Haber Detayı

İsrail’in alamadığı o tabletin hikâyesi
Gündem aydinlik.com.tr
18/09/2025 00:00 (3 ay önce)

İsrail’in alamadığı o tabletin hikâyesi

İsrail’deki tüm Osmanlı eserleri, para… İsrail bugüne kadar Türkiye’ye bunları teklif etti. İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen tek bir yazıt için. Siloam Yazıtı’nın tesadüfen bulunması, çalınması, İbrahim Hakkı Paşa’nın tekrar bulup İstanbul’a getirmesi serüvenini Başgelen Aydınlık’a anlattı

İsrail’in birebir temaslarda Türkiye’den istediği 2700 yıllık Siloam Yazıtı yeniden gündemde.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyanu, önceki gün ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte Mescid-i Aksa altındaki tünellerde törene katıldı, işgal ettikleri Kudüs’te hak sahibi olduklarını iddia etmek için Siloam Yazıtı’nı öne sürdü. 16 YAŞINDAKİ BİR GENÇ BULDU İsrail’in bu kadar önem atfettiği yazıtın hikayesini Kültürel ve Doğal Mirası İzleme Platformu Yöneticisi Arkeolog-Editör Nezih Başgelen’le konuştuk.

Başgelen’den, yazıtın Osmanlı döneminde 1880 yılında Kudüs'teki 16 yaşında meraklı bir genç tarafından bulunduğunu öğreniyoruz.

Sonrasında yaşananları ve yazıtın özelliklerini hiç bölmeden Başgelen’den dinleyelim: TÜRÜNÜN EN ESKİSİ “Ayn-ı Silvan kaynağının suyunu şehre aktaran antik kaya tünelinin içinde kaya yüzeyine yazılmış olarak bulunan Siloe / Siloam /Ayn-ı Silvan Kitabesi bu tarihi tünelin yapımı ile ilgili altı satırlık bir eserdir.

Tünelin hemen hemen orta yerinde kaya üzerine yazılmış kitabenin 1881 yılında Hermann Guthe tarafından yerinde kalıplarının alındığı bilinmektedir.

Harflerinin stiline dayanarak MÖ 8. yüzyıla tarihlenen yazıt, türünün en eski örneği olarak kabul edilmektedir. “Tarihsel açıdan ise bu su sisteminin Kral Hezekiah (M.Ö. 725-697) tarafından yaptırıldığını gösteren çok önemli bir tarihi belgedir.

Tevrat'ın ‘Hükümdarlar Tarihi’ bölümünde Yehuda Krallığı'nın 14. kralı olarak zikredilen Hezekiyah, Kudüs’ü Asurlulara karşı savunmak için hazırlık yaparken Siloam Tüneli olarak da bilinen bu kaya tünelini ve Geniş Duvarı yaptırdığından bahsedilmektedir.

TÜNEL 1838’DE KEŞFEDİLİYOR “Kudüs'e, şehir dışında bulunan Ayn-ı Silvan/Gihon Pınar’ından şehirdeki Siloam Havuzu'na su getirmek için inşa edilen 533 metre uzunluğundaki kayaya oyulmuş bu ilginç tünel 1838 yılında Edward Robinson tarafından keşfedilmiştir.

Bu havuz Kudüs'ün Eski Şehir duvarlarının ön kesiminde yer alan bir dizi kayaya oyulmuş mekandan oluşmaktadır.

Osmanlı döneminde Birket el Hamra; ‘kırmızı havuz’ olarak tanınmıştır. 1890’DA BİR TÜCCAR KIRIP ÇALDI “1890 yılında bir tüccar tünel içinde kaya üzerindeki bu önemli yazıtı bulunduğu yerden kırarak çalmıştır.

Durumdan haberdar olan Müze-i Hümayun'un başındaki Osman Hamdi Bey hemen konunun araştırılması ve yazıtın bulunması için tüm birimleri seferber eder.

O dönemin Kudüs Mutasarrıfı olan İbrahim Hakkı Paşa (Halet Çambel'in anne-dedesi )1891 yılında, kitabenin hem aslını hem de kopyasını buldurarak kitabeyi bir süre Kudüs'te sergiler.

