Haber Detayı
12 Eylül'de derin NATO ve CIA nasıl rol oynadı?
12 Eylül askeri darbesinin üzerinden tam 45 yıl geçti. Ülkenin geleceğini karartan darbe sonrası, 650 bin kişi gözaltına alındı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 50 kişi idam edildi, 171 kişi de işkenceden öldü. O karanlık günleri A Haber Araştırma Planlama Servisi Şefi Burhan Aytekin anlattı.
12 Eylül 1980 askeri darbesinin üzerinden tam 41 yıl geçti.
Türkiye'nin eksenini değiştiren darbeye giden süreç, Kıbrıs Barış Harekatı'nın ardından başlayacaktı.
BARIŞ HAREKATI SONRASI HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMADI Kıbrıs Barış Harekatı sonra Türkiye'de artık hiç bir şey eskisi gibi olmadı.
Harekâtı takip eden yıllarda ülke silah ambargosu ve ekonomik kıskaca alınırken, yaşanan sıkıntılar siyasi istikrarsızlığı da beraberinde getiriyordu. 1978-1979 AP, MSP ve MHP'den oluşan Cephe Hükûmeti'nin gensoru ile düşürülmesinden sonra Başbakan Ecevit bu kez bağımsızlar ve DP ile ortaklık hükümeti kuruyor, ancak milletvekili ara seçimlerinde önemli oranda oy kaybına uğrayınca istifa ediyordu.
Türkiye yavaş yavaş istikrarsızlık ve kaosa doğru sürükleniyor... 12 Eylül darbesine giden sürecin kilometre taşları döşeniyordu.
Harekâttan sonra Türkiye'yi protesto için NATO'dan çekilen Yunanistan, tekrar NATO'ya dönmek istiyor ancak Türkiye veto ediyordu.
Kıbrıs Barış Harekatı'nın ardından Türkiye'ye silah ambargosu uygulayan ABD ve derin NATO, Türkiye'ye yasadışı yollardan silah sokuyor, sağ ve sol gruplar silahlandırılıyordu.
Türkiye'yi kaosa sürüklemek için terör örgütlerinin tümüne silah sağlayan mafya, küresel çetelerin emri ile hareket ediyor.
Sol ve bölücü terör örgütleri uyuşturucu ve silah kaçakçılığından milyonlarca dolar gelir elde ediyordu.
Dönemin Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak, CIA ve derin NATO'nun Türkiye'ye yönelik kaos planlarını, gümrükler üzerinden silah-uyuşturucu kaçakçılığı yapıldığını deşifre ediyor, yazması için 3 klasör belgeyi Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi'ye veriyordu.
Gazeteci Abdi İpekçi o dönem baş yazısında Gün Sazak hakkında şu satırları kaleme alıyordu: 'Komando diye anılan ülkücüler sayesinde gümrüklerde yolsuzluğun beli kırıldı, uyuşturucu, sigara ve silah kaçakçıları nefes alamaz hale geldi.
MHP'nin meclis dışından milletvekili olmadığı halde Gümrük ve Tekel Bakanlığı'na getirdiği Gün Sazak'ı tebrik etmek gazetecilik değil, insanlık borcudur.' Milliyet Gazetesi'nde çıkan bu başyazı CIA ve derin NATO'yu rahatsız ediyordu.
Tarih: 13 Ocak 1979 Türkiye'ye yönelik derin hesaplarının deşifre olacağını anlayan CIA, Türkiye Masası Şefi Poul Henze üzerinden silah kaçakçılığını yazmaması konusunda gazeteci Abdi İpekçi'yi uyarıyordu...
Ve tarih: 1 Şubat 1979...
Bu görüşmeden birkaç hafta sonra Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi, gece yarısı İstanbul Maçka'daki evinin yakınlarında arabasında iken Mehmet Ali Ağca tarafından öldürülüyordu.
Mehmet Ali Ağca verdiği ifadede Abdi İpekçi'ye 5-6 el ateş ettiğini söylese de olay yerinde 9 mermi ele geçirilmişti. 1980'e yaklaşıldığında yurdun hemen hemen her köşesinden ölüm haberleri geliyor; ülke adeta bölünmüş, kamplaşma doruk noktasına ulaşıyordu.
Tarih: 27 Mayıs 1980 Gazeteci Abdi İpekçi suikastinden bir yıl sonra bu kez hedefte Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak vardı.
Gün Sazak, eşi ile gittiği bir ziyaretten dönüp arabadan eşyalarını indirirken Dev Sol Örgütü tarafından düzenlenen silahlı saldırı sonucu hayatını kaybediyordu...
Tarih: 12 Eylül 1980 Saat: 03.00'ü gösterdiğinde tanklar şehirlerde gezmeye başlıyor, TRT ekranından darbe bildirisi okunuyordu.
Seçimle iktidara gelen hükümet devrilmiş, sokaklarda postal sesleri yankılanıyordu.
CIA Türkiye Masası Şefi Paul Henze, 12 Eylül askeri darbesini Amerika Başkanı Jimmy Carter'a 'Bizim çocuklar başardı' diye haber veriyordu.
Türkiye'yi tamamen değiştiren müdahale sonrasında 650 bin kişi gözaltına alındı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 50 kişi idam edildi, 171 kişinin 'işkenceden öldüğü' belgelendi.
Darbenin ardından Evren Cuntası'nın ilk icraatlarından biri, Türkiye'nin veto ettiği 'Yunanistan'ın NATO'ya üye olmasının önündeki engeli kaldırmak' olacaktı.
Evren, yıllar sonra verdiği röportajda ülkenin üzerinden silindir gibi geçen 12 Eylül darbesini böyle savunacaktı.
A HABER UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN