Yunan Pire için yorganı yakmaz

ABD’nin çiçeği burnunda Yunanistan Büyükelçisi Kimberly Gilfoyle, göreve hızlı başladı.

Daha ilk röportajında Çin’in Pire Limanı’ndaki yatırımını hedef alan Gilfoyle, Pekin’in bölgedeki etkisini azaltmak için limanın satılması gerektiğini söyledi.

Çin’in yanıtı da gecikmedi.

Gilfoyle’nin sözlerini “kötü niyetli ve Yunanistan'ın iç işlerine müdahale” olarak niteleyen Çin Büyükelçiliği; bunun bir “Soğuk Savaş zihniyeti ve hegemonik mantık” olduğunu kaydetti.

Aslında olacaklar en başından belliydi.

Pire Limanı’nın yanında Çin’in Hayfa Limanı’na yatırımları da benzer tehditlerle gündeme gelmişti.

Ancak Pekin’in bu riskleri neden üstlendiği ayrı bir tartışma konusu.

Çuvaldızı kendimize batırmaksa daha doğrusu.

Pire Limanı yerine Çandarlı Limanı, Anaklia Limanı yerine Trabzon Limanı.

Kuşak-Yol için hem güvenli hem verimli.

Hatta buna Kıbrıs’ı da ekleyelim.

Rum limanlarını kullanamayan Rus gemileri, mutlaka KKTC’ye davet edilmeli.

Ancak istemek yetmiyor, bunlar için önce Avrasya’da güvensizlikler yaratan politikalardan vazgeçmek gerekiyor.

Mesela Çin’in birliğini hedef alan “Doğu Türkistan” türküsünü tutturmak, Rusya’nın savaşta olduğu Ukrayna’ya silah taşımak… Üstelik ABD bile Kırım’ın Rus toprağı olduğunu kabul etmişken Zelenskiy’i Ankara’da ağırlamak, toprak bütünlüğü deyip sırtını sıvazlamak… Böyle yatırım gelir mi?

Daha ilgincini de anlatalım: Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin Londra’da, Roma’da, Berlin’de, tam 13 Avrupa başkentinde büyükelçiliği var.

Türkiye’de ise diplomatik misyon açmasına izin verilmiyor.

Sofya’daki KDHC Büyükelçisi bir yıldır Cumhurbaşkanı’na mektubunu sunamıyor.

Biz Pyongyang ile savaşta mıyız, düşman mıyız, hangi çıkarlarımız çatışıyor?

Fırsatlar kapımızda, yeter ki değerlendirmesini bilelim.