‘Trenli Resim’ler ziyaretçilerini bekliyor

Trenli Resim ile birlikte 30 resimlik bir sergi, Ressam Haydar Özay’ın günümüze kadar uzanan resimlerinden seçkin örnekleri bir arada sunuyor.

Özay’la yeni sergisini konuştuk.

ZİYARETÇİLER BİR TANIDIKLA KARŞILAŞIYOR - Serginize ‘Don Kişot’tan Trenli Resim’ adını verdiniz...

Cervantes, Sancho Panza ve Rozinante’nin olduğu resimler var.

Cervantes’in ‘Don Quijote de la Mancha’ adlı eserinden yani bizdeki adıyla Don Kişot’tan çalıştığım ve halen çalışmaya devam ettiğim 40 parçalık resimlerimin dördünü ilk kez sergilemeye başladım.

Şu an bile, sergim devam ederken çalışmaya devam ediyorum Don Kişot’un diğer sahnelerine.

Don Kişot çalıştığımı öğrenenler, çocukken bildikleri, sevdikleri, hiç unutmadıkları ortak bir tanıdığımızla karşılaşıyorlarmış gibi mutlu oluyorlar.

Aslında serginin hepsine Don Kişot’ların sergisi denilebilir.

NÂZIM HİKMET VE ÂŞIK VEYSEL YAN YANA - Nâzım Hikmet’i, Âşık Veysel’i ve Yaşar Kemal’i anma tarihlerinden bağımsız sergilemeye başladınız bu yıldan itibaren...

Yaşar Kemal’in eserlerinden sergilediğim resimlerden bir seçkiyi, Ağrıdağı Efsanesi ve İnce Memed resimlerini ekledim sergiye.

Nâzım Hikmet, Âşık Veysel ve Yaşar Kemal birlikte sergilendiğinde, onların yarattığı büyük duygusallığı sanatsever insanlarımızda görmek her zaman sevindiricidir benim için.

Geçmişte aynı sergi adlarını tekrarlamış olsam bile sürekli gözden geçirdiğim eski resimlerimi kusursuzlaştırmaya, olgunlaştırmaya çalışırken, koleksiyonlara yeni resimler de ekliyor ve bunları peşpeşe sergiliyorum.

Türkan Saylan’daki yeni sergimde ise eski Âşık Veysel resimlerinden yok ama ilk kez sergilenenler var.

Daha önce bu resmin manzarasının içinde yani Eyüp’te sergilediğim bir Orhan Kemal ve Nâzım Hikmet resmim var.

Resimdeki gramofondan kitaplara, Haliç’in deniz manzarasındaki Bozdoğan kemerinden salkımsöğüt ağacına ve buna benzer ayrıntıları iki figürle beraber bu sergi için yeniden çalıştım.

SAVAŞAN ŞAİR PETÖFİ’Yİ UNUTMADI - Sandor Petöfi’yi Macar Kültür Merkezi’ndeki ilk sergiden sonra bu üçüncü sergileyişiniz...

Evet, bu kez de şiirleriyle beraber sergilediğim Sandor Petöfi’yi unutmadım.

İstanbul Petöfileri’ni unutmadım.

Bu bir üçleme düşüncesinin ilk adımıydı.

Artan bir ilgiyle bir başka büyük Macar şaire,  Attila Jozsef’e çalışmaya devam ediyorum.

Macar Üçlemesi.

Üçüncüsü olarak Franz Liszt’ten bir şeyler hazırlayıp bir kenarda hazır tutuyorum. - Cervantes’in Don Kişot’undan bahsettiniz.

Bu serginizi sanatseverler için özel kılan başka hangi eserler var?

Beethoven için özel bir yoğunlaşma içindeyim.

Başkaları da var.

Ama sadece bir Beethoven resmim burada.

Goethe’nin Faust’undan ilk resimler var.

İlk kez Goethe’nin Faust eseri için yaptığım resimlerimden Mefistofeles, Faust ve Gretchen’in   olduğu resimler için en doğru zaman olduğunu düşündüm.

Yannis Ritsos’un şiirlerinden esinlenerek yaptığım kapsamlı resim koleksiyonlarından ilk kez sergilemeye başlamış oldum.

Özellikle Norveçli yazar Henrik Ibsen’in ölümsüz eseri Peer Gynt resimlerimden ilk kez bu sergide olanlar var.

DON KİŞOT’LAR DON KİŞOT’LARLA BERABER - Söyleşinin başında serginizde hepsi Don Kişot, bizim Don Kişot’lar var dediniz...

Don Kişot’un atı Rozinante ile yola çıktığını söylerken Che Guavera veda mektubunda kendini Don Kişot’a benzetiyordu.

İspanyol edebiyatından kaynaklanan Don Kişot resimlerim gerçek Don Kişot’larla beraber.

Nâzım Hikmet’ten Orhan Kemal’e, Karl Marks’tan Rosa Luxemburg’a, Deniz, Yusuf ve Hüseyin’den Yaşar Kemal’in İnce Memed’ine Don Kişot’ların sergisi diye hatırlayacağımız bir sergi. - Büyük edebiyatçılar ve büyük devrimciler resimlerinizin değişmez konularından...

Söylediklerinizi doğrulayan yepyeni sergiler ve kitaplar bundan sonra da olacak.

Polonyalı büyük devrim şairi Adam Mickiewicz gibi, Tevfik Fikret gibi, Andersen ve Eflatun Cem Güney gibi.

Sanatseverleri sergime bekliyorum.

Önümüzde, gelecekte devam edecek olan çok şeyin yeni başlangıçları var sergimizde...

Karl Marks ve Rosa Luxemburg anısına yaptığım resimler yan yana.

İnce Memed’ler, Deniz’ler, Veysel’ler, Nâzım’lar aynı salondalar.

İlk Don Kişot’larla beraber.

Aslında onların hepsi gerçek birer Don Kişot’turlar!