Haber Detayı
Protein ağırlıklı beslenme nedir, nasıl yapılmalı? Protein ağırlıklı beslenmede nelere dikkat edilmeli?
Protein ağırlıklı beslenme bazı kişilerde rahat uygulanabilir ve günlük yaşamı destekleyen bir yapı sunabilir. Düzenli hareket eden bireyler bu gruba dâhildir. Spor yapanlarda kas onarımı ve güçlenme süreci protein desteğine ihtiyaç duyar. Gün içinde yoğun fiziksel efor harcayan kişilerde de benzer bir ihtiyaç oluşur. Tokluk süresini artırmak isteyenlerde protein ağırlığı denge sağlayabilir. Kan şekeri dalgalanmalarını hafifletmek isteyen kişilerde de daha sakin bir akış görülebilir. Glutensiz tahıllarla ilerleyen bireyler için de uygun bir modeldir. Süt ürünlerini tolere edebilen kişiler peynir ve yoğurt üzerinden protein desteği alabilir.
Bitkisel beslenenler baklagiller ve bazı tohumlar aracılığıyla bu modele uyum sağlayabilir.
Protein ağırlıklı beslenme herkes için uygun değildir.
Fakat metabolizması bu düzene uyum sağlayabilen ve öğünlerini planlayabilen kişilerde sürdürülebilir bir yapı oluşturur.
PROTEİN AĞIRLIKLI BESLENME NEDİR?
Protein ağırlıklı beslenme, öğünlerin temelini protein kaynaklarının oluşturduğu bir beslenme modelidir.
Bu yaklaşımda amaç vücudun kas dokusunu desteklemek, tokluk süresini uzatmak ve günlük enerji akışını daha dengeli hâle getirmektir.
Protein kaynakları arasında yumurta, balık, tavuk, kırmızı et, baklagiller ve bazı süt ürünleri yer alır. Öğünlerde karbonhidrat ve yağ miktarı azaltılır.
Yer verilen tahıllar genellikle ölçülü tutulur.
Protein ağırlıklı tabaklar sindirimi yavaş ilerlettiği için gün boyunca daha uzun süre tok hissetmek mümkündür.
Bu beslenme biçimi kas çalışması yapan kişilerde daha sık tercih edilir.
Lif yönünden zengin sebzeler de öğünlerde bulunur.
Böylece sindirim sistemi desteklenir.
Rafine şeker içeren ürünler ya da ağır yağlarla hazırlanan yemekler bu modelde sınırlanır.
Protein ağırlıklı beslenmenin kısa süreli bir kısıtlama değil düzenli planlama gerektiren bir yaşam modeli olduğu unutulmamalıdır.
Kişinin hareket düzeyi, sağlık geçmişi ve günlük ihtiyacı dikkate alınarak şekillendirildiğinde daha sürdürülebilir bir yapı sunar.
PROTEİN AĞIRLIKLI BESLENME NASIL YAPILIR?
Protein ağırlıklı beslenmenin uygulanışı, öğünlerdeki temel yapıyı protein kaynaklarına dayandıran düzenli bir plan kurmaya dayanır.
Bu süreçte tabakların merkezinde yumurta, balık, tavuk, kırmızı et, baklagiller ya da kontrollü tüketilen süt ürünleri bulunur.
Karbonhidrat miktarı azaltılır ve kullanılan tahıllar ölçülü tutulur.
Glutensiz seçenekler tercih eden kişiler karabuğday, kinoa ya da esmer pirinç gibi alternatiflerle ilerleyebilir.
Protein ağırlığı arttığında lif desteği önem kazanır.
Bu nedenle sebzelerin tabakta geniş yer alması gerekir.
Böylece sindirim sistemi rahatlar ve şişkinlik hissi azalır.
Rafine şeker içeren ürünler bu modelde sınırlanır.
Ağır yağlarla hazırlanan yemekler uzak tutulur.
Pişirme yöntemlerinde fırında hazırlama ya da ızgara tekniği öne çıkar.
Vücudun gün içinde kas onarımı ve enerji kullanımı için yeterli sıvıya ihtiyacı olduğundan su tüketimi düzenli sürdürülür.
Protein ağırlıklı beslenme, kısa süreli bir diyet anlayışından daha çok planlı bir yaşam düzeni gerektirir.
PROTEİN AĞIRLIKLI BESLENME ÖRNEĞİ Protein ağırlıklı beslenme uygulanmadığında vücudun kas dokusunu yenileme ve gün içindeki enerji dengesini koruma kapasitesi zayıflayabilir.
Gün boyunca protein alımı yetersiz kaldığında tokluk süresi kısalır ve kişi daha sık acıkabilir.
Bu durum atıştırma eğilimini artırabilir.
Kas kaybı hızlanabilir.
