Haber Detayı

Aylin Nazlıaka açıkladı: Bu yıl ilk kez şüpheli kadın ölümleri, kadın cinayetlerini geçti
Kadın artigercek.com
30/12/2025 13:37 (2 saat önce)

Aylin Nazlıaka açıkladı: Bu yıl ilk kez şüpheli kadın ölümleri, kadın cinayetlerini geçti

CHP'li Aylin Nazlıaka, 2025 yılında 260 kadın cinayeti işlendiğini, 267 kadının ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdiğini belirterek, ilk kez şüpheli kadın ölümlerinin kadın cinayetlerini geçtiğini vurguladı. Nazlıaka, 'Şüpheli ölüm yoktur. Üzeri örtülen bir dosya, korunan bir katil vardır' dedi.

Artı Gerçek - CHP Aile ve Sosyal Hizmetler Politika Kurulu Başkanı Aylin Nazlıaka, "Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nun 2025 yılı karnesi"ni açıkladı.

Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi'nde düzenlediği basın toplantısında 2025 yılını değerlendiren Nazlıaka, bu yılda da kadına yönelik şiddetin artarak sürdüğünü, ve Bakanlıktan veri almakta zorlandıklarını söyledi. 'ŞÜPHELİ KADIN ÖLÜMLERİ İLK KEZ KADIN CİNAYETLERİNİ GEÇTİ' Kadın Cinayetleri Durduracağız Platformu'nun verilerine göre kasım ayı sonuna kadar, 260 kadının erkekler tarafından katledildiği bilgisini paylaşan Nazlıaka, 267 kadının ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdiğini belirterek şöyle devam etti: "Yani bu sene Türkiye'de bir ilk yaşandı.

İlk kez şüpheli kadın ölümü sayısı, kadın cinayeti sayısından fazla oldu.

Biz tabii burada rakamlardan bahsetmiyoruz.

Hayatlardan bahsediyoruz ama tekrar bunu sormak istiyoruz: Şüpheli ölüm diye bir şey yoktur.

Üzeri örtülen bir dosya vardır.

Korunan bir katil vardır." "2025 yılında çocuklar açlıkla sınandı" diyen Aylin Nazlıaka, ücretsiz öğün uygulamasının CHP'li belediyeler dışında çocuklara sağlanmadığını, okulda olması gereken çocukların ise merdiven altı atölyelerde ölümle burun buruna geldiğini belirtti. 'AİLE YILI SÖYLEMİ DAHA İLK AYINDA ÇÖKTÜ' İktidarın 2025 yılını 'Aile Yılı' ilan ettiğini hatırlatan Nazlıaka şöyle devam etti: "Ama 2025 yılının daha ilk ayında büyük bir facia yaşandı.

Kartalkaya yangınından bahsediyorum.

Ve bu yangında 78 yurttaşımız hayatını kaybetti.

Felaket en az 30 ailenin hayatını doğrudan etkiledi. 36 çocuk yaşamı kaybetti.

Yani aile yılı söylemi ailelerin korunması gerekirken ihmallerin sıradanlaştığı bir yönetim anlayışıyla daha ilk ayında çöktü.

Yine ocak ayında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 850 ila bin 250 lira arasında yaptığı aile destek ödemeleri Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in talimatıyla sonlandırıldı.

Gerekçe neydi?

Hazineye yük olması.

Yani yoksulluk ekonomik olarak desteklenmesi gereken bir sorun olarak görülmekten çıkarılıp bütçe kaleminde yük olarak ilan edildi.

Aynı dönemde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş yaşlı, engelli ve hasta vatandaşların temel ve zaruri ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla hayata geçirilen ulusal vefa programını tanıttı ve dedi ki 'Bu programda bu yıl için 3.8 milyar lira kaynak ayırdık.' Şimdi 10 milyonluk engelli yurttaşımıza 3.8 milyon ayrılmış.

Yani yılda her engelli birey için 380 ayrılmış.

Oysaki sarayın yılı gideri 16.9 milyar TL.

Bir tarafta 3.8 milyar TL ayrılıyor 10 milyon yurttaşımız için diğer tarafta 16.9 milyar TL ayrılıyor para için.

Engelli bireylerimiz için kaynak yok diyenler saray harcamaları için belli ki sınır tanımıyor.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı evlenecek gençlerin desteklenmesi projesine ilişkin Twitter hesabından bir paylaşım yaptı şubat ayında.

Kendince mizahi bir dil takındı. 'Seviyorsan git evlen bence' dedi bu paylaşımda.

Yani gençlerin en temel ihtiyacı olan barınma, geçim, güvenceli yaşam taleplerini mizaha indirgedi.

O aşamada biz de kendilerine şöyle bir yanıt verdik: 'Aileleri, kadınları, çocukları koruyamıyorsan, sosyal politika üretmek yerine slogan atıyorsan git istifa et bence.' Şubat ayında TBMM'de kabul edilen 7537 sayılı Yasa ile engelli yurttaşlarımızın araç alımındaki ÖTV istisnasının daraltılması, düzenlemesi getirildi.

Ne yazık ki bu düzenleme onaylandı.

Böylece engelli bireylerimizin kazanılmış bir hakkı budanmaya çalışıldı.

Tabii biz buna sessiz kalamazsak kalmadık da ve kanun hakkında yürürlüğü durdurma ve iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunduk. 8 MART GÖZALTILARI Mart ayı deyince yine hemen aklımıza 8 Mart geliyor. 23 yıldan bu yana Türkiye'de 8 Mart'ta gece yürüyüşü yapılıyor biliyorsunuz.

Biz AKP'nin kadınlara yönelik olan ayrıştırıcı bakış açısını reddediyoruz.

Yani öyle bir anlayışı yaygınlaştırmaya çalışıyorlar ki sanki sokaklar erkeklerin, evler kadınların, gündüzler geceler erkeklerin, gündüzler kadınların, hayır.

Diyoruz ki 'Kadınlar vardır her yerde.

Gece de gündüz de evde de sokakta da kadınlar vardır.' O yüzden bu gece yürüyüşünü çok önemsiyoruz.

Ama her yıl olduğu gibi son yıllarda olduğu gibi bu yıl da hemen gece yürüyüşüne yasak getirildi.

Yine gözaltılar oldu.

Yine şiddet oldu.

Yine yargılamalar oldu.

Yani tadımızı kaçırmaya çalışan bir iktidar oldu." (HABER MERKEZİ)

İlgili Sitenin Haberleri