Haber Detayı

Prof.Dr. Uzbay: Bağımlılık, öncelikle bir beyin hastalığıdır
Sağlık haberler.com
30/12/2025 13:18 (2 saat önce)

Prof.Dr. Uzbay: Bağımlılık, öncelikle bir beyin hastalığıdır

ÜSKÜDAR Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bölüm Başkanı Prof.Dr. Tayfun Uzbay, "Bağımlılık, öncelikle bir beyin hastalığıdır.

ÜSKÜDAR Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bölüm Başkanı Prof.Dr.

Tayfun Uzbay, "Bağımlılık, öncelikle bir beyin hastalığıdır.

Bazı yatkın bireylerde çok hızlı gelişir.

Bunu sadece ve sadece bir ahlak sorunu olarak ele almak, çözüme yanlış yerden başlamak anlamına gelir" dedi.Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bölüm Başkanı Prof.Dr.

Tayfun Uzbay, Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde (OMÜ) 2025 Aile Yılı kapsamında düzenlenen '21'inci Yüzyılda Bağımlılık' konulu konferansında konuştu. 21'inci yüzyılda bağımlılığı kimyasal ve davranışsal olarak 2 gruba ayırdıklarını belirten Prof.

Dr.

Uzbay, "2000'li yıllarda birlikte işte kuşaklar değişmeye başladı.

Davranışsal bağımlılıklar diye yeni bir bağımlılık türü telaffuz edilmeye başladı dünyada.

Aslında bulunduğumuz yerden baktığımızda 21. yüzyılda bağımlılığı da iki gruba ayırıyoruz.

Bir kimyasal maddelerle olan bağımlılıklar var.

İşte klasik bildiğimiz bağımlılık tipleri burada.

Tütün gibi, alkol, esrar gibi, elastiyopat, kokain gibi bunlar kimyasal nitelikli bağımlılıklar.

Bir de davranışsal bağımlılıklar ortaya çıktı.

En başta internetle başladı bu.

İnternet bağımlılığını konuşmaya başladık dijital devrimle beraber.

Akıllı telefon, sosyal medya, çeşitli oyunlar ve bu oyunlara bağlı olarak kumar ve bahis olaylarının çok artması, kumarın şekil değiştirmesi, yaygınlaşması ve kolaylaşması.

Ardından yeme bozuklukları bir hastalık biçimiydi.

Bunun içinde yeme bağımlılığı diye özel bir bağımlılık türü ortaya çıktı.

Alışveriş bağımlılığı karşımıza çıktı.

Hatta egzersiz ve seks bağımlılığı gibi çeşitli bağımlılık türlerinde telaffuz etmeye başladık.

Bütün dünya buna davranışsal bağımlılık diyor.

Ama bana göre davranışsal demek yanlış.

Bütün bağımlılıklar sonuçta davranışsal, yani kimyasal maddeye yönelimde, kimyasal maddeleri kullanmada da bir davranış bozukluğu var.

Burada akıllı telefonları, oyunu, kumarı, bahisi orantısız kullanmakta da bir davranış bozukluğu var.

İkisinin ortak noktası burası.

Belki bunu kimyasal ve kimyasal olmayan bağımlılıklar olarak ikiye ayırmak lazım.

Ama aile yapısını tehdit bakımından kimyasal bağımlılıklarla davranışsal bağımlılıklar arasında da bir fark yok yani.

Bunun da farkında olmamız lazım" diye konuştu.İNTERNET KOLAYLIĞI IQ'LARI AŞAĞI ÇEKİYORYapılan araştırmalarda internet kolaylığının IQ'ları aşağıya çektiğini belirten Prof.

Dr.Uzbay, "Yapılan araştırmalar şunu göstermiş.

İnternet hayatımıza girdikten sonra ve yaygınlaştıkça ve işlerimiz kolaylaştıkça bizim ortalama IQ'muzda aşağı doğru bir gidiş var.

Yani şu yaklaşım vardı ya, Z kuşağı işte müthiş, yenilikçi, hatta ardından alfa kuşağı geliyor, bu alfa kuşağı daha da etkili, dünyada şu olacak, böyle devrimler olacak falan.

Maalesef Z kuşağının farkında olması gereken bir şey var.

Fazla kolaycılığa gittikçe bilişsel işlevlerini okuma, yazma, yazma becerisini kaybediyor.

Çünkü devamlı parmağımızla bir yerlere dokunuyoruz, yazamıyoruz.

Ben öğrencilerim arasında kalem tutmayı beceremeyen gençler görüyordum.

Ama insanı diğer tüm canlılardan ayıran en önemli özellik ellerin becerisi, ellerimizi kullanma becerimiz ve gözümüzle beynimiz arasında ve muhakeme kullanarak yaptığımız okumalar.

Biz henüz daha bir anda internet devrimine alışacak, buraya adapte olacak düzeyde değiliz şu anda.

Tarım devrimi ve endüstri devriminde olduğu gibi bu devrimin de bir takım kurbanları olacak.

Bunların kurbanları olmamak için bu süreci bilinçli yaşamak gerekiyor" dedi.BAĞIMLILIK BİR BEYİN HASTALIĞIDIRBağımlılığın bir beyin hastalığı olduğunun altını çizen Prof.

Dr, Uzbay, konuşmasını şöyle sürdürdü;"Bağımlılık keyif verici bir şeyin beyni etkilemesinden kaynaklanan, keyif verici bir şey var ortada ve bu beyni etkiliyor. ve bu etkileri duyumsamak ya da bu keyif verici etkilerin yokluğundan kaynaklanan krizden sakınmak için.

Belli bir süre kullandıktan sonra bu mutlaka duyumsamaya çalışıyoruz.

Duyumsayamadığımız zamanda krize girebiliyoruz.

Bu krizden sakınmak için kullanmayı sürdürmek gerekiyor. ve bu bir takım davranış bozukluklarına yol açıyor.

Sonuç olarak bu bir beyin hastalığı.

Yani Parkinson, otizm, depresyon birçok hastalık sayabiliriz bu şekilde.

Anksiyete gibi.

Nasıl beyinle ilgili bir takım bozukluklarsa, bir takım hastalıklarsa bağımlılık öncelikle bir beyin hastalığıdır, bir hastalıktır.

Bazı yatkın bireylerde çok hızlı gelişir.

Bunu sadece ve sadece bir ahlak sorunu olarak ele almak, çözüme yanlış yerden başlamak anlamına gelir.

Mutlaka bağımlılık ahlaki değerleri çökertecektir, aile yapısına zarar verecektir, yaygınlaştıkça toplumu kemirecektir, toplumsal çürümeyi hızlandıracaktır.

Bunların hepsi bağımlılığın bir sonucudur.

Bağımlıların yayılmasının bir sonucudur ama bağımlılığın kendisi mutlaka kontrol altına alınması gereken ve tedavi stratejisiyle öncelikle yaklaşmayı gerektiren bir beyin hastalığıdır.

Yani bir bağımlıya, 'bu bir irade meselesidir, iradesi zayıf, ahlakı zayıf, işte istese yapabilir, istese kurtulabilir' gibi yaklaşımlarla bakmak, yaklaşmak son derece yanlıştır.

Bunu izole etmezseniz eğer toplumun içinden de ve belli bir şekilde kontrol altına almazsanız aynı zamanda bulaşıcıdır."Haber – Kamera: Gökhan İÇKİLLİ / Samsun

İlgili Sitenin Haberleri