren PKK” ile çelişmediğini iddia etti.KONGREDEN TAŞANLAR: "21.

YÜZYILIN MUAVİYELERİYLE DE KARŞI KARŞIYAYIZ"Kongrede konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, ana dilde özgürce ibadet edilebilmesi gerektiğini ifade ederek, “Kürtler kamusal alanda Kürtçe Kur'an okuyabilmeli, Kürtçe vaaz verebilmelidir.

Ölüye saygı gösterilmelidir bu topraklarda.

Ama ne yazık ki mevcut olan siyasal İslam'la bezenmiş bu devlet anlayışı bunu yapmıyor” dedi.Muaviye döneminde yaşananlara hatırlatmada bulunan Hatimoğulları, şöyle konuştu:"Ne yazık ki 21. yüzyılın Muaviyeleriyle de karşı karşıyayız.

Aynı mücadeleyi 21. yüzyılın Muaviyelerine karşı hep birlikte vermeliyiz.

Abdullah Öcalan'ın tam da yapmış olduğu çağrı, barış ve demokratik toplum çağrısı bu mantık ve bu fikrin buluştuğu çağrının ta kendisidir.

Bu coğrafyanın duyduğu, ihtiyaç duyduğu gerçekliğin ta kendisidir.

Bizler bu çağrıyla birlikte batılı halk olarak laf edenlere karşı çok güçlü bir yanıtı hep beraber verebiliriz.

Müminin yegane amacı adaleti kendinde başlatmak ve aynı zamanda kendindeki adaleti bir toplumsal adalete dönüştürmek, bir toplumsal adaletin inşacısı olmak.Öcalan'ın çağrısından da anlaşılacağı gibi bizlerin demokratik bir toplumu inşa etme gibi bir görev ve sorumluluğumuz var.

Buna başta demokratik İslam çizgisinin inşası, güçlenmesi, gelişmesi, yayılması ve toplamda zuhur etmesini sağlamak çok kıymetli ve değerli ve bunun bütün kapılarını ardına kadar açmak hepimizin görevi ve sorumluluğu.

Yine bir noktaya daha değinmek isterim ki Öcalan'ın çağrısında Kürt sorunu bu ülkenin bir kadim sorunudur.

Hakiki bir meselesidir.Herkesin yüzleşmesi gereken bir meseledir ve sadece yüzleşmek değil, çözmemiz gereken bir meseledir.

Bunun için bu sürecin ikinci aşamasında Öcalan'ın da ifade ettiği gibi hukuki adımların, barış ve demokratik yasaların yapılması gereken bir süreçten geçiyoruz ve bu konuda hepimize görev ve sorumluluklar düştüğünün hepimiz farkındayız.”Odatv.com

İlgili Sitenin Haberleri