Haber Detayı

Günün portresi... Hititlerin büyüttüğü iki kardeş: Sözenler
Kültür - sanat odatv.com
07/12/2025 11:50 (2 hafta önce)

Günün portresi... Hititlerin büyüttüğü iki kardeş: Sözenler

Sanat dünyasının duayen isimlerinden Gürol Sözen, doğayı anlamanın neden önemli olduğunu ve Anadolu'nun neden tarihî bir zenginlik içinde yattığını anlattı.

Türk ressam, yazar, heykeltıraş ve sanat tarihçisi Gürol Sözen, verdiği son röportajda çocukluğunu, doğayı anlamanın önemini, edebiyat dünyasına girişini ve Anadolu'nun arkeolojik değerini anlattı.Hürriyet'ten Zeynep Bilgehan'a kapılarını açan Sözen, an itibarıyla Can Yayınları tarafından yeniden basılan çocuk kitabı "Anadolu Uygarlıklarından Öyküler" serisinin devamını yazıyor.

Yeni kitabında, Hititlerin başkenti Hattuşa’da yaşayan küçük bir kızın, Pattiya’nın bir gününü anlatan Sözen, kitabın ilham kaynağını şöyle aktardı:"Uygarlıkların çocukları anlatıyor, ben yazıyorum"Gürol Sözen bugün 85 yaşında ve çalışmaya devam ediyorİKİ HİTİT ÇOCUĞUSözen, eskinin Hitit topraklarına denk düşen Konya'da, abisi Metin Sözen ise Elazığ'da doğdu.

Babasının meteoroloji müdürü olması hasebiyle, çocukluğunu Elazığ, Konya, Malatya, Adana ve İzmit gibi farklı şehirlerde geçiren Sözen, "Hani ‘hemşerilik’ düşüncesiyle hep doğduğun yer sorulur ya; benim için hep doğduğum değil, olduğum yer ağır bastı.

Görkemli Anadolu toprakları" diyor.Sözen çocukluğunu şöyle anlatıyor:"Çocukluğum, ağabeyim Metin ile her çocuk gibi karelerden oluşan ama dönüp dolaşıp karşımıza çıkan gülümseten fotoğraflardı.

Annem ve babam iki elimizden tutup körüklü makinesi ile küçük dükkânı olan fotoğrafçı amcalara götürmüştü.

Dükkandaki her fotoğraf gülümseyen ailelerle doluydu.

Mutluydular çünkü genç Cumhuriyet’in güveni ve onurunu taşıyorlardı; akça pakça giysileriyle."Gürol Sözen ve birkaç ay önce kaybettiğimiz ağabeyi mimar Metin Sözen (1947)'TABLETLERİN ARASINDA OYNARDIK'Çocukluğunu, anne memleketi olan Boğazköy'de geçiren Sözen, teyzesinin eşi Ziya Bey'in evinde Hitit uygarlığına dair eserlerin bulunduğunu ve çocukluğunda abisiyle konağın girişine istiflenen kil tabletlerin arasında saklambaç oynadığını aktarıyor:"Ne büyük nimetmiş, ne büyük miras!

Siyasal ve toplumsal yapı, sanat eserleri, edebiyatı, sevdaları yazılıydı o tabletlerde; gel de kendini Hititli sayma!"'DOĞAYI BİLMEYEN TOPLUM UYGARLIK YARATAMAZ'İnsanoğlunun başlangıçtan beri güzeli aradığını söyleyen Sözen, "Doğa en büyük öğretmen.

Doğanın kendisinde büyük bir soyutlama var.

Gökyüzünde şekiller oluşturarak uçan sığırcık kuşlarını izleyin; adeta dans ederek gökte süzülüyorlar" diye devam ediyor."Güzeli ancak sezgiyle yakalayabiliyorsunuz; çiçekleri, hayvanları, otları sevmekle" diyen Sözen, doğayı bilmeyen bir toplumun uygarlık yaratamayacağı kanaatinde.Gürol Sözen annesi Ülfet Hanım ile birlikteEDEBİYATLA TANIŞMASözen, lise tahsilini İstanbul'da, Kabataş Lisesi'nde tamamladı.

