Haber Detayı
TZOB: Kadın çiftçilerin sosyal güvenlik sorunu çözülmeli
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, kadın çiftçilerin sosyal güvenlik sistemine erişimde yaşadığı sorunlara dikkat çekti. Bayraktar, Türkiye genelinde yaklaşık 1 milyon kadın çiftçinin bulunduğunu ancak yalnızca yüzde 11’inin Tarım Bağ-Kur primini ödeyebildiğini belirterek, “Kadın çiftçilere özel prim desteği ve sosyal güvence sağlanması, kırsalda yapılacak en büyük reform olacaktır” dedi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Bayraktar, 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, kadın çiftçilerin sosyal güvenlik sorununa vurgu yaptı.TZOB Ziraat Odaları Bilgi Sistemi (ZOBİS) verilerine göre 2024 yılı itibarıyla Türkiye genelinde 754 ziraat odasına kayıtlı 956 bin 643 kadın çiftçi bulunduğunu belirten Bayraktar, "Bu rakam, tüm üyelerin yüzde 18,14'ünü oluşturuyor" dedi.Bayraktar ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 2024 yılı verilerine göre, Türkiye'de 4/B kapsamındaki 427 bin 298 zorunlu tarım Bağ-Kur'lu çiftçinin yüzde 24,69'unu yani 105 bin 478'ini kadın çiftçilerin oluşturduğu bilgisini verdi.Yani veriler karşılaştırıldığında kadın çiftçilerin yalnızca yüzde 11'i Tarım Bağ-Kur primini ödeyebiliyor, geri kalan büyük çoğunluğu gelir yetersizliği nedeniyle sistem dışında kalıyor.2024 yılı itibarıyla Tarım Bağ-Kur prim tutarı aylık 8 bin 971,90 lira, indirimli olarak 7 bin 671,60 lira olurken Bayraktar'a göre, bu prim tutarları, düşük gelirli çiftçiler için büyük bir mali yük oluşturuyor.
Özellikle de kadın çiftçilerin sosyal güvenlik sistemine dahil olmasını zorlaştırıyor.SOSYAL GÜVENCE İSTEDİBayraktar sözlerine şöyle devam etti:"Kadın çiftçilerin büyük bölümü aile işletmelerinde ücretsiz aile işçisi statüsünde çalışıyor.
Emekleri çoğu zaman ‘aile içi katkı' olarak görülüyor.
Bu da onların üretici kimliğini gölgeliyor" diyen Bayraktar, şunları kaydetti:"Kadın çiftçilerimizin ekonomik ve sosyal statülerinin güçlendirilmesi, kırsalda göçün önlenmesi ve tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından hayati önemdedir.
Anayasa'nın 10. maddesi kadın-erkek eşitliğini, 60. maddesi ise sosyal güvenlik hakkını güvence altına alıyor.
Buna rağmen kırsaldaki kadınlarımızın büyük oğunluğu hâlâ sosyal güvenceye sahip değil.
Bu tablo, sadece bir tarım meselesi değil, aynı zamanda kırsal sosyo-ekonomik bir sorundur.
Sorunun çözümü, kapsamlı ve sürdürülebilir politikaların geliştirilmesini gerektiriyor.Gençlerin tarıma kazandırılması için tarım arazisi edinimi kolaylaştırılmalı, düşük faizli kredi ve hibe destekleri artırılmalı, tarımsal girişimcilik ve teknoloji temelli eğitimler yaygınlaştırılmalıdır.
Kadın çiftçilerin güçlendirilmesi için kadın çiftçilere özel prim desteği ve pozitif ayrımcılık uygulanmalı, kadın girişimcilere yönelik destek programları yaygınlaştırılmalıdır.
Kırsal altyapının güçlendirilmesi için kırsal bölgelerde kreş, yaşlı ve engelli bakım hizmetleri sağlanmalı, internet erişimi ücretsiz hale getirilmeli, sağlık, eğitim ve ulaşım hizmetleri güçlendirilmelidir.Tarımın saygınlığının artırılması için tarımın stratejik ve itibarlı bir meslek olduğu topluma yeniden anlatılmalı, tarım liseleri ve üniversitelerde tarım-teknoloji odaklı bölümler açılmalıdır." "Kadın çiftçilerimize yönelik Tarım Bağ-Kur prim desteği sağlanması, kırsalda yapılacak en büyük reform olacaktır" Bayraktar, "6270 Sayılı Kanun (2012) ile geçmişte aile reisi olmayan kadın çiftçilerimize borçlanma hakkı tanınarak mağduriyetleri giderildi.
Doğum borçlanması hakkı üç çocuğa kadar genişletilerek, kadın çiftçilere altı yıla kadar borçlanma imkânı sağlandı.
Kadın çiftçilerimize yönelik Tarım Bağ-Kur prim desteği sağlanması, kırsalda yapılacak en büyük reform olacaktır."