Haber Detayı
Üretim maliyetlerindeki artış fiyatta elimizi zayıflatıyor
15 milyar dolar cirolu 6 hazır giyim markasının Türkiye’ye geldiğini söyleyen İHKİB Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan, “Kayak kıyafetinden tişörte kadar tedariklerini artırmak isteyenlerin yanı sıra, Türkiye pazarına dönmeyi planlayanlar var. Ancak üretim maliyetindeki artış yüzünden fiyatlarımız yüksek kalıyor. Bu da elimizi zayıflatıyor” dedi.
Hamide HANGÜLTürk moda endüstrisinin önemli sektörlerinden İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB), küresel markaları sektörle buluşturdu.
İHKİB, düzenlediği özel nitelikli alım heyetleri programı kapsamında toplam 15 milyar dolarlık ciroya sahip Avrupa ve ABD merkezli 6 markayı hazır giyim firmaları ile bir araya getirdi.Alım heyeti programının detaylarını ve sektördeki gelişmeleri düzenlediği basın toplantısıyla açıklayan İHKİB Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan, hazır giyim sektörünün katma değerli üretimi, istihdama katkısı ve ihracatıyla Türkiye ekonomisi için stratejik öneme sahip olduğunu vurguladı.“Avrupa standartlarında üretim yapıyoruz”Türkiye’nin hazır giyimde aynı zamanda global oyuncu olduğunu belirten Paşahan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hazır giyim ve konfeksiyon Türkiye’nin ihracatında yıllarca lider sektör oldu.
Aynı zamanda katma değer yaratan bir sektörden söz ediyoruz.
Türkiye’nin ihracatta ortalama kilogram değeri 1,5 dolar.
Hazır giyimde ise ortalama 16,4 dolardan ihracat yapıyoruz.Dünyanın yedinci, Avrupa Birliği’nin (AB) üçüncü büyük tedarikçisiyiz.
Küresel hazır giyim ihracatının yüzde 3,2’sini gerçekleştiriyoruz. 2022’de 21,2 milyar dolarlık ihracata imza attık.
Kalitemizle, tasarım gücümüzle, lojistik avantajımızla, hızımızla rakiplerimizden ayrışıyoruz.
Siparişten bir ay sonra rafta olacak şekilde ürünü müşteriye teslim edecek kapasitemiz var.
Sürdürülebilirlik ve sosyal uygunlukta Avrupa standartlarında üretim yapıyoruz.”“Asya ve Avrupa’dan yüzde 20-60 pahalıyız”Ancak enflasyonla mücadele kapsamında iki yılı aşkın süredir uygulanan “düşük kur yüksek faiz” politikası ile dünyanın en pahalı ülkelerinden biri haline gelindiğine işaret eden Paşahan, “Üretim maliyetlerinde dolar bazında Asyalı rakiplere göre yüzde 60-65, Avrupa’daki birçok ülkeye göre yüzde 15-20 daha pahalıyız.Bu durum bize müşteri ve pazar kaybı şeklinde yansıdı. 2023’ü 19,3, 2024’ü 17,9 milyar dolarlık ihracatla kapattık.
Kan kaybı bu yıl da devam ediyor.
Ocak-Eylül döneminde yüzde 6,5 gerileyen hazır giyim ihracatımız 12,7 milyar dolarda kaldı.
İhracat daralırken ithalat artıyor.
Bu yılın yedi aylık döneminde hazır giyim ithalatı yaklaşık yüzde 21 artışla 2,5 milyar dolara ulaştı" ifadelerini kullandı.“Tedariklerini artırmak istiyorlar”Avrupa’nın en büyük hazır giyim ve moda fuarı haline getirdikleri IFCO’yu bugüne kadar 165 ülkeden 200 bini aşkın alıcının ziyaret ettiğine de değinen Paşahan, 2025’te 20 fuar katılımı 25 heyet programı ile tamamlayacaklarını söyledi.Bu yıl ‘özel nitelikli alım heyetleri’ programlarına, ABD ve Avrupa merkezli altı küresel markanın temsilcilerini İstanbul’da firmalarla buluşturduklarını bildiren Paşahan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplamda yıllık 15 milyar dolarlık ciroya sahip markaların arasında halen ülkemizde üretim yapan ve tedarik zincirini güçlendirmek isteyenlerin yanı sıra pandemi sonrasında yeniden Türkiye pazarına dönmeyi planlayanlar var.Kayak kıyafetinden tişörte kadar hemen her kategoride alım gerçekleştiren bu markaların ülkemize ilgisini çok önemsiyoruz.
Onlar da bizimle çalışmayı, Türkiye’den tedariklerini artırmayı arzu ediyorlar.
Ancak artan maliyetler nedeniyle fiyatlarımızın yüksek kalması elimizi zayıflatıyor.
Dolayısıyla bizim daha fazla zaman kaybetmeden rekabetçilikle ilgili sorunumuzu çözmemiz gerekiyor.Bunun da yolu kurla enflasyon arasındaki dengenin sağlanmasından, girdi maliyetlerinin düşürülmesinden, istihdam desteklerinin koşulları esnetilerek ayrım yapılmaksızın tüm firmalara verilmesinden, emek yoğun sektörlere prim desteğinden ve firmalara en az iki yılı geri ödemesiz uygun koşullarda finansman desteği sağlanmasından geçiyor.”“Karamsarlığa düşmeden çalışıyoruz”Mustafa Paşahan, levcut olumsuz tabloya rağmen hiçbir zaman karamsarlığa düşmediklerini, sektörün orta ve uzun vadeli hedefleri doğrultusunda çalışmaya devam ettiklerini söyledi.
Paşahan, 2026’da özel nitelikli alım heyeti programlarıyla daha çok küresel markayı firmalarla buluşturacaklarını söyledi.
Paşahan, önümüzdeki yıl özellikle ABD merkezli markalara yönelik programlara ağırlık vereceklerini bildirdi.