Haber Detayı
Kadınlar örgütlü mücadeleyi anlattı
Vatan Partili kadın yöneticiler, Milli Kadın Hareketi’nin hedeflerini ve örgütlü mücadelenin önemini anlattı. Tam bağımsızlığımız, milletçe bütünleşmemiz ve aydınlık geleceğimiz için, ayakları bu topraklara basan tüm vatansever kadınlar, Milli Kadın Hareketi’nde birleşmeye davet edildi
Uzun yıllardır Vatan Partisi’nde yöneticilik görevlerinde bulunmuş kadın yöneticilerin Türkiye’nin önemli konuları üzerine görüşlerini, deneyimlerini, önerilerini aktarmak istedik.
Yaşamının çoğunu bir siyasi parti çalışması içinde, fedakârlıkla, özveriyle, zorlu dönemleri de kapsayan süreçlerde, partilerine sıkı sıkıya bağlılık gösteren binlercesinin içinden, 5 mücadeleci sıra neferiyle konuştuk.
Nuran Çaynak, 1974 yılında Ankara Devrimci Gençlik Birliği ile başlayan mücadelenin bugün de bir ucundan tutmaya çalışan, yaşamı boyunca devrimciliğinden ödün vermemiş Öncü Kadın.
Çaynak, Türkiye’de kadın hareketinin sürecini şöyle değerlendirdi: “Türkiye’de kadın hareketleri süreci, kapsamlı bir konu elbette.
Osmanlı’nın son dönemlerinden itibaren modernleşme hareketleriyle birlikte kadınların konumlarında da önemli hareketlenmeler görülür, gazeteler ve dergiler çıkar, kadın örgütlenmeleri başlar.
Nuran Çaynak KURTULUŞ SAVAŞI BİRLEŞTİRDİ “Birinci Dünya Savaşı sırasında erkek nüfusun cephede olması nedeniyle kadınlar daha fazla çalışma hayatına katıldılar.
Toplumdaki sınıfların ittifak koşulları, o sınıfların kadınları arasında da ittifak oluşturur.
Kurtuluş Savaşı yıllarında kadınlar, cephede ve cephe gerisinde, hem siyasi hem de toplumsal görevler üstlendiler. “Mücadele, örgütlenmeyi de beraberinde getirdi.
O günün koşullarında, Anadolu Kadınları Müdafa-i Hukuk Cemiyeti, Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti’nin kurulması gibi.
Milli mücadeleden itibaren kadınlar, hakların kazanılması, modernleşmenin taşıyıcısı olma fikrinin güçlenmesinde etkili oldular. “Süreç içinde Türkiye’de de dünyada olduğu gibi, sınıf mücadelesinin hızla yükseldiği yıllarda, fabrikalarda emek mücadelesi, köylerde toprak mücadelesi, okullarda öğretmen örgütlenmeleri, üniversitelerde gençlerin mücadelesi, kadını ve erkeği ortak amaç için birleştirdi ve ortak örgütlendiler. 1980 SONRASI “Feminist örgütlenmeler 1980 sonrası hızla artış gösterdi.
Yine bu yıllardan itibaren Türkiye’de demokrasi projesi diye sunulan, ABD ve AB fonlarıyla beslenen ve yönlendirilen kadın örgütleri kurulmaya başladı. 2000 sonrası ise Türkiye’de kadın hareketinin hem kurumsallaştığı hem de yaygınlaştığı bir evredir. “Bugün kadın örgütlerinin temel görevi, milli bağımsızlığımızı korumak ve kadın mücadelesindeki bütün adımları bu göreve hizmet edecek şekilde örgütlemek olmalı.” TÜRKİYE’NİN SORUNU KADININ DA SORUNU GÖREVE HAZIRIZ Hatice Koyun, Vatan Partisi Didim İlçesi Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapıyor.
Sade, abartısız, çalışkan, disiplinli… Koyun, kadın mücadelesinin neye karşı ve nasıl yürütülmesi gerektiğini anlattı: “Kadına reva görülen, üreterek ailesine ve ülkesine katkı sağlayan kadın değil, sosyal yardımlarla kıt kanaat geçinip buna şükreden kadın modelidir.
Hatice Koyun “Günümüzün görevi, Kara Fatmalar, Gördesli Makbuleler, Şerife Bacılar olmaktır. “Türkiye, devrim sürecine girmiştir, Türk Kadın Hareketi’nin oluşması ve harekete geçmesi zamanıdır.
Vatan Partisi’nin Öncü Kadınları olarak ayağa kalkıyoruz.
Tam bağımsız ve başı dik Türkiye için, Üreticilerin Milli Hükûmeti’ni kurmak için, toplumsal cinsiyet adı altında dayatılan LGBT’ye geçit vermemek için, gündüz kuşağında kadınları aşağılayan programları yayından kaldırmak için görevlere hazırız.” HEDEF: ÜRETEN VE BİRLEŞEN TÜRKİYE Nebahat Samsa da Vatan Partisi Kadıköy İlçe Başkanı.
Deneyimli bir devrimci olan Samsa, Vatan Partisi’nin Üretim Devrimi programını şöyle anlattı: “Mevcut sistemin kambur olarak gördüğü işçi, köylü ve her boydan milli sanayici; millî ekonominin asli değerleri olacak. “Üretim Devrimi, Atlantik Sistemi’nin emperyalist-kapitalist prangalarından temizlenerek, kendi kamucu kimliğini yaratarak iktidara gelecektir.
