Haber Detayı
Tartışmalı bir infaz uygulaması: Kimyasal hadım
Yeni yargı paketi çerçevesinde ceza infaz kurumlarından tahliyeler başladı.
Toplamda 50-55 bin kişinin tahliye edilmesi bekleniyor.
Uygulamanın kapsamı son ana kadar değişikliklerle belirlendi.‘Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar’ tıpkı ‘terör ve örgütlü suçlar’ gibi kapsam dışında bırakıldı.Şüphesiz ki bu uygulamanın bir amacı da cezaevlerindeki yer baskısını hafifletmek.Aynı süreç bu günlerde Birleşik Krallık’ta farklı bir tartışmayla yürüyor.İngiltere ve Galler’deki cezaevlerindeki doluluk oranı iki katına çıkıp 90 bine ulaşmış vaziyette.İngiliz Hükümeti birkaç ay önce tahliyelere hız kazandıracak bizdekine benzemeyen bir infaz uygulaması başlattı: Kimyasal hadım.Zaman zaman Türkiye’de de pedofili ve cinsel suçlara ilişkin gündeme gelen kimyasal hadım tartışmalı bir yöntem.Almanya ve Danimarka’da gönüllülük esasına göre, Polonya’da ise bazı suçlar için zorunlu olarak kullanılıyor.Yine ABD’de farklı eyaletlerde zorunlu veya gönüllü olarak uygulanıyor.İngiltere de birkaç ay önce dört cezaevinde cinsel suçlulara gönüllük esasına göre kimyasal baskılayıcı ilaç vermeye başladı.Şimdi bu uygulama ülke çapındaki 20 cezaevinde genişletilecek. 6 bin 500 cinsel suçlu bu tedavinin ardından erken tahliye edilecek.İngiliz Hükümeti bir yandan kimyasal hadımın cinsel suçlara ilişkin zorunlu hale getirilmesini de tartışıyor.Tabii buna tepkiler muhtelif.Muhalefetteki Muhafazakâr Parti, “Sapıkları sokaklara salacaksınız” diye hükümeti eleştiriyor.Tıp dünyasından ise uygulamanın zorunlu hale getirilmesine ilişkin tepkiler var.Ciddi yan etkileri olabilen ilaç tedavisinin kişinin rızası dışında uygulanmasının doktorlar açısından ahlaki olmayacağını söylüyorlar.Bazı doktorlar, “Zorunlu olursa biz tedaviyi uygulamayız” diyor.Tabii İngiltere’de pek çok tartışmada olduğu gibi bu tartışmanın da tarihi kökenleri var.Kimyasal hadım uygulaması 1950’li yıllarda eşcinselliğin suç olduğu İngiltere’de yaygın bir ceza yöntemi olarak kullanılıyordu.
Bu bakımdan uygulamanın geçmişe dayanan kötü bir şöhreti de var.Ünlü matematikçi ve günümüz bilgisayar teknolojilerinin mucidi sayılan Alan Turing bu uygulamanın en bilinen tarihi kurbanlarından biri.1952 yılında eşcinsellik suçlamasıyla hüküm giyen Turing hapis cezası yerine kimyasal hadım tedavisini kabul etmiş ancak iki yıl sonra siyanür zehirlenmesinden hayatını kaybetmişti.Öldüğünde baş ucunda ısırılmış siyanürlü bir elma bırakmıştı.Yıllar sonra Steve Jobs’un Apple’ın meşhur ısırılmış elma logosunu Turing’e ithafen çizdiği iddia edildi.
İngiliz hükümeti Turing’in ölümünden tam 55 yıl sonra resmi bir özür yayımladı.
Kraliçe Elizabeth de 2013’te Turing’e iadeyi itibarda bulundu.
SURİYE’DE TEHLİKELİ TIRMANIŞ DEAŞ’ın Suriye’de 3 Amerikalıyı öldürmesi bölgede tıpkı zaman ayarlı bir bomba etkisi gösterdi.10 gün içinde, önce ABD’nin Suriye operasyonu, ardından Şara yönetiminin DEAŞ hücrelerine baskını, Türkiye’de yılbaşı katliamı yapmaya hazırlanan 115 şüphelinin yakalanması ve önceki akşam Nijerya’daki operasyon...Alt alta koyulduğunda, can çekişen karanlık bir yapının sansasyonel eylemlerle yeniden adını duyurma çabasında olduğu anlaşılıyor.Ancak işin bir de SDG/YPG boyutu var.
Son 10 yılda Amerikan yönetiminin bölgedeki en sadık müttefiki konumundaki terör örgütü, DEAŞ’a karşı mücadelenin anahtarı olarak görülüyordu.Şara hükümetinin Suriye içinde birliği tahsis etmesi fiili olarak hem DEAŞ hem SDG’yi işlevsiz kılacak.Ancak görüldüğü kadarıyla bu sayfanın kapatılması engelleniyor.DEAŞ’ın yeniden alevlendiği algısının oluşması SDG için bir fırsat sayılabilir. 10 Mart mutabakatına ayak diremesine, Suriye hükümetiyle iletişim kanallarını kesilmesine biraz bu taraftan bakmak gerek.İSTANBUL’UN KOKUSU SİGARA MI?
FARKLI dönemlerde birkaç yabancıdan duyup şaşırmıştım: “İstanbul harika ama çok sigara kokuyor.”Nedenini sanırım yeni anladım.
Son birkaç seferdir havalimanları çıkışlarında dikkat ediyorum.
Kapalı alandan dışarıya çıkarken kesif bir sigara dumanı sizi karşılıyor.Biz çok üzerinde durmasak da bir turistin İstanbul’a girişi, sigara dumanlı bir konser sahnesine çıkışı gibi yaşanıyor.Muhtemel sebebi, bekleyenlerin ve içeride sigara içemeyen yolcuların havalimanından çıkar çıkmaz kapının önünde sigara yakması.Çıkış kapısının önünde sigara içilmesinin engellenmesi bir çözüm olabilir.Tarihinde parfümlere isim vermiş İstanbul kokusunun sigarayla anılması hoş değil.