Haber Detayı

Kitap tutkusunun kontrolsüz şekli: Bibliyomani
Cumartesi yeniasir.com.tr
06/09/2025 06:51 (3 ay önce)

Kitap tutkusunun kontrolsüz şekli: Bibliyomani

KİTAPLARA duyulan sevgi çoğu zaman büyüleyici ve geliştirici bir alışkanlıktır. Ancak bu sevgi bazen sınırları aşarak bir takıntıya, hatta hayatı zorlaştıran bir bağımlılığa dönüşebilir. Kitapların yalnızca içeriği değil, kokusu, dokusu, kapağı ve nadirliğiyle de büyüleyen bazı insanlar için...

KİTAPLARA duyulan sevgi çoğu zaman büyüleyici ve geliştirici bir alışkanlıktır.

Ancak bu sevgi bazen sınırları aşarak bir takıntıya, hatta hayatı zorlaştıran bir bağımlılığa dönüşebilir.

Kitapların yalnızca içeriği değil, kokusu, dokusu, kapağı ve nadirliğiyle de büyüleyen bazı insanlar için kitaplar, okunacak bir metinden çok daha fazlasıdır: adeta sahip olunması gereken birer nesneye dönüşür.

İşte bu noktada bibliyomani devreye girer.

Bu terim, kitap biriktirme tutkusu öyle bir boyuta ulaştığında kullanılır ki, kişi için artık önemli olan kitapları okumak değil, yalnızca onları elde etmektir.

Raflarda üst üste dizilmiş yüzlerce kitap, bazıları için bir entelektüel birikimi temsil ederken, bazıları için takıntının ve yalnızlaşmanın habercisi olabilir. 'Bibliyomani' kelimesi, Yunanca biblio (kitap) ve mania (çılgınlık) sözcüklerinin birleşiminden türetilmiştir.

Türkçeye çevrildiğinde anlamı oldukça açık: kitap çılgınlığı.

Bibliyomani, kişinin kitaplara karşı duyduğu kontrolsüz ve bastırılamaz bir sahip olma arzusu anlamına gelir.

Bu kişiler kitapları okumaktan çok, onları toplamakla meşguldür.

Özellikle nadir bulunan, eski baskı ya da estetik açıdan dikkat çekici kitaplar, bibliyomanlar için vazgeçilmez hale gelir.

Bu durum, kitap sevgisi anlamına gelen bibliyofili ile karıştırılmamalıdır.

Bibliyofiller kitapları sever, okur ve takdir eder.

Bibliyomanlar ise okumaktan çok kitapları sahiplenmeye odaklanır ve bu durum zamanla saplantıya dönüşebilir.

Bibliyomani, modern psikiyatride bağımsız bir hastalık olarak sınıflandırılmasa da, genellikle Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) başlığı altında değerlendirilir.

Kitaplara duyulan bu yoğun ilgi; kişinin sosyal hayatını, ilişkilerini veya ekonomik durumunu olumsuz etkiliyorsa, bu davranış problemli hale gelir.

Örneğin bir kişi, maaşının büyük bir kısmını nadir kitaplara harcıyor, aldığı kitapları hiç okumuyor ama yine de yenilerini almaktan kendini alıkoyamıyorsa; bu durum obsesif-kompulsif bir bozukluk olarak kabul edilebilir.

TARİHTEN ÖRNEKLER TARİH boyunca birçok kitap tutkunu, kitap biriktirme alışkanlığını sınırların ötesine taşımıştır.

Özellikle 18. ve 19. yüzyılda Avrupa'daki bazı koleksiyoncular, kütüphanelerini adeta bir kitap sarayına çevirmiş, bu uğurda büyük servetler harcamıştır.

Bu durum yalnızca bir entelektüel çaba değil, zaman zaman sosyal izolasyon, ekonomik sorunlar ve zihinsel yorgunlukla sonuçlanan bir takıntıya dönüşmüştür.

Hatta Fransız yazar Gustave Flaubert, bibliyomaniye sahip bireyleri eserlerinde hiciv yoluyla eleştirmiştir.

Kitaplara duyulan sevgi kuşkusuz saygıdeğer bir özellik.

Ancak bu sevgi, yaşam kalitesini düşürecek şekilde bir takıntıya dönüşüyorsa durup düşünmek gerekiyor.

Bibliyomani, kitap koleksiyonculuğunun karanlık yüzü olabilir; bu nedenle kişilerin bu sınırı ne zaman aştığını fark edebilmesi önemli.

Eğer kitaplar sizin için yalnızca bilgi ve keyif kaynağı değil, kontrol edemediğiniz bir sahiplik arzusu haline gelmişse, bu konuda farkındalık kazanmak ve gerekiyorsa destek almak sağlıklı bir adım olabilir.

İlgili Sitenin Haberleri