Haber Detayı
Süper güçlerin nükleer restleşmesi! "Rusya nükleer dengede ABD ise silah teknolojisinde önde"
Rusya’nın Poseidon füzesi denemesi yapmasının ardından ABD ise kıtalararası balistik nükleer füzesi Minuteman-3’ü test etti. Kaliforniya’nin Vanderberg Üssü’nde gerçekleşen atış denemesinde Minuteman-3 füzesi 6 bin 700 kilometredeki hedefe ulaşırken iki ülke arasında yaşanan nükleer füze denemeleri dünyayı tedirgin etmeye yetti. A Haber’de Banu El’in sunduğu Arka Plan programına katılan uzman isimler ABD ve Rus füzelerinin özelliklerini değerlendirdi.
Rusya'nın geçtiğimiz haftalarda Poseidon isimli nükleer füzesi ile deneme atışları yapması başta ABD olmak üzere birçok ülkede panik oluşturdu.
Donald Trump, ABD'nin Minuteman 3 isimli kıtalararası balistik füzesini test etti.
Kaliforniya'daki Vanderberg Üssü'nden Marshall Adaları'ndaki Kwajalein Atolü'ne atış yapılırken füzenin 6 bin 700 kilometredeki hedefe ulaştığı kaydedildi.
Rusya ve ABD'nin peş peşe füze denemeleri dünya tarafında ilgiyle takip edilirken, süper güçlerin nükleer restleşmesi ne anlama geliyor?
A Haber'de Banu El'in sunduğu Arka Plan programına katılan uzman isimler Askeri Stratejist Dr.
Eray Güçlüer ve Dış Politika Uzmanı Mete Sohtaoğlu, ABD ve Rusya nükleer füzelerini değerlendirerek çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
ABD VE RUSYA'DAN NÜKLEER FÜZE DENEMESİ 'ABD'NİN FÜZESİ RUSYA'NIN FÜZESİNE GÖRE TEKNOLOJİK AÇIDAN GERİDE' Askeri Stratejist Dr.
Eray Güçlüer, ABD'nin test ettiği Minuteman 3 füzesinin Rusya'nın test ettiği Burevestnik seyir füzesine göre teknolojik açıdan geride olduğunu belirterek; 'Minuteman biliyorsunuz, dakika adam demek, yüksek hızlı bir füze.
Ancak bu füzenin hedefi bulması için atmosfer dışına çıkması lazım.
Atmosfer içinde giderse hava sürtünmesinden dolayı yanabilir.
Bu yüzden ya kısa menzilde deneme yapmışlardır ya da 10 bin kilometrenin üzerine çıkabilmesi için atmosfer dışına.
Atmosfer dışına çıkan veya yüksek irtifaya çıkan füzeleri radarlar tespit edebilir ve karşı önleme yapılabilir.
Dolayısıyla, Rusların burada bir teknolojik üstünlüğü olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Rusların füzesi, atmosfer dışına çıkmaya gerek kalmayan, seyir füzesi.
Burevestnik seyir füzeleri, balistik füzeler gibi doğrusal bir yörüngede gitmez.
ABD'nin füzesi doğrusal balistik yörünge izleyen bir füze.
Hedefin üstüne iniyor.' Güçlüer Rusya'nın Burevestnik seyir füzesinin avantajı ve dezavantajları olduğuna dikkat çekerek tek tek sıraladı: Burevestnik füzesi sıvılaştırılmış nükleer izotop yakıtı kullanıyor.
Bu yeni bir teknoloji ve füzenin 20.000 kilometre, hatta 30.000 kilometreye kadar gitmesini sağlayabilir.
Bu enerjisini sağlayan bir kaynak, başlık değil.
Uzun menzillerde hava sürtünmesi nedeniyle yanma riski olmasına rağmen, bunu çözmek için düşük hızlı ve düşük irtifada seyir füzesi haline getirmişler.
Seyir füzeleri, denizin 3-5 metre üstünde düşük hızda ve irtifada gidebildiği için.
Radara yakalanmıyor.
Sürtünmeye bağlı yanma ve ısınma meydana gelmiyor.
Ancak seyir füzelerinin dezavantajı, kontrol kabiliyeti kazanması gerekmesidir.
Vadilerin içinden, dağların arasından, ormanların yanından yalama uçuşu yapabildiği için kontrolü önemlidir.
Ruslar, arayıcı başlık teknolojisini kullanarak bu kontrol sorununu çözmüşler. 3 veya 4 arayıcı başlık kombinasyonunu Burevestnik'e bağlayarak nükleer yakıtla çok uzun mesafelere, radarlara yakalanmadan gönderebiliyor.
Aselsan'ın da bu konuda dünyanın en iyilerinden olduğu arayıcı başlık grubu var. 'BURUVESTNİK VURDUĞUNDA KİMSENİN HABERİ OLMAZ' Eray Güçlüer iki ülkenin füzelerini kıyasladığında Rusya'nın Burevestnik füzesinin hedef alma noktasında radara takılmayacağını belirterek; 'Minuteman 2-3 gibi atmosfer dışına çıkan füzeler radara yakalanır ve karşılık verilebilir.
Ancak Burevestnik vurduğunda kimsenin haberi olmaz.
Terminal bölgeye kadar takip edilse bile, terminal bölgeden sonra füze durdurulamıyor.
Yine de, ateşlendikten sonra binlerce kilometre gidip atmosfer dışına çıkan ABD füzesi kesinlikle radarda yakalanır.
