Haber Detayı
“Ben de bir şeyler bekliyorum” diyenler için: Ceres Koç’ta
Hayatın bazı dönemleri vardır ya, içimizdeki o görünmeyen “anne” artık yorulmuştur.
Herkese yetişmeye çalışır, herkes için uğraşır ama bir gün gelir, “Peki beni kim doyuruyor?” sorusu usulca içimizden yükselir.
İşte Ceres’in Koç burcundaki transiti tam da bu sesi büyütüyor.
Artık beklemek yok, açıkça söylemek var.
İlişkilerde sadece veren taraf olmak, sırtına dünyayı yüklenmiş gibi hissetmek bu dönemde daha da çekilmez hâle geliyor.Bu geçiş, özellikle kadınlar için oldukça belirleyici.
Uzun süredir taşıdığı yükü omuzlarından indirmek isteyen çok olur. “Ben buradayım ama görülüyor muyum?” sorusu daha çok sorulur.
Sabır taşı çatlar, tahammül azalır.
Bu yüzden de ilişkilerde ya yeni bir düzen kurulur ya da net bir yüzleşmeyle son bulur.
Sadece sevgi yetmez, ilgi ve emek de karşılıklı olmalı.
Ceres Koç’ta bunu hatırlatıyor bize.
Sevgi artık yumuşak bir bekleyiş değil; açık duruş, cesaret ve gerekirse “hayır” diyebilmek demek.Aynı şey kendimizle kurduğumuz ilişkide de geçerli.
Bugüne kadar görmezden geldiğimiz, “idare ederim” dediğimiz konular artık gözümüze batmaya başlar.
Sağlık, beslenme, gündelik düzen...
Hepsi birer birer masaya yatırılır.
Çünkü bu dönem, içsel bir “beslenme protokolü” çıkarma zamanı gibi.
Bize iyi gelen, bizi besleyen ne varsa onunla kalmak; geri kalan her şeyi cesaretle bırakmak gerek.
Peki dünyada neler olur?Ceres’in Koç’taki bu hareketi, global ölçekte tarım, gıda güvenliği ve üretim politikalarını daha sert biçimde gündeme taşır.
Gıda fiyatları, kuraklık, çiftçi protestoları, su savaşları, tarımsal destekler ve hatta doğal afet sonrası yardım zincirleri...
Bunların hepsi bu dönemde daha çok konuşulur.
Bir ürün raflarda eksikse ya da fiyatı uçtuysa, kimse sessizce kabullenmez.
Açıkça sorulur: “Bunu kim yönetecek?” Ya da “Neden böyle oldu?” Ceres bu soruları net ve sert biçimde sorar.Aynı zamanda bakım emeği – ki çoğu zaman görünmezdir – artık daha görünür hâle gelir.
Kadınların ve çocukların talepleri daha gür çıkar. “Yıllardır bakıyoruz ama bizim ihtiyaçlarımız ne olacak?” sorusu, bireysel değil kolektif bir ses olur.
Dünya sahnesinde anneler, öğretmenler, bakıcılar, gönüllüler daha fazla görünürlük ister.
Ve bunu hak ederler.Zihin de beslenmek ister...Bu dönemde Ceres, Merkür ile destekleyici bir açı yapıyor.
Bu da demek oluyor ki, sadece beden değil, zihin de doyurulmak istiyor.
Kendi hayatınızda fark etmişsinizdir belki; boş sohbetler, amaçsız bilgi akışı, hiçbir yere varmayan tartışmalar artık daha az çekici gelir.
Çünkü artık söylenen sözde bir yön, bir hedef, bir değer olmalı.
Anlam taşımayan şeyler hızla etkisini kaybederken, insanı büyüten, geliştiren fikirler daha çok yankı bulur.Global ölçekte de bu durum kendini gösterir.
Eğitim sistemleri, hukuk, etik kurallar ve üretimle ilgili yapılan açıklamalar daha fazla tartışılır.
Gıda adaleti, eşitlik, inanç sistemleri, değer temelli siyaset ve daha niceleri...
Bu transit, “senin sözün kime ne fayda sağladı?” sorusunu sordurur hepimize.Kısacası sevgili okur, bu dönem hem fiziksel hem zihinsel hem de duygusal olarak doyup doymadığımızı fark etme zamanı.
Ceres Koç’ta iken, “Ben buradayım ve artık görünmek istiyorum” demek cesaret ister ama tam da zamanı.Ne diyelim, kimse aç kalmasın.
Ne sevgiden ne ilgiden ne de anlamdan…