Haber Detayı
Tolga Özkaya: Yılbaşı sofrasının olmazsa olmazı paylaşım duygusu
Yılın en özel yemeği için sofraları kurmanın vakti geldi. İster dışarıda ister evde; Yılbaşı sofraları yılın en unutulmaz gastronomik deneyimlerinden biri olarak hafızalara kazınır. The Marmara Group Executive Chef’i Tolga Özkaya ile Yılbaşı sofralarını konuştuk; şeften bu özel gece için taktiklerden aldık, sofranın başköşesindeki hindiyi sorduk.
AYDİL DURGUNaydil.durgun@dunya.comYılbaşı menüsü hazırlanırken nelere öncelik veriyorsunuz?
Mevsimsellik mi, gelenekselleşmiş tatlar mı, modern dokunuşlar mı ön planda oluyor?
Yılbaşı menüsünü oluştururken ilk baktığımız şey mevsim.
Kışın sunduğu ürünler hem lezzet hem de denge açısından bize çok güçlü bir alan açıyor.
Tabağın ana karakterini mevsim belirliyor diyebilirim.
Ürünü doğru zamanda kullanmak, lezzetin kendiliğinden ortaya çıkmasını sağlıyor ve fazla müdahaleye gerek bırakmıyor.Bunun yanında yılbaşının da kendine ait bir hafızası var.
İnsanlar bu akşamda tanıdık tatlar görmek istiyor.
O yüzden geleneksel lezzetleri tamamen terk etmiyoruz; sadece küçük, ölçülü dokunuşlarla bugüne taşıyoruz.
Modernlik bizim için iddialı sunumlar değil, daha dengeli ve rafine yorumlar anlamına geliyor.Hem doyurucu hem yormayan menü Otellerde yılbaşı kutlaması hep özel olmuştur.
Siz The Marmara olarak bu yıl misafirlerinize nasıl bir sofra kuruyorsunuz?
Yılbaşı akşamını bizim için özel kılan şey, misafirin o masada uzun süre kalacak olması.
Bu yüzden menüyü hem doyurucu hem de yormayan bir kurguyla hazırlıyoruz.
Baştan sona rahat ilerleyen, sohbeti bölmeyen ama her tabağıyla kendini hatırlatan bir sofra hedefliyoruz.
The Marmara’da yılbaşı sofraları gösterişten çok özen üzerine kurulu.
Her tabakta bir denge var; lezzet, sunum ve tempo birbirini destekliyor.
Misafirlerimizden sıkça aldığımız geri dönüş de bu yönde oluyor: Sakin, iyi düşünülmüş ve keyifli bir akşam.
The Marmara Catering de otel mutfağında edindiğimiz disiplinin ve tecrübenin dış mekâna taşınmış hali..
Ürün seçimi, pişirme ve servis aşamalarında otel standardını koruyoruz.
Catering tarafında da abartıdan uzak, iyi düşünülmüş menüler hazırlamaya özen gösteriyoruz.
Misafirlerin rahatça keyif alabildiği, lezzeti net ve dengeli sofralar kurmak bizim için her zaman öncelik.Yılbaşı sofralarının olmazsa olmazı nedir sizin için?
Benim için yılbaşı sofrasının olmazsa olmazı paylaşım duygusu.
Ortaya gelen tabaklar, birlikte açılan şişeler, bölüşülen tatlar… Bunlar olmadan yılbaşı eksik kalıyor.
Sofranın insanları bir araya getirmesi, yemeğin önüne geçebiliyor bazen.
Elbette bazı klasik tatlar da bu gecenin parçası.
Ama asıl önemli olan herkesin o masada kendini rahat hissetmesi.
Uzun uzun oturulan, acele edilmeyen, yemeğin bir bahaneye dönüştüğü sofralar benim için yılbaşını anlatıyor.Yılbaşı akşamı mutfakta nasıl yaşanıyor?
Diğer günlerden farkı ne siz ve ekibiniz için?
Geçmiş yıllardan unutamadığınız bir Yılbaşı gecesi anınız var mı?
Yılbaşı akşamı mutfakta tempo çok yüksek ama atmosfer farklı.