Burada, öğretmenleri onun resim yeteneğini keşfetti.Aynı okulda Behçet Necatigil'in de bulunduğunu ve öğretmeni olmasa da onla birlikte vakit geçirdiğini aktaran Sözen, edebiyata girişini şöyle anlatıyor:"Sonraları da Necatigil hayat öğretmenim, eşim Zeynep ile nikâh şahidimiz de oldu.

Onun teşvikiyle günümüzün ünlü şairleri, yazarları ağabeylerimizi tanıdık: Hilmi Yavuz, Attila İlhan, Orhan Kemal, Demir Özlü, Arif Damar, Şükran Kurdakul, Eray Canberk, Refik Durbaş, Ataol Behramoğlu… Edebiyatın, sanatın vakanüvisi dostum Doğan Hızlan’ın yer aldığı gazete ve dergilerde yazıp çizmeye başladık...

Okuldan çıktığımızda tramvayda Behçet Necatigil de olurdu, not defterine küçük şiirler yazardı."'SIRADAN BİR COĞRAFYADA DEĞİLİZ'Sözen, ilk sergisini 1960 yılında açtı, ilham kaynağını da uygarlıklar tarihinden aldı."Ey insanoğlu ey Anadolu halkı...

Bu topraklar sıradan bir coğrafya değil" diye seslenen Sözen, Anadolu'nun geçmişinin 10 bin yıla dayandığını söyledi.Sözen, yarına kalmak isteyen uygarlıkların sanatı desteklediğini ve yöneticilerinin sanatla uğraştığını aktarıyor:"Hitit saraylarında sanatçı atölyeleri var.

Osmanlı’da özellikle Fatih ve Kanuni döneminin ‘ehli hiref’ dedikleri kitaplar var; Anadolu ve Asya’dan kim yetenekliyse çağırtıp sarayda tezhip ve minyatür yaptırıyorlar.

Gıyaseddin Keyhüsrev, ‘Biz cihanı terk edip gittik, zahmeti ve rahatını nakşedip gittik, bundan sonra nöbet sizdedir, biz kendi nöbetimizi tuttuk ve gittik’ diyor.

Savaşmadığı zamanları bilim insanları ve sanatçılarla geçiriyor."Tomtom Mahallesi’nde sergi öncesi çekim (1966)'MASALLARDAN BESLENMEYEN TOPLUMUN GELECEĞİ OLMAZ'Sözen, abisi Metin Sözen mimarlık okurken, onun Anadolu gezilerine eşlik etti, zaman zaman Zühtü Müridoğlu, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Sadi Diren gibi isimlerin derslerine katıldı.Yazarlık kariyerine ise gazeteci olarak başlayan Sözen, yeni kitabını neden yazdığını şu sözlerle aktarıyor:"Yabancılar kendi uygarlıklarımızı bizden daha iyi biliyorlar.

Anadolu çocukları, üstünde yaşadıkları toprakları ve uygarlıkları sevsinler, o dönemin çocuklarıyla bağ kurabilsinler istiyorum.

Hitit tarihi hiç bilinmiyor ve öğretilmiyor.

Sırada Kapadokya, Midas, Selçuklu ve Osmanlı masalları var.

Masallardan beslenmeyen toplumun geleceği olamaz.

Çocukların saf yürekleriyle sordukları soruların içinde doğa hep var.

Çocuklar doğayla sıcak ve hızlı ilişki kuruyor.

Bu ilişki büyüyünce bozuluyor."Beyazıt sahaflar çarşısı çıkışı.

Demir Özlü, Gürol Sözen, Arif Damar, Asım Bezirci, Şükran Kurdakul (1962)Odatv.com

İlgili Sitenin Haberleri