Sanatçıların sesini çalıyorlar! Telif hırsızlarının yeni aracı yapay zekâ

Günden güne gelişen yapay zekâ araçları artık müzikte, resimde ve edebiyatta sıkça kullanılıyor.

Metin yazımından görüntü oluşturulmasına ve hatta beste yapımına kadar pek çok faaliyeti hızlı biçimde yapabilen bu araçlar insan yaratıcılığının da önünü açıyor.

Buna karşın yapay zekânın kötüye kullanımı da söz konusu.

Son dönemde dijital platformlarda oluşturulan kanallar ya sanatçıların sesini ya da şarkılarını dönüştürerek milyonlarca görüntüleme ve dinleme elde ediyor.

Üstelik şarkılar yapay zekâ ile üretildiği için sanatçılara herhangi bir telif de ödenmiyor.

Dijital platformların algoritmaları yüklenen içerikleri özgün eser olarak kabul ediyor.

Yapay zekâ araçlarıyla sesi çalınan isimlerden birisi de Eda Tat oldu. ‘SESİMİ ÇALDIKLARI YETMİYOR FOTOĞRAFIMI DA KULLANIYORLAR’ Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Tat, kendi sesinin çalındığını söyledi.

Tat, “O dinlediğiniz Yapay Zekâ şarkılarındaki ses bana ait.

Evet, Yapay Zeka'yla sesimi çaldılar ve kullanıyorlar.” dedi.

Paylaştığı videoda, sosyal medyada sıkça paylaşılan “Bilmez İdim Dert Verer” şarkısını da seslendiren Tat yalnızca sesinin değil fotoğraflarının da izinsiz biçimde kullanıldığını dile getirdi.

Sanatçı, “Sesimi çaldıkları yetmiyor.

Gidip fotoğrafımı koyuyorlar şarkıya.

Ulaşıyorum, bana dönüp utanmadan diyorlar ki: ‘Bu şarkı Yapay Zekâ.

Madem bu şarkı benimle alakalı değil.

Niye benim fotoğrafım var?’ diye konuştu. ‘UMARIM SESİME SES OLURSUNUZ’ Dinleyicilere çağrıda bulunan Tat, şöyle devam etti:  “Düşünsenize sesinizi yapay zekâyla çalıyorlar.

Referans olarak tınınızı kullanıyorlar ve şu anda dinlediğiniz birçok parçada bu ses kullanılıyor.

Özellikle birkaçı tıpatıp aynı.

Hatta bir tanesi patladı gitti.

Bayağı bir.

Hepiniz biliyorsunuz.

Vermeyeceğim ismini.

Yani kocaman bir hırsızlık.

Artık buradan hepinize sesleniyorum.

Umarım sesime ses olursunuz.

Umarım bir şekilde hani bu yolda destekçim olursunuz.

Benim ne kadar büyük bir mücadele ve savaş verdiğimi takip eden herkes biliyor.” ‘KOCAMAN BİR HAKSIZLIĞA UĞRUYORUM’ Müzik yaparken yaşadığı zorlukları aktaran Tat, büyük bir haksızlığa uğradığını dile getirdi.

Tat, “Benim sokak müziği yaptığım süreçlerde Ne kadar büyük zorluklar yaşadığımı bir kadın olarak, sırtımda kaç kiloyla o sokağa çıkıp da o şarkıları söylediğimi, ne yollardan geçtiğimi kimse bilmiyor.

Bu kadar mücadelenin içinde böyle kocaman bir haksızlığa uğruyorum.

Sesimi tabii ki de duyuracağım.

Çünkü eminim ki buna kayıtsız kalmayacaktır yani.

Ne benim takipçilerim ne de vicdanı olan hiç kimse kalmayacaktır.” ifadelerini kullandı.

Dakikalar içerisinde şarkı üretilebiliyor Milyonlarca izlenen o videoların teknik süreci aslında üç temel işlemden oluşuyor.

İlk olarak orijinal şarkının ses ayrıştırması yapılıyor.

Yapay zekâ sanatçının sesini ve arkadaki müziği iki farklı dosya haline getiriyor.

Ardından sanatçının sesi başka programlara aktarılıyor.

Sistem bu sesi başka bir sanatçının ses rengine dönüştürüyor.

Elde edilen yeni ses dosyası ile ilk aşamada kenara ayrılan müzik, montaj programında üst üste konularak işlem tamamlanıyor.

Bunun haricinde Suno ve benzeri