Düzenli hareket eden ya da yoğun tempoda çalışan kişilerde güçsüzlük hissi ortaya çıkabilir.
Karbonhidrat ağırlıklı tabakların çoğalması kan şekerinin dalgalanmasına yol açabilir.
Bu dalgalanma gün içinde yorgunluk, odaklanma sorunu ve halsizlik yaratabilir.
Lif desteği azaldığında sindirim süreci yavaşlayabilir.
Şişkinlik ve hazımsızlık görülebilir.
Protein içeren öğünlerin düşük olması bağışıklık sürecini de zayıflatabilir.
Vücut onarımının gecikmesi cilt, saç ve tırnak yapısında fark edilen değişimlere neden olabilir.
Bu nedenle protein ağırlıklı sağlıklı beslenmenin ihmal edilmesi sadece kas yapısını değil genel yaşam düzenini de etkileyebilir.
Sabah: Protein ağırlıklı bir gün sabah öğününde dengeli bir başlangıçla başlar.
Haşlanmış yumurta ya da omlet tabakta yer alabilir.
Yanına az miktarda beyaz peynir eklenebilir.
Lif desteği için domates, salatalık ya da yeşillikler kullanılır.
Bu tabak sabah saatlerinde uzun süre tok tutar.
Rafine şeker içeren ürünler tercih edilmez.
Tam tahıllı ekmek tüketmek isteyenler tek dilimle sınırlı kalabilir.
Sade bitki çayı ya da su sabah öğününe eşlik eder.
Sabah saatlerinde protein alımının artırılması gün boyunca enerji akışının daha sakin ilerlemesine yardım eder.
Ara öğün: Ara öğünde bir avuç çiğ badem ya da ceviz uygun olur.
Küçük bir kase yoğurt da alternatif olabilir.
Meyve isteyenler tek porsiyonla sınırlı kalabilir.
Bu saatlerde amaç kan şekerini kontrollü tutmak ve ana öğüne kadar tokluk sağlamaktır. Öğle: Öğle öğününde protein ağırlığı belirginleşir.
Izgara tavuk, somon ya da kırmızı et porsiyonu bu öğünün merkezinde yer alır.
Yanına sebze eklemek gerekir.
Fırında hazırlanan kabak, brokoli ya da havuç bu amaçla kullanılabilir. Ölçülü miktarda tahıl tercih etmek isteyenler karabuğday ya da kinoa ekleyebilir.
Bu öğün günün geri kalan kısmında kas onarımı ve enerji kullanımı için temel destek sağlar.
Ağır yağlarla hazırlanan yemekler uzak tutulur. Öğle tabağı ne kadar dengeli hazırlanırsa öğleden sonra yorgunluk hissi o kadar azalır.
Ara öğün: İkinci ara öğünde yoğurt, haşlanmış nohut ya da küçük bir kuruyemiş porsiyonu tercih edilebilir.
Bu ara öğün akşam yemeğine kadar enerjiyi dengede tutar.
Tatlı isteği oluşursa meyve tek parçayla sınırlandırılır.
Akşam: Akşam öğününde yine protein merkezde yer alır fakat öğleye kıyasla daha hafif bir tabak hazırlanır.
Izgara balık ya da fırında tavuk kullanılabilir.
Sebze yemeği akşam tabağını dengeleyen önemli bir parçadır.
Ispanak, taze fasulye ya da kabak akşam saatlerinde sindirimi rahatlatır.
Tahıl tüketilecekse küçük bir porsiyonla sınırlı kalınır.
Akşam öğününde kızartmalar yer almaz.
Yemek sakin bir tempoyla yenir.
Su tüketimi gece boyunca sürdürülür fakat aşırıya kaçılmaz.
Protein ağırlıklı beslenme sürekli uygulanması gereken katı bir model değildir.
Bu yaklaşımın sürdürülebilirliği kişinin sağlık durumuna, günlük hareket düzeyine ve metabolik yapısına bağlıdır.
Bazı bireyler uzun süre bu düzenle rahat ilerleyebilir.
Kas onarımı gerektiren bir yaşam ritmine sahip kişiler için bu model daha işlevsel olur.
Ancak herkes aynı şekilde uyum sağlayamaz. Öğünlerin uzun süre protein ağırlıklı ilerlemesi bazı kişilerde sindirim yükünü artırabilir.
Lif ve doğal tahıl alımının azalması bağırsak düzenini etkileyebilir.
Vücut belirli dönemlerde daha geniş bir besin çeşitliliğine ihtiyaç duyabilir.
Bu nedenle protein ağırlıklı beslenme uzun vadede kişinin kendi ritmine göre ayarlanması gereken bir modeldir.
Gerektiğinde ara dönemler verilebilir ya da tabak içeriği dengeli hâle getirilebilir.
Plan, kişinin günlük yaşamına uygun biçimde sürdürüldüğünde fayda sağlar.