Haber Detayı
Ünlü Balerin Meriç Sümen, yıllar sonra Kuğu Gölü'nde sahne alacak
Ünlü balerin Meriç Sümen, yıllar sonra yeniden bale sahnesinde olacak. Sümen, en son 22 yaşında baş dansçı olarak görev almıştı. Kariyer yolculuğunu, yaşadıklarını ve zorluklarını anlattı.
Ünlü balerin Meriç Sümen, 82 yaşında tekrar sahneye çıkıyor.
Çaykovski'nin 'Kuğu Gölü' eserini canlandıracak olan Sümen, 12-13 Kasım'da AKM sahnesinde olacak.
Meriç Sümen daha önce 22, 24, 28, 31 ve 32 yaşlarında başrolü üstlendi, bu kez kraliçeyi canlandıracak."Evleneyim, gezeyim, hayatımı yaşayayım diyerek bu iş yapılmaz" diyen başarılı dansçı, son 'Kuğu Gölü'nün baş dansçısını eğitirken kendini nasıl sahnede bulduğunu anlattı.‘Kuğu Gölü’ kariyerinizde çok özel bir yere sahip.
Yıllar sonra aynı eserde bu kez kraliçe rolüyle sahneye çıkmak size ne hissettiriyor?"Bu tarif edilebilecek bir duygu değil, ancak çok derinden hissedilen bir şey.
Yaklaşık 15 yıl önce de eski AKM’de kraliçeyi oynamıştım.
Bu kez sahneye çıkmak gibi bir düşüncem yoktu çünkü başroldeki kuğuyu çalıştırıyordum.
Açıkçası tekrar oynayayım diye bir fikir yoktu aklımda."Teklif size nasıl geldi?"Genel Müdürümüz Tan Sağtürk, Aspendos Opera ve Bale Festivali için büyük bir arşiv hazırlıyordu. ‘Turandot’, ‘Kuğu Gölü’ gibi eserlerin afişleri yeniden tasarlanıyordu.
Haberim yoktu, benim 22 yaşında ilk kez ‘Kuğu Gölü’nde oynadığım fotoğrafımı afişe koymuşlar.
Kanatlarımın göründüğü o afişi görünce çok duygulandım, onore oldum.
Sonra kadro konuşulurken “Madem böyle bir jest yaptınız, kraliçeyi ben oynayayım” dedim.
Çok sevindiler."İlk ‘Kuğu Gölü’ performansınızı hatırlıyor musunuz?"Evet, çok iyi hatırlıyorum. 22 yaşındaydım ve aslında yaşım için çok büyük bir eserdi.
Hocalarımın bana güvenmesi sayesinde bu rolü üstlendim.
Sonra yıllar içinde yeniden oynadım 24, 28, 31 ve 32 yaşlarımda...
O rolü giydikçe, öğrendikçe, sindirdikçe gerçekten sizin oluyor.
Hafife alınacak bir eser değildir.
İngiliz balesinin efsane isimleri Margot Fonteyn ve Michael Somes Türkiye’ye gelmişti.
Biz ‘Kuğu Gölü’nün başka bir bölümünü sahneliyorduk, onlarsa sadece başrol danslarını yapmak için gelmişlerdi.
İngiltere’den gelip Türk balesini kuran Ninette de Valois ve Molly Lake hocalarımız hem bizim yeteneğimizi görmek hem de bu büyük dansçıları yakından izlemek için ikinci perdeyi bize emanet etmişti.
Bale hayatımın dönüm noktalarından biridir."O dönemin izleyicisiyle bugünün izleyicisi arasında fark var mı?"Alkışın coşkusu eskiden de büyüktü, bugün de öyle.
Ama özellikle Ankara’dan bahsediyorum, o yıllarda opera ve bale temsilleri çok daha resmiydi.
Cumhurbaşkanı galalara gelirdi, herkes smokinli ve tuvaletli olurdu."Bale kariyerinizde unutamadığınız bir başka an var mı?"Ankara’da o yıllarda hangi ülkenin devlet başkanı gelirse o ülkenin balesi sahnelenirdi.
Charles de Gaulle geldiğinde Fransız balesi, İngilizler geldiğinde İngiliz eserleri, Ortadoğu’dan devlet adamları geldiğinde Türk baleleri oynardık.
Biz gençtik, sahne arkasında devlet başkanları, krallar, başbakanlar...
Heyecandan konuşamazdık.
Bir diğeriyse şu; İsmet İnönü her temsile gelirdi.
Bir gün temsil bitince her zamanki gibi sahneden çıkıp onun yanına gitmek istedim.
Tam o sırada bana doğru yürüdü, şaşırdım ve şu cümleyi söyledi: “Siz hiç kimsenin ayağına gitmeyeceksiniz.
Herkes sizin ayağınıza gelecek.” O söz hayatım boyunca kulağımdan gitmedi.""Baleye aklınızı, ruhunuzu, aşkınızı, metinizi, kemiğinizi vermeniz gerekir."Odatv.com