Haber Detayı
28 Kasım Cuma hutbesi yayında! Diyanet Cuma hutbesi tam metni: Fedakârlığın Zirvesi: Îsâr
Diyanet İşleri Başkanlığı, 28 Kasım 2025 Cuma hutbesi konusunu duyurdu. Cuma namazının ardından ülke genelinde okunacak hutbede, ’Fedakârlığın Zirvesi: Îsâr’ başlığıyla İslam’ın önemli değerlerinden biri öne çıkarılacak. Hutbede, Allah rızasını gözeterek birbirine sevgiyle yardım eden, iyilikte yarışan bireylerden oluşan erdemli bir toplumun inşasının önemi vurgulanacak.
Diyanet İşleri Başkanlığı, 28 Kasım 2025 Cuma hutbesinin konusunu açıkladı.
Bu hafta, 'Fedakârlığın Zirvesi: Îsâr' başlığıyla, Allah rızası için başkalarına yardım eden ve iyilikte öncü olan bireylerin oluşturduğu erdemli toplumun önemi işlenecek.
İsar ne demek?
Dini kaynaklarda isar kelimesi, isar sahibi olmak şeklinde de kullanılır.
İsar sahibi olmak, cömertlikte üst seviyeye ulaşmak anlamına gelir.
Kendisinin ihtiyacı olmasına rağmen başkalarına ile paylaşan, isar sahibi olmuş demektir.
Kişi her şeyden önce başkalarını düşünür.
Haşr Suresi 59/9.
Ayette isar sözcüğüne yer verilmiştir.
Söz konusu ayette Yüce Rabbimiz 'ihtiyaç içinde olsalar bile, onları kendilerine tercih ederler' şeklinde isar kelimesine atıfta bulunulmuştur.
Birçok hadiste de Peygamber Efendimiz (S.A.V.) isar olmanın önemine vurgu yapmış ve ümmetini bu konuda bilinçlendirmiş ve yönlendirmiştir. 28 KASIM CUMA HUTBESİ FEDAKÂRLIĞIN ZİRVESİ: ÎSÂR Muhterem Müslümanlar!
Yüce dinimiz İslam'ın temel gayelerinden biri de Allah rızası için birbirini seven, birbirine yardım eden, iyilikte yarışan erdemli insanların oluşturduğu bir toplum inşa etmektir.
İslam, bunun yolunu da bize göstermiştir.
Bu yol, sevgi ve kardeşlik temeline dayanan; kişiyi bencillik, cimrilik ve kıskançlık gibi kötü hasletlerden arındıran îsâr duygusudur.
Aziz Müminler! Îsâr; yalnızca Allah'ın rızasını gözeterek insanların ihtiyaçlarını imkânımız nispetinde karşılamaya gayret göstermektir.
Kendimizi düşündüğümüz kadar hatta daha da fazla başkalarını düşünmektir. Îsâr; şefkat, merhamet ve sabırla anne ve babamızın, eş ve çocuklarımızın gönüllerini hoş tutabilmektir.
Engelli kardeşlerimize hayatı kolaylaştırmak; göremeyenin gözü, konuşamayanın dili, işitemeyenin kulağı, yürüyemeyenin ayağı, tutamayanın eli olabilmektir. Îsâr; içinde yaşadığımız toplumun, hatta bütün insanların iyiliğe ve hayra ulaşması için kimi zaman malımızdan, kimi zaman rahatımızdan vazgeçmektir.
Kimi zaman yanı başımızdaki komşularımızın, kimi zaman akrabalarımızın, kimi zaman da Gazze'deki mazlum kardeşlerimizin yanında olmak, maddi ve manevi desteğimizi onlardan esirgememektir.
Yeri geldiğinde ise din, vatan ve mukaddesat uğruna canımızı feda etmektir.
Kıymetli Müslümanlar!
Bizler, fedakârlığın en güzel örneklerini Peygamber Efendimiz (s.a.s) ve güzide ashabından öğrendik.
Onlar, başlarına gelen bütün zorluklara göğüs germişler, insanların gönüllerinin İslam'a ısınmaları için var güçleriyle çalışmışlar, onlar için Cenâb-ı Hakk'a daima dua etmişlerdir. 'Onlar, yiyeceklerini yoksula, yetime ve esire seve seve ikram ederler.
Ve şöyle derler: Biz size Allah için ikram ediyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz' ¹ ayet-i kerimesinin yaşayan örnekleri olmuşlardır.
Değerli Müminler!
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) bir hadis-i şeriflerinde, 'Kendiniz için istediğinizi mümin kardeşiniz için de istemedikçe gerçek anlamda iman etmiş olamazsınız' ² buyurmaktadır.
Hal böyleyken, bugün basit gibi görünen ancak îsâr ahlakımızla çözebileceğimiz nice davranışlara şahit olmaktayız.
Bir yandan birbirine ikram için yarışan insanların öte yandan trafikte yol vermemesi, hatta bunun için tartışması, ambulans ve itfaiye araçlarının geçişini engellemesi, emniyet şeridini ihlal etmesi, engellilere ayrılan park yerlerine araçlarını park etmesi ne kadar da ibretlik bir durumdur.
Çocuklarını uyuturken ya da hastası varken evinde parmaklarının ucuna basarak yürüyen ve fısıltıyla konuşanların televizyon ya da müziğin sesini sonuna kadar açarak komşusunu, hastaları rahatsız etmesi ne kadar da düşündürücü bir tablodur.
Kendisi için bir şey almak ya da evine sağlıklı gıda götürmek için kılı kırk yaranların sattığı şeyin kusurunu gizlemesi, son kullanma tarihi geçmiş malların etiketlerini değiştirmesi, helal haram hassasiyetini kaybetmesi ne kadar da acı bir haldir.
Kişinin; toplu taşıma araçlarında kendi konforunu önceleyip hasta, hamile ve yaşlıları ötelemesi ne kadar da üzücü bir husustur.
Aziz Müslümanlar! Îsâr'ın gereği; 'İyilik ve takvâ hususunda yardımlaşın' ³ ilahi davetine icabet ederek nerede bir ihtiyaç sahibi varsa onun yardımına koşmak, hayatı birbirimize yaşanılır kılmaktır.
Her yüreğe huzur ve mutluluk ulaştırmak, bir yetimin duasında, bir garibin tebessümünde yer almaktır.
Hutbemizi Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in hadis-i şerifleriyle bitirmek istiyorum: 'Kul, kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah da onun yardımcısı olur.' ⁴ Kaynak: Diyanet, Takvim arşiv foto, AA arşiv foto