Stratejik hedef, ‘Üreten ve Birleşen Türkiye’dir.
Tüm ekonomik faaliyetler, milletin bütün sınıflarının ortak çıkarına hizmet etmelidir.
Toplumun güvenini kazanmak, hızlı kararlar almak, halkın refahını önceliklendirmek, devleti tehdit eden iç ve dış güçlere karşı milli direnme ekonomisi yapılandırılacaktır.
Nebahat Samsa “Üretim Devrimi programında stratejik hedefler gözetilmeli, kısa vadeli programlar bu hedeflere kalkan olmalıdır.
Bu yaklaşım, millî direnme ekonomisinin temelidir. “Türkiye Cumhuriyeti, Ankara’dan yönetilecektir.
İktidarı tehdit eden iç ve dış güçlere karşı millî direnme ekonomisi yapılandırılacak, doğal kaynaklar ve bölgeler arası dengesizlikler gözetilecektir.
İş güvenliği ve istihdam talebi esas alınacak, üretimin temel gücü olan insanın üretimdeki yeri korunacaktır. ‘Ekmek teknesi’ni korumaya yönelik planlar hayata geçirilecektir.
Parolamız, paylaşarak gelişmedir.
Üreteceğiz ve paylaşacağız.” YAŞAM ORTAKTIR Saadet Pesen, Mersin’de yönetici görevlerde bulundu.
Bir yerel gazetede uzun yıllardır köşe yazarlığı yapan Pesen, gelecek dönemde Milli Kadın Hareketi’nin yol haritasının nasıl olması gerektiğini şöyle açıkladı: “Madem ki toplum, kadın ve erkekten oluşur, o halde yaşam her yönüyle ortaktır ve birlikte sürdürülür. ‘Kadının kurtuluşu toplumun kurtuluşundan soyutlanamaz.’ sözü gerçeklere dayanan bir çağrıdır ve yaşamda hayat bulur. “Günümüzde kadın mücadelesi çok daha anlamlıdır ve önemlidir.
Cumhuriyet Kadınları Derneği ve Öncü Kadın mücadeleleri, topluma önderlik etmekte ve destek bulmaktadır.
Emperyalizmin politikalarına takılan ailelerimiz, yapboz tahtasına çevrilen eğitim sistemimiz, dokuz yaşlarına düşen uyuşturucu kullanımı kaynaklı sorunlarımız, yok edilen üretim alanlarımız, ‘yaşlı nüfus’ kayıtlarına girdiğimiz ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle azalan doğum oranlarımız, ‘toplumsal cinsiyet’ diyerek insan cinsiyetini bile yapaylaştırarak çoğaltan saldırganlıklar… Bunlar ve dahası kadınlarımızın ve erkeklerimizin ortak sorunlarıdır.
Saadet Pesen (ortada) YOL HARİTAMIZ “Yol haritamız belli: ♦ Siyasi parti, demokratik kitle örgütü, sendika çatıları altında örgütlenmek, ♦ Emperyalizmin her türlü saldırısına karşı birlik ve beraberlik içinde, okumak, öğrenmek, araştırmak, incelemek ve gerçekçi safta yer almak, ♦ Sözde değil, davranışta mücadele alanlarında bulunmak, ♦ İktidar olmak için olmazsa olmaz olan siyasi parti kadrolarında yer almak. ♦ Çocuklarımız ve torunlarımız için elimizi taşın altına koyarak alanlarda, hak aramalarda, ses vermeye hazır olmak. “Üreten, çalışkan, zeki, yetenekli, becerikli Türk kadını, bunları ve dahasını şimdiye kadar yaptı, şimdi ve bundan sonra da yapar.” DOĞRU ÖRGÜTLENME Leyla Erk de Vatan Partisi Hatay İl Yönetim Kurulu Üyesi.
Emekçi karakterli, görev insanı, fedakâr bir eş ve anne...
Erk de örgütlenmenin önemine vurgu yaparak şöyle konuştu: “Kadının bu mücadelede başarılı olabilmesi kesinlikle örgütlü olmasını gerektirir.
Bir araya gelen kadınlar, hem elde etmek istediği hem de kağıt üzerinde yazılmış ama uygulanmayan haklarını, toplumun en geniş kesimlerini örgütleyerek elde ederler.
Örgüt olmazsa mücadele amacına ulaşamaz.
Ama örgüt deyince önümüze çıkan her örgütü kastetmiyorum.
Erkek düşmanlığı yapan örgütler kadına zarar verir.
Leyla Erk “Kadınları, örgütsüzlüğün ezen, sömüren konumundan kurtarmak için, onlara örgütlenmenin önemini kavratmak, onların duygularını sömürerek kendi siyasal amaçları doğrultusunda kullanmak isteyen kimi örgütlerin etkisinden kurtarmak zorundayız.
Doğru örgütlenme, antiemperyalist ve milli çizgide mücadele verilen yerde olmakla olur.
Milli Kadın Hareketi içinde bağımsızlaşabiliriz, devrimcileşebiliriz.
Üretenlerin Milli Hükûmeti’ne ancak öyle ulaşabiliriz.”