Haber Detayı
Marmara'da sessiz tehlike! Uluslararası ekip özellikle bir ilçeyi işaret etti! Açıklamalar peş peşe geldi! '7 büyüklüğünde deprem kapıda'
Uluslararası hakemli bir dergide yayımlanan araştırmaya göre, Marmara Ana Fayı’nda son yıllarda art arda meydana gelen sismik hareketler, İstanbul’un güneyindeki kilitli segmentlere doğru ilerliyor. Bilim insanları, bu bölümde birikmiş enerjinin büyük bir kırılmayı tetikleyebileceğini ve olası bir 7 büyüklüğünde depremin ihtimal dâhilinde olduğunu vurguluyor. Aynı veriler üzerinden farklı değerlendirmelerde bulunan uzmanların açıklamaları ise tartışmaları alevlendirdi.
Uluslararası hakemli dergi Science'de yayınlanan makale, olası İstanbul depremi konusunda ciddi uyarılar içeriyor.
Aralarında Türk uzmanların da bulunduğu 14 kişilik ekip tarafından kaleme alınan makale, “Marmara Ana Fay Hattı'nın İstanbul yönüne doğru doğuya doğru kademeli olarak kırılması” başlığını taşıyor.
Çalışmada, 23 Nisan 2025 tarihindeki 6.2 büyüklüğündeki Marmara depreminin kırılma özelliklerini ve son on yıllardaki bölgesel sismik aktivite modelini, yaklaşık 20 yılı kapsayan sismik katalog kullanılarak analiz edildi.
Makalenin giriş bölümünde, “Türkiye'nin kuzeybatısındaki Ana Marmara Fay Hattı (MMF), Avrupa'da en yüksek sismik riski oluşturmaktadır.” tespiti yapılırken, bu bölgede meydana gelen depremler için, “2025 yılında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, MMF boyunca 60 yıldan fazla süredir yaşanan en büyük depremdi.” denildi. 7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM UYARISI Çalışmada, bölgede yaşanan 5 şiddetinden büyük depremlerin analizlerinin yapıldığı belirtilirken, “Doğuya doğru ilerleyen bir dizi 5'ten büyük deprem ve son 15 yılda MMF'nin doğuya doğru kademeli kısmi kırılmasını gösteriyoruz.
Fayın sismik olarak aktif kısmı, sürünme ve geçiş segmentlerini içermekte olup, en son sismik aktivitenin bir kısmı, İstanbul'un güneyindeki muhtemelen kilitli Prens Adaları segmentinin yakınında yer almaktadır ve bu segmentin 7 büyüklüğünde bir deprem üretme potansiyeli bulunmaktadır. ” bulgusuna yer verildi.
Bilim ekibi, “Analizimiz, MMF'nin bu bölümünün gerçek zamanlı olarak izlenmesinin gerekliliğini vurgulamaktadır.” uyarısını da yaptı.
Makalede, Kuzey Anadolu Fay Zonu için ciddi risk barındıran nitelikte olduğu, “NAFZ Türkiye'nin kuzeybatısındaki Marmara Denizi, daha geniş Avrupa'da sismik tehlike ve risk açısından en belirgin sıcak noktayı temsil etmektedir.” yorumuyla aktarıldı.
KIRILMAMIŞ SEGMENT VAR“Bu bölge, Anadolu levhasının Avrasya levhasına göre sağ yanal kayma hızı yıllık 17-29 mm olan, aktif bir transform levha sınırı olan Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun batı ucunu içermektedir Yaklaşık bin 200 km uzunluğundaki NAFZ'nin büyük bir kısmı, 20. yüzyılda batıya doğru ilerleyen 7 büyüklüğündeki depremler dizisiyle kırılmış ve burada Ana Marmara fayı (MMF) olarak adlandırılan Marmara Denizi segmenti büyük ölçüde kırılmamış kalmıştır.” tespitinin yer aldığı makalede, Kumburgaz bölgesine şöyle işaret edildi: “2025 Marmara ve 2019 Silivri depremleri, son 60 yılda Marmara Denizi'nde meydana gelen en büyük depremlerdi.
