Haber Detayı

Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu
Yazarlar cumhuriyet.com.tr
17/11/2025 04:00 (1 ay önce)

Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Hukuk devletinin vazge çilmez unsurlar ından biri olan “masumiyet karinesi” veya “su çsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasas ı’nın 38’inci maddesinin d ördüncü f ıkrasında, “Su çlulu ğu h ükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu say ılamaz” h ükmü ile pozitif hukukta da yer almaktad ır.

Hukuk doktrininde masumiyet karinesi olarak adlandırılan bu ilke Avrupa İnsan Hakları S özle şmesi'nin 6/2. maddesinde, “Bir su ç ile itham edilen herkes, suçlulu ğu yasal olarak sabit oluncaya kadar su çsuz say ılır” bi çiminde ifade edilmektedir.

Masumiyet karinesi, suçlu oldu ğu iddia edilen kişiyi hem yargılama öncesinde hem de yarg ılama sırasında ve hakkında verilecek h üküm kesinle şinceye kadar koruma amacı taşımaktadır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi, bu ilkeyi koruma amacına y önelik olarak birçok karar vermi ş olmasına karşın, ülkemizde ceza yarg ılaması s ürecinde ne soru şturma ne kovuşturma ne de mahkeme aşamasında bu ilkeye uygun davranıldığından s öz etmek mümkündür.

YARGI BAĞIMSIZLIĞI İLKESİ Anayasa Mahkemesi’nin bu konuyla ilgili kararlarında vurguladığı üzere, yarg ı bağımsızlığı ilkesi ile masumiyet karinesi arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır.

Bir kişinin su çlu say ılabilmesi ancak bağımsız bir mahkemece y ürütülen ve adil yarg ılanma şartlarını taşıyan bir yargılama s üreci sonunda, her türlü ş üphenin giderilmesiyle ula şılacak maddi ger çeklik sonucunda verilecek bir hükümle mümkün olabilecektir.

Anayasa Mahkemesi, 27 Ekim 2025 tarihli Resmi Gazete’de yay ımlanan 30 Temmuz 2025 tarih ve 2023/95915 başvuru sayılı kararında, masumiyet karinesi i çin “Ki şinin su ç i şlediğine dair kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan su çlu olarak kabul edilmemesini güvence alt ına almaktadır.

Ayrıca hi ç kimse suçlulu ğu h ükmen sabit oluncaya kadar yarg ılama makamları ve kamu otoriteleri tarafından su çlu olarak nitelendirilemez ve suçlu muamelesine tabi tutulamaz” ifadelerini kullanmaktad ır.

Demek ki yalnızca yargı mercileri değil, daha da önemlisi tüm kamu makamlar ının bu karineye saygı duyması anayasa ve Anayasa Mahkemesi kararları gereğidir.

Yasama, y ürütme ve hatta yarg ı, hakkında kesinleşmiş h üküm bulunmayan hiç kimseyi suçlu gibi de ğerlendiremez ve kamuoyuna su çlu gibi gösteremez.

Ayn ı mahkeme kararında bu karinenin sağladığı g üvencenin iki yönü üzerinde de durulmu ş olup g üvencenin ilk yönü, ki şi hakkında ceza yargılaması sonu çlan ıncaya kadar ge çen, ki şinin su ç isnad ı altında olduğu s ürece ili şkin olarak su çlu oldu ğuna dair h üküm tesis edilene kadar ki şinin su çlulu ğu ve eylemleri hakkında erken a ç ıklamalarda bulunulmasını yasaklamakta ikinci y önü ise ceza yarg ılaması sonucunda mahkumiyet dışında bir h üküm kuruldu ğunda devreye girerek daha sonraki yargılamalarda ceza gerektiren su çla ilgili olarak ki şinin masumiyetinden ş üphe duyulmas ını, kamu makamlarının toplum nezdinde kişinin su çlu oldu ğu izlenimini uyandıracak işlem ve uygulamalardan ka ç ınmasını sağlamaktadır.

LEKELENMEME HAKKI Masumiyet karinesinin çok yak ından ilişkili olduğu bir diğer konu da lekelenmeme hakkıdır.

Su ç ş üphesi nedeniyle hakk ında soruşturma veya kovuşturma y ürütülen ki şinin, şeref, onur ve haysiyetinin zarar g örmemesi, toplumdaki sayg ınlığının zedelenmemesi, mesleki geleceğinin tehlikeye atılmaması, ailesinin ve yakınlarının mağdur edilmemesi, en nihayetinde kişinin masumiyet karinesinin çi ğnenmemesi gerekmektedir.

Esasen soruşturmanın gizli yapılmasını öngören Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 157. maddesinin getirilme nedenlerinden biri de ki şilerin lekelenmeme hakkını korumaktır.

Bu hakkın ihlal edilmemesi i çin adli makamlar, Emniyet güçleri ve sivil idarenin anayasa ve kanunlara hassasiyetle uymas ı gerekmektedir.

Bu hususta basın yayın organlarının da kişilerin “lekelenmeme haklarına” saygı g östermesi, masumiyet karinesini zedeleyecek tutum ve davran ışlardan ka ç ınması, halkın haber alma hakkı ile kişinin lekelenmeme hakkı arasındaki hassas dengeyi g özetmesi zorunludur.

Yarg ı bağımsızlığının, masumiyet karinesinin ve lekelenmeme hakkının etkin bir bi çimde korunabilmesi; yasama, yürütme ve yarg ı organları arasındaki ilişkinin, “kuvvetler ayrılığı ilkesi”ne uygun şekilde d üzenlenmesini zorunlu k ılmaktadır.

Sabaha karşı g özalt ına almalar, g özalt ı kararı bile olmadan mevcutlu olarak ifadeye g ötürülmeler, gizli olmas ı gereken soruşturma evresinin yazılı ve de g örüntülü olarak d ışarıya servis edilip kişiler hakkında olumsuz algı oluşturulması hem masumiyet karinesini hem de lekelenmeme hakkını a ç ık a ç ık çi ğnemek demektir.

Emekli Danıştay Üyesi Suna Türko ğlu

İlgili Sitenin Haberleri