ABD hala Sovyetlerin gerisinde.' dedi. 'RUSYA NÜKLEER DENGEDE, ABD İSE SİLAH TEKNOLOJİSİNDE ÖNDE' Güçlüer sözlerinin devamında ise Rusya'nın nükleer dengede önde olduğunu ABD'nin ise konvansiyonel silah teknolojisinde önde olduğunu vurgulayarak; 'Nükleer teknolojide başlangıçta ABD öndeydi ve II.
Dünya Savaşı'nda nükleer silah üretti.
Ruslar ise savaş bittikten yaklaşık 7-8 sene sonra, casuslukla elde edilen teknoloji sayesinde nükleer silaha ulaştılar.
Ancak şu an füze teknolojisi ve nükleer yakıtı geliştirebildikleri için Ruslar ABD'nin ilerisindeler.
Nükleer dengede Rusya önde.
Konvansiyonel silah teknolojisinde ise ABD ve Batı önde.
ABD'nin Minuteman 3, Rusya'nın Burevestnik ve Poseidon denemeleri nükleer başlık takılmadan yapılıyor.
Nükleer başlık takılmadan Poseidon deneniyor.
Denemelerde diyor ki 'Ben nükleer başlık olmadan şu kadar mesafede vurdum.' Nükleer başlık takınca 6 bin 700 kilometreden Rusya'nın hangi kısmına denk geliyor ve ne kadar derinliğine isabet ediyor, bunların hepsini hesap ediyorlar.
Bu bir gözdağı verme.
Burevestnik ve Poseidon da nükleer başlık takılmadan denendi.
Ama Burevestnik füzesi nükleer yakıtla denendi.' şeklinde konuştu. 'ABD'NİN NÜKLEER FÜZE DENEMESİNDE ÇİN VE RUSYA'YA ULAŞMA ŞANSI YOK' 'TRUMP'IN RUSYA VE ÇİN'E KARŞI BİRŞEY YAPMASI MÜMKÜN DEĞİL' Dış Politika Uzmanı Mete Sohtaoğlu, ABD'nin füze denemeleri konusunda Rusya ve Çin'in nükleer kapasitesine erişme şansının olmadığını vurgularken ABD'nin sadece lojistik açıdan iyi bir konumda olduğunu belirtti.
Sohtaoğlu; 'Ocak'ta bir başka versiyonu göreceğiz ama bunun bir ileriki versiyonu yani Sentinel olanlar, Amerikan ordusunun 2040 yılında (nihai bir program bu, uzadıkça uzayacak) 2040'ta standart füzesi olacak.
İşte o zaman tehlike başlıyor.
Çünkü aynı zamanda bunlara nükleer başlık takılıp takılamayacağına dair ABD yönetiminin, o zamanki yönetiminin bir karar vermesi gerekiyor.
Bir de şunu söyleyeyim: Burada Trump yönetimi füze denemesi dışında Rusya'ya karşı, Çin'e karşı bir şey yapması mümkün değil.
Zaten Kolombiya denizaltıları kapasite olarak da, teknolojik kapasite olarak da şu an bunların dışında.
Bu bir trilyonluk proje, bir trilyonluk bütçesi var.
Ama ben bir kez daha şunu tekrarlayayım: Bu nükleer meselede Amerika Birleşik Devletleri'nin bu kabiliyeti, yani Rusya'nın ya da Çin'in Kim Jong-un'un bu nükleer kapasitesine ulaşma şansı pek yok.
Gerçekçi olmak gerekirse.
Çünkü çok geri kaldılar ve belli bir şey, yani Ar-Ge yok Amerikan ordusunda.
Mesela ben raporları tek tek bakıyorum, hep bakım, onarım.
Uçak gemileri mesela şu an Ortadoğu'da, en az 7-8 ay tamir görüyor, bakım görüyor.
Bir de bakım gördüğü yerde motorları yanıyor, bir 7-8 ay daha...
Yani hakikaten eskimiş.
Yani devasa propaganda videoları yayınlıyorlar ama hakikaten çok eski.
ABD'de bakın şunu ben söyleyeyim, benim gözlemlediğim kadarıyla lojistik konusunda hakikaten çok iyiler.
Ama bir Rusya kadar, bir Çin kadar, bir Türkiye kadar Amerikan ordusunda bu anlamda Ar-Ge için bir çalışma yapılamıyor.
Daha sert olacak, onu söyleyeyim.' dedi. '2026 YILINDA FÜZE ATIŞLARI DEVAM EDECEK' Sohtaoğlu ABD'nin caydırma amaçlı füze atışlarını sürdüreceğini, teknik açıdan bakıldığında ise yeterli kapasitesinin bulunmadığını belirterek; 'İşin özeti ABD bu füze atmalarına devam edecek.
Ben şimdiden 2006, muhtemelen Ocak, Şubat'ta da Mart'ta bir daha atacaklar.
Ama nükleer başlıklı meselede Amerika Birleşik Devletleri'nin ben sadece bir caydırıcılık, yani bir gösteri yaptığını düşünüyorum.
Bir etki üretebilmeleri çok mümkün değil.
Şimdi halklara bakarsanız 'Bir füze denemiş Amerika, vay be!
Karşılık verdi Rusya!' deniyor ama gerçekçi, işte teknik bakarsak hepimiz, aslında bunun böyle olmadığı...
Şimdi bir gaz bulutu var, ateş çıkıyor.
Yani şimdi bunu Avrupa'daki insanlar ne anlar? 'Vay, hakikaten Amerika galiba nükleer denemeye hazırlanıyor.' Ama gerçekçi olarak bakarsanız, böyle bir kapasitesi de yok.' ifadelerini kullandı.
PUTİN'DEN YENİ NÜKLEER SEYİR FÜZESİ BUREVESTNİK'E TAM NOT A HABER UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN