Haber Detayı
Yapay zekâya güven tam, yatırım eksik
Yeni yayınlanan bir rapora göre iş dünyası büyük ölçüde yapay zekâya güvenirken, bu güveni destekleyecek altyapıya yatırımda aynı oranda cömert değil.
İş dünyasının hemen her alanında etkisini gösteren yapay zeka üzerine yapılan yeni bir araştırma çarpıcı veriler ortaya koydu.
Analitik alanında öncülerden SAS’ın desteğiyle hazırlanan rapora göre iş dünyasında yapay zekâya güven duyulan güven yüksek ancak bu güveni besleyecek kurumsal altyapıya yatırım aynı ölçüde yüksek değil.IDC Veri ve Yapay Zekâ Etki raporu verilerine göre kuruluşların yüzde 78'i yapay zekâya "tam güven" duyuyor ancak yalnızca yüzde 40'ı bu güveni destekleyecek altyapıya yatırım yapıyor.
Bir başka deyişle yapay zeka sistemlerini güvenilir kılmak için gereken yönetişim, açıklanabilirlik ve etik önlemlere yatırım yapma oranı düşük.Bu kritik boşluk özellikle üretken yapay zekâ gibi yeni nesil teknolojilerin hızlı yayılımıyla daha da derinleşiyorKüresel ölçekte güven–yatırım dengesizliği dikkat çekerken, META (Orta Doğu, Türkiye ve Afrika) bölgesinde Türkiye olumlu bir ayrışma gösteriyor.
Güvenilirlik endeksinde en yüksek skora sahip ülke olarak Türkiye, etki skorunda (3.30) küresel ortalamanın üzerinde bir performans sergiliyor.
Ayrıca “güven ikilemi” oranının yüzde 45 seviyesinde olması, Türkiye’nin küresel ortalamanın (yüzde 46) biraz altında kalarak bu alanda daha dengeli bir tablo çizdiğini ortaya koyuyor.Rapor, bu güven açığını kapatmanın sadece bir risk yönetimi meselesi değil, aynı zamanda doğrudan bir ticari fırsat olduğunun altını çiziyor.
Araştırmada "güvenilir yapay zekâ liderleri" olarak sınıflandırılan, yani sistemlerini daha etik, şeffaf ve güvenli hale getirmek için gereken uygulama ve teknolojilere yatırım yapan kuruluşların, yapay zekâ projelerinde yatırım getirisini ikiye katlama olasılığının diğerlerine göre yüzde 60 daha yüksek ve başarı oranlarının 1,6 kat daha fazla olduğu görülüyor.Veri gizliliği en büyük endişeAraştırmaya katılan kurumların yalnızca yüzde 2’si yapay zekâ yönetişim çerçevesi oluşturmayı öncelikleri arasına koyarken, yüzde 10’dan azı sorumlu yapay zekâ politikasına sahip.
Katılımcıların en sık dile getirdiği endişeler arasında veri gizliliği (yüzde 62), şeffaflık ve açıklanabilirlik (yüzde 57) ile etik kullanım (yüzde 56) öne çıkıyor.Raporun işaret ettiği temel engeller; zayıf veri altyapısı (yüzde 49), yetersiz veri yönetişimi (yüzde 44) ve organizasyonel yetkinlik eksikliği (yüzde 41) olarak öne çıkıyor.
Kurumsal verilerin yüzde 80'inden fazlasını oluşturan ve her yıl yüzde 50-60 büyüyen yapılandırılmamış veriler (metinler, e-postalar, raporlar vb.) ise bu zorluğun merkezinde yer alıyor.Yapay zekâya duyulan sezgisel güven kaçınılmaz olsa da bu güvenin sürdürülebilir ve değer yaratıcı olması ancak sağlam bir veri temeli, şeffaf yönetişim ve güvenilirliği merkezine alan teknolojik çözümlerle mümkün.
Kurumların önündeki acil görev, bu güven zorunluluğunun gerektirdiği altyapı yatırımlarını hızlandırmak.