Bu sırada eserin büyük ilgi gördüğü ve büyük kalabalıklar tarafından ziyaret edildiği belirtilmektedir.

Daha sonra güven içinde korunması ve sergilenmesi için İstanbul’a Müze-i Hümayun’a getirtilmiştir.

Siloam yazıtı şu anda İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde bulunmaktadır.

OSMANLI TOPRAĞIYDI “Bilindiği gibi Kudüs Kanuni döneminden 1917'ye kadar Osmanlı Devletinin bir parçasıdır. 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun özellikle Irak-Suriye-Filistin topraklarında çok sayıda arkeolojik kazı ve araştırmalar yapılmıştır.

Bu kazılar sırasında bulunan eserler o zamanlar geçerli olan eski eserler hukukuna göre devlet malı sayılarak İstanbul'daki Müze-i Hümayun koleksiyonlarına katılmıştır.

Maarif Nezaretimiz tarafından 31 Ocak 1884 yılında hazırlanan daha ayrıntılı bir eski eserler tüzüğü ise 21 Şubat 1884'te padişah II.

Abdülhamit tarafından onaylanarak yürürlüğe girmiştir.

Eski eserlerin yurt dışına çıkarılmasını yasaklayan 1906 düzenlemesi ise 6 Mayıs 1973 tarihli 1710 sayılı kanunun yürürlüğe girmesine kadar yaklaşık 90 yıl geçerliliğini korumuştur.” Tablet üzerinden Kudüs’te hak iddia etti!

Erdoğan’dan Netanyahu’ya yanıt Netanyahu, Kudüs’te katıldığı törende 1998'de eski başbakanlardan Mesut Yılmaz ile aralarında geçen diyaloğu aktardı.

Yazıt karşılığında müzelerindeki binlerce Osmanlı eserinden istediğini teklif eden Netanyahu “Hayır, üzgünüm, bunu yapamam.” yanıtını aldığını söyledi.

Bunun üzerine “Peki, müzelerimizdeki tüm eserleri alın.” dediğibi belirten Netanyahu, sonrasını şöyle anlattı: “O yine, 'Hayır, yapamam.' dedi. 'O halde fiyatınızı söyleyin.' dedim.

O da 'Başbakan Netanyahu, bunun bir fiyatı yok.' dedi. 'Neden?' dedim.

Şöyle yanıtladı: 'O dönemde İstanbul'un belediye başkanı olan birinin başını çektiği büyüyen bir İslamcı taban var.

İsmini biliyorsunuz.

Türk halkının bu kesiminden, Kudüs'ün 2700 yıl önce Yahudi kenti olduğunu gösteren bir tableti İsrail'e vermemize tepki gelir.'” Bunun üzerine Erdoğan’ı hedef alan Netanyahu, “Burası bizim şehrimiz Sayın Erdoğan.

Sizin şehriniz değil, bizim şehrimiz.

Hep bizim şehrimiz olarak kalacak.

Bir daha asla bölünmeyecek.” dedi. ‘HAKLARIMIZDAN GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ’ Dün Ankara'da Dışişleri Bakanlığı Yerleşkesi Temel Atma Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Netanyahu’ya yanıt verdi. “Asırlarca İslam'ın bayraktarlığını üstlenen bir milletin efradı olarak 400 yıl Kudüs-ü Şerif'e hizmetkarlık yapmanın şerefini yaşadık.” diyen Erdoğan, şehrin bir barış ve esenlik yurdu haline geldiğini belirtti.

Erdoğan şöyle sürdürdü: “Müslümanlar gibi Hristiyanların ve Musevilerin de hakkına riayet ettik.

Bugün de şairin ifadesiyle, kalbimizin yarısı Mekke diğer yarısı Medine'dir.

Bunların üstünde de bir tül misali Kudüs vardır.

Kudüs bizimle birlikte 2 milyarlık İslam aleminin ortak davası, hafızası ve ortak mirasıdır.

Namahrem ellerin kirletmesine izin vermeyiz.

Biz Müslümanlar olarak Doğu Kudüs'teki haklarımızdan bir adım geri adım atmayacağız.

Hitler özentisi tiplerin kuyruk acısı hiç geçmeyecek.”

İlgili Sitenin Haberleri