Herkes daha dikkatli, daha odaklı çalışıyor çünkü o akşam misafirler için gerçekten özel.
Günlük servis disiplinimiz zaten var ama yılbaşında bunun üzerine ekstra bir hassasiyet ekleniyor.
Unutamadığım çok yılbaşı gecesi var ama en çok aklımda kalan anlar, servis bittikten sonra mutfakta yaşanan o kısa sessizlikler.
Herkesin birbirine bakıp “iyi geçti” dediği o anlar, tüm yorgunluğu unutturuyor.
Bu duyguyu her sene yeniden yaşamak çok kıymetli.“Evde en sık yapılan hata çok fazla çeşit hazırlamak” Evde Yılbaşı sofrası kuracaklara şef tavsiyeleri verir misiniz?
Misafirlerini etkileyebilecekleri küçük şef dokunuşları neler olabilir?
Evde en sık yapılan hata çok fazla çeşit hazırlamak.
Yılbaşı sofrası kalabalık olmak zorunda ama karmaşık olmak zorunda değil.
Az sayıda, iyi planlanmış tabaklar her zaman daha şık ve etkileyici durur.
Önceden hazırlanabilen yemekler ev sahibinin de keyif almasını sağlar.
Küçük dokunuşlar büyük fark yaratır.
Bir sosu ayrı servis etmek, tabağı taze otlarla toparlamak ya da servis tabaklarına biraz özen göstermek sofrayı bir anda yukarı taşır.
Şef dokunuşu bazen sadece sadeleşmekten geçer.Yılbaşı için evde kolaylıkla hazırlanabilecek tabaklardan oluşan bir menü oluşturmanızı istesem nasıl bir menü olurdu?
Ben ev için çok dengeli ve yorucu olmayan bir menü öneririm.
Hafif ama lezzetli bir başlangıç, fırında yavaş pişmiş bir ana yemek ve onu destekleyen birkaç iyi garnitür yeterli olur.
Menüde her tabağın bir öncekiyle uyumlu olması önemli.
Kapanışı da mutlaka hafif bir tatlıyla yapmak gerekir.
Çikolata ağırlıklı ama porsiyon olarak küçük bir tatlı hem sofrayı güzel kapatır hem de misafiri yormaz.
Evde yılbaşı menüsünün sırrı, iyi planlama ve sadelik.Türkiye’de uzun bir süre önce yılbaşında hindi tüketme geleneği başlamış.
Şükran Günü ve Noel sofralarının vazgeçilmezi bizde nasıl Yılbaşı sofrasında kendine yer bulmuş?
Hindi, büyük sofralara çok yakışan bir ürün.
Batı kültüründen gelen bu alışkanlık zamanla bizde de karşılık buldu.
Yılbaşı gibi kalabalık sofralarda paylaşımı kolay, sunumu güçlü ve doyurucu olması bu geleneği pekiştirdi.
Zaman içinde her kültür bu alışkanlığı kendi damak tadına uyarladı.
Bizde de hindi, yerel baharatlar ve farklı pişirme teknikleriyle kendine özgü bir yer edindi.
Bugün artık yılbaşıyla özdeşleşmiş bir klasik haline geldi.Eskilere gitmişken Cafe Marmara’dan da söz edelim.
Uzun yıllar Taksim’in ikonik mekanlarından biri olmuş, Türkiye’nin gastronomik yolculuğunun, bu alanda yaşanan gelişmelerin de bir parçası bu anlamda.
Biraz tarihinden de bahsederek mutfağının bugünkü geldiği noktayı anlatır mısınız?
Cafe Marmara, Taksim’in sosyal hayatında çok özel bir yere sahip.
Yıllarca öğle yemeklerinden uzun akşam sohbetlerine, kahve molalarından özel buluşmalara kadar pek çok ana ev sahipliği yaptı.
Bu anlamda sadece bir restoran değil, şehrin hafızasının bir parçası oldu.
Bugün mutfağını yeniden kurgularken bu geçmişi tamamen korumaya çalışıyoruz.
Klasik Cafe Marmara lezzetleri hâlâ menüde ama daha rafine, daha güncel bir yorumla servis ediliyor.
Amacımız geçmişle bugünü aynı tabakta buluşturmak.