Haber Detayı

10 Mart Mutabakatı uygulanmadı! Gözler 1 Ocaka çevrildi: Suriyede sürpriz kapıda mı?
cnnturk.com
28/12/2025 13:48 (3 saat önce)

10 Mart Mutabakatı uygulanmadı! Gözler 1 Ocaka çevrildi: Suriyede sürpriz kapıda mı?

Terör örgütü PKKnın Suriye kolu YPG, 10 Mart Mutabakatına göre yıl sonuna kadar Şam yönetimine entegre olmakla yükümlüydü. Ancak 2025in bitmesine sayılı günler kalmasına rağmen örgütten bu yönde somut bir adım gelmiş değil. Peki, Şam ve Ankara, PKK/YPGnin bu tutumuna nasıl karşılık verecek? 1 Ocak itibarıyla Suriye sahasında ne yaşanacak? Bu kritik sorular, Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Anar Ali ve gazeteci Zeki Gümüş değerlendirdi. Uzmanlar, 10 Martta imzalanan mutabakatın SDG/YPG tarafından fiilen uygulanmadığını, bunun arkasında ABD ve özellikle İsrailin siyasi ve askeri desteğinin bulunduğunu belirtiyor. SDGnin Rakka ve Deyrizor gibi bölgelerden çekilmediği, petrol ve stratejik alanları devretmediği vurgulanırken, Şam yönetiminin yaptırımlar ve iç sorunlar nedeniyle süreci hızlandıramadığı ifade ediliyor. Türkiyenin kırmızı çizgisinin Suriyenin toprak bütünlüğü olduğu, mutabakatın 2026ya sarkabileceği ancak uygulanmaması halinde askeri seçeneğin de gündemde olduğu değerlendiriliyor.

Suriyede SDG ile Şam yönetimi arasında imzalanan 10 Mart Mutabakatının uygulanıp uygulanmadığı tartışılmaya devam ederken, sürecin 2026ya sarkabileceği ve askeri seçeneğin gündeme gelebileceği değerlendirmeleri yapılıyor.

Gazeteci Zeki Gümüş ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr.

Anar Ali, mutabakatın neden hayata geçirilmediğine ve olası senaryolara ilişkin dikkat çekici açıklamalarda bulundu.Gazeteci Zeki Gümüş, 10 Martta imzalanan mutabakatın kağıt üzerinde kaldığını belirterek, anlaşmanın uygulanmamasında ABD ve İsrailin SDG üzerindeki etkisinin belirleyici olduğunu söyledi.

Gümüşe göre İsrail, SDGnin kontrol ettiği Rakka ve Deyrizor gibi stratejik bölgelerden çekilmesini istemiyor.

Çünkü bu durum, Suriyenin bölünmüş yapısının devam etmesine ve İsrailin bölgedeki çıkarlarına hizmet ediyor.

Türkiyenin ise Suriyede merkezi devlet dışında hiçbir silahlı yapıyı kabul etmediğini vurgulayan Gümüş, mutabakatın hayata geçirilmemesinin temel nedeninin SDGnin bu alanlardan çıkmak istememesi olduğunu ifade etti.Gümüş, Suriye hükümetinin de yaptırımlar ve iç yeniden yapılanma süreci nedeniyle SDG meselesine yeterince yoğunlaşamadığını belirterek, yaptırımların kalkması ve ABD ile Şam arasında gerçekleşen temasların Suriye yönetiminin önünü açabileceğini söyledi.

Ancak buna rağmen sürecin 2025 sonunda tamamlanamayacağını, 2026ya sarkacağını dile getirdi.Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr.

Anar Ali ise mutabakatın müzakere yoluyla çözülme ihtimalini düşük gördüğünü ifade etti.

Aliye göre mutabakat, idari ve askeri entegrasyon, sınırların devri, petrol ve doğalgaz tesislerinin merkezi yönetime bırakılması gibi birçok alt başlık içeriyordu.

Ancak SDG, iyi niyet göstergesi olarak dahi bu maddelerden hiçbirini hayata geçirmedi.

Rakka ve Deyrizor gibi Arap nüfusun çoğunlukta olduğu bölgelerden çekilmediğini vurgulayan Ali, bunun oyalama taktiği olduğunu söyledi.Dr.

Ali, SDGnin ABD ve İsrailden aldığı siyasi ve askeri destekle mevcut fiili özerkliğini korumak istediğini, federasyondan da öte bağımsız bir yapı hedeflediğini belirtti.

İsrailin, Suriyenin parçalı kalmasını stratejik bir hedef olarak gördüğünü ifade eden Ali, SDGnin İsrail ile koordineli hareket ettiğini ve bunun Suriyenin ulusal bütünlüğü önünde ciddi bir engel oluşturduğunu kaydetti.Her iki uzman da askeri seçeneğin masada olduğunu vurguladı.

Gümüş, 1 Ocak 2026 itibarıyla Suriye sahasında sürpriz gelişmeler yaşanabileceğini, Türkiye ile Şamın koordineli bir askeri müdahaleye yönelebileceğini dile getirdi.

Son dönemde yapılan üst düzey ziyaretler ve açıklamaların bu yönde güçlü mesajlar içerdiğini söyledi.Dr.

Anar Ali ise Türkiyenin bugüne kadar askeri operasyonu tercih etmemesinin nedeninin Suriyede yeni bir çatışma istememesi olduğunu ancak mutabakatın uygulanmaması halinde kısa sürede sonuç alınabilecek bir askeri müdahalenin mümkün olduğunu belirtti.

SDGnin kontrol ettiği bölgelerde Arap nüfusun çoğunlukta olduğuna dikkat çeken Ali, olası bir harekâtta yerel halkın da SDGye karşı tavır alabileceğini ifade etti.Uzmanlara göre, SDGnin merkezi hükümete entegre olmaması halinde Suriyede ayrılıkçı kantonların oluşması riski artacak, bu durum yalnızca Suriyeyi değil en çok Türkiyeyi olumsuz etkileyecek.

Bu nedenle 10 Mart Mutabakatının uygulanmaması durumunda askeri seçeneğin devreye girmesi sürpriz olmayacak.

İlgili Sitenin Haberleri