Haber Detayı
Duayen piyanist Gülsin Onay: Harika Çocuk Yasası tekrar uygulansın
Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli piyano sanatçılarından Gülsin Onay, henüz 12 yaşındayken Paris Konservatuarı’nda eğitim almasını sağlayan ‘Harika Çocuk Yasası’nın tekrar uygulanmasının önemine değindi. Türkiye’de her enstrümanda çok yetenekli çocukların ve gençlerin bulunduğunu belirten Onay, Paris’te eğitim hayatı boyunca büyük ustalarla çalıştığını ve müzikal bir hazine biriktirdiğini ifade ederek "Bu sistemi hayata geçirmek çok iyi olurdu" dedi.
HAŞİM KILIÇ / NEFES Duayen piyanist Gülsin Onay, Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi’nin düzenlediği ‘Müzede Müzik Salı Konserleri’nin sezon açılışında sahne aldı.Onay, Frederic Chopin’in eserlerinden oluşan bir repertuar seslendirdi.
Konser öncesi NEFES’e özel açıklamalarda bulunan usta sanatçı, şimdiye kadar 83 ülkede 2 bin 500’ün üzerinde konser verdiğini ancak her konserinde ayrı bir heyecan duyduğunu belirterek, şunları söyledi:- Her konserin çok farklı bir atmosferi var.
O günkü programın her defasında çok farklı bir yorumu ortaya çıkıyor.
Çünkü insan her seferinde aynı şekilde çalmıyor.
Bu da tabii çok heyecan verici, her zaman yenileyici bir şey.- Yorumcunun bu konuda büyük bir şansı var.
Besteci, eseri bitirdikten sonra artık değiştiremez.
Ama yorumcu isterse farklılıklar yaratabilir.
Tabii ki eseri değiştirmekten değil, ifadelerin farklı biçimlerde aktarılmasından söz ediyorum.
Bu da her zaman ayrı bir heyecan yaratıyor.Gülsin Onay, duygularını piyanoyla anlatmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek, “Müziğin içindeki duygularımı aktarmayı o kadar severek yapıyorum ki… Bunu dinleyiciye geçirebildiğimi gördüğümde bu benim için yeterli oluyor” dedi.“HER KONSERDEN SONRA KENDİMİ ELEŞTİRİRİM”Her performansın ardından kendine yönelik eleştirilerde bulunduğunu dile getiren sanatçı, “Genelde az memnun kalırım” diyerek şöyle devam etti:- O an seyirciyle paylaşılmış, müthiş bir enerji oluşmuştur, alkışlar kopmuştur ama yine de kendime dönüp bakarım. ‘Sondan üç ölçü önce biraz daha nefes alabilirdim’ diye düşünürüm.
Ya da ‘bas sesi biraz daha belirgin olabilirdi’ derim.
Performans sırasında insan geriye dönüp bakmaz ama sonrasında analiz eder.
Bir sonraki konserde aynı eseri taze bir yorumla yeniden sunmak mümkün.“BİTMEK BİLMEYEN BİR REPERTUAR ZENGİNLİĞİ”Sanatçı, çalışma disiplinini anlatırken, “Piyano repertuarı çok geniş.
Yeni eserleri konserde çalmasam da merak edip çalışıyorum.
Bu beni tazeliyor, ilham veriyor.
Piyano için yazılmış o kadar çok eser var ki hiçbir piyanist bugüne kadar hepsini çalamadı.
Birkaç ömür gerekir.” dedi.Hazırlık sürecinde disiplinin önemine dikkat çeken Onay, “Özellikle konser hazırlığındaki eserleri mutlaka derinlemesine çalışırım” diye konuştu.“DİNLEMEKTEN ÇALMAYI UNUTUYORDUM”Klasik müziğin Türkiye’de her zaman hak ettiği ilgiyi gördüğünü söyleyen Onay, genç müzisyenlerin gelişiminden büyük bir gurur duyduğunu ifade ederek, “Görünürde dinleyici az gibi görünse de aslında hep vardı.
Üstelik şimdi çok genç dinleyiciler ve müthiş yetenekler yetişiyor.
Keman, piyano, çello, şeflik… Her alanda olağanüstü gençlerimiz var.
Geçenlerde Antalya Senfoni Orkestrası’yla sezon açılış konserini yaptık.
O kadar güzel çalıyorlardı ki, neredeyse dinlemekten çalmayı unutacaktım” ifadelerini kullandı.Sanat yaşamında dönüm noktası olan ‘Harika Çocuk Yasası’na da değinen Onay, çocuk yaşta Paris’e gitmesine olanak tanıyan bu sistemin yeniden yürürlüğe girmesinin Türkiye için çok değerli olacağını söyledi.“Nadia Boulanger gibi büyük bir efsaneyle çalışmak, Pierre Sancan gibi olağanüstü bir hocadan ders almak benim için büyük bir ayrıcalıktı.
Ardından Monique Haas ve Pierre Fiquet gibi önemli piyanistlerle çalıştım.
Hepsi Liszt’in ve Busoni’nin öğrencilerinin öğrencileriydi.
Yani müzikal bir geleneği bana aktardılar.
Bu çok büyük bir hazineydi” diyen Onay, o dönemdeki sistemin gençler için büyük fırsatlar sunduğunu vurguladı.Usta piyanist, sınav sistemi içinde Harika Çocuk Yasası’nın tekrar uygulanabileceğini ifade etti.