Bölge genelinde deprem tekrarlayıcılarının tespiti ve analizine dayanarak, her iki merkez üssünün konumu, MMF'nin sürünen Orta Havza kesiminden geçişsel Kumburgaz Havzası kesimine geçişi işaret etmektedir.” Makaledeki bazı bulgular şöyle: OLAYLAR DOĞUYA DOĞRU GÖÇ EDİYOR "Son 15 yılda MMF boyunca 5 büyüklüğündeki olayların belirgin bir şekilde doğuya doğru göç ettiğini gözlemledik.
Bu segment, 2011-2012 yılları arasında iki 5 büyüklüğünde depremiyle aktif hale geldi ve sürünen segmentin doğu kenarında yaklaşık 10 km uzunluğunda sismik olarak sessiz bir bölge bıraktı.
En son olarak, 2025 yılındaki 6.2 büyüklüğündeki Marmara depreminin artçı şokları, yaklaşık 15 km uzunluğundaki sismik olarak sessiz bir bölgenin doğu kenarına yakın bir yerde sona erdi.
Bu gözlemler, batı İstanbul'un güneyindeki kilitli segmentlere doğru fayın yakın zamanda doğuya doğru kısmi kırılmasını belgelemektedir." AVCILAR SEGMENTİ İÇİN ÖZEL UYARIÇalışmada özellikle Kumburgaz ile Prens Adaları arasında kalan ve “Avcılar segmenti” olarak tanımlanan bölgeye dikkat çekildi.Son 10–15 yılda çevresinde yoğun sismik aktivite yaşanmasına rağmen bu bölümün görece sessiz kalması, bilim insanlarına göre yeni bir orta veya büyük depremin habercisi olabilir.
Bu segmentin en az 6 büyüklüğünde bir deprem üretebilecek kapasitede olduğu belirtildi.
KİLİTLİ PRENS ADALARI SEGMENTİ 7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM ÜRETEBİLİRBilim insanlarına göre, İstanbul’un güneyindeki Prens Adaları segmenti büyük ölçüde kilitli durumda ve bu bölümün 7 büyüklüğünde bir deprem üretme potansiyeli bulunuyor.Son depremlerin yarattığı stres birikiminin, bu segment üzerindeki riski artırdığı ifade edildi.
Çalışmanın sonuç bölümünde, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun Marmara Denizi içindeki bu bölümünün, yalnızca Türkiye için değil, Avrupa genelinde de en kritik sismik risk alanlarından biri olduğu ifade edildi.Araştırmacılar, İstanbul çevresindeki fay segmentlerinin gelecekteki büyük bir depremin kaynağı olabileceği konusunda açık uyarıda bulundu.
NACİ GÖRÜR: ER GEÇ OLACAK, ÇÖZÜM DEPREM DİRENÇLİ KENTÇalışmanın ardından değerlendirmelerde bulunan Deprem Bilimci Prof.
Dr.
Naci Görür, Marmara’da tarih boyunca depremler yaşandığını hatırlatarak, Cumhuriyet döneminde de bunun kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Görür, çözümün korku değil, deprem dirençli kentler olduğunu vurguladı ve “Kentsel dönüşüm deprem dirençli kent demek değildir” ifadesini kullandı.
ŞENER ÜŞÜMEZSOY: BİLİMSEL DAYANAĞI YOKProf.
Dr.
Şener Üşümezsoy ise Science’da yayımlanan çalışmaya sert tepki gösterdi.Adalar Fayı’nın aktif olmadığını ve enerjisini geçmişte boşalttığını savunan Üşümezsoy, Marmara’da 7 ve üzeri büyüklükte, İstanbul’u yerle bir edecek tek parça bir fay bulunmadığını iddia etti.
Üşümezsoy’a göre asıl risk Kumburgaz Çukuru’nda bulunuyor ve buradaki olası bir kırılma en fazla 6,5 büyüklüğünde bir deprem üretebilir.Üşümezsoy, Science’daki çalışmayı hedef alarak, 'Bu tip yazıların hiçbir itibarı yoktur' dedi.
Üşümezsoy, "Haritaya bakıp depremler batıdan doğuya gidiyor, sırada İstanbul var demek jeoloji bilmemektir" diyerek, Alman araştırmacıların 'kilitli' olarak tanımladığı Adalar Fayı'nın aktif olmadığını ve 1894 depremiyle enerjisini boşalttığını öne sürdü.İstanbul üzerinde uzun süredir "spekülatif bir korku iklimi" yaratıldığını savundu.