Haber Detayı

Savaş Üstüne Savaş üzerine! Amerikan sinemasında bir kopuş
Kültür sanat aydinlik.com.tr
30/12/2025 00:00 (2 saat önce)

Savaş Üstüne Savaş üzerine! Amerikan sinemasında bir kopuş

Paul Thomas Anderson’un en yeni filmi, 2025’in ekim ayında vizyona giren “One Battle After Another”, ünlü yönetmenin en çok ses getiren filmlerinden biri olmayı başardı.

Vizyona girdiği andan itibarense eleştirmenler ve sinemaseverler tarafında tam puan alan One Battle After Another, içerdiği güncel konular ve politik temalar sebebiyle yüksek ilgiyle ve farklı tepkilerle karşılandı.

Thomas Pychon’un “Vineland” romanından uyarlanan hikaye, French 75 isimli devrimci bir grubun üyeleri olan “Ghetto” Pat Calhoun (Leonardo DiCaprio) ve Perfidia Beverly Hills (Teyena Taylor) etrafında şekillenerek başlıyor.

NEDEN SEVİLDİ Paul Thomas Anderson filmlerinin vazgeçilmezi olan güçlü sinematografi bu filmin de en gözde unsurlarından birisi.

Özellikle araba kovalamaca sahnelerinde daha da üst düzeye çıkan sinematografi, seyirciyi sahneye kilitliyor.

Ayrıca başroldeki DiCaprio’nun sempatik oyunculuğu da filmin izlenebilirliğini kuvvetlendiriyor.

Ancak diyebiliriz ki filmin beğenilmesindeki en büyük pay, ABD'de uygulanan ve milyonları mağdur eden göçmen karşıtı siyasete başkaldıran ana karakterlerle geçirdiğimiz yolculukta yatıyor.

Filmin birçok yerinde karşılaştığımız yüksek prodüksiyonlu aksiyon sahneleri, genelde Amerikan Devleti'nin dış tehditlere -bunlar çoğunlukla uzaylılar veya teröristler olur- karşı verdiği savaşlar ekseninde ana akım medyada yer bulan öğelerdir.

Kanun dışı ana kahramanlar ise mafya/çete üyeleri olarak sunulur seyirciye çoğunlukla.

One Battle After Another ise aksiyonu eylemcilerin polis devletine karşı mücadelesi, kanun dışı karakterlerini ise ya devrimci ya da faşist grupların üyeleri olarak kurgulamış.

Bu sistem dışı arayışların ana akıma tezahürü, dünyanın içinde bulunduğu durumdan rahatsız milyonlar tarafından doğal olarak davul zurna ile kutlanıyor.

Hele ki filmdeki ana antagonizma unsurunun safkan Anglo-Sakson erkeklerden oluşan Nazi tipi bir örgütlenme oluşu, sol çevrelerin filmi benimsemesinde etkili olmuştur diye tahmin ediyoruz.

FİLM ABARTILDI MI?

Absürdist bir yaklaşım benimsediği anlaşılıyor Paul Thomas Anderson’un, fakat filmin devrimci olma iddiasına sahip temaları bu postmodern, absürt sinema diliyle yeterince harmanlanamamış.

Kurgunun iletimi ile içeriğin uyumsuzluğu seyircide karakterlerin devrimciliğinin yerildiğine dair bir izlenim uyandırıyor.

Neticesinde ise film kendi içinde bir tutarsızlığa düşüyor.

One Battle After Another, absürdizmini “kara mizah”, “politik hiciv” olarak pazarlasa da çok yönlü tasarlanmaya çalışıldığı anlaşılan kurgu, uyumlu bir bütünlüğe sahip olamamış.

Özgünlüğü anlatıda yakalamaya çalışan film kendine has bir sinema dili geliştirmek yerine bugünün sinemasının dilinden kopamamış.

Sinemada yenilik ve “devrimcilik” arayışını son 50 yılın en baskın ideolojisi olan postmodern yöntemlerle harmanlama çabası, filmin ergence bir marjinallik denemesi haline bürünmesine yol açıyor.

Bu nedenlerle de One Battle After Another; yüksek aksiyon, yüksek komedi, yüksek başkaldırı bulamacına dönüşmekten kurtaramıyor kendini.

İzleyiciyi aile draması, antifaşist mücadele gibi temaları ve aksiyon, kovalamaca sahneleri ile yaklaşık 3 saatlik, duygu dolu bir yolculuğa çıkarıyor One Battle After Another.

Enerjik sahneleri ve kuvvetli oyunculuk performanslarıyla seyirciyi sıkmasa da eşit dağılımlı bir bütün olamamış kurgu, filmi ayağı yere basan bir deneyim olmaktan alıkoyuyor.

Yine de alışılagelmiş Hollywood sineması anlatısının geçirebileceği değişimler adına bir öncü olabilme potansiyeline sahip olması sebebiyle izlenmesi gerektiğini düşünüyoruz Paul Thomas Anderson’ın One Battle After Another’ının.

İlgili Sitenin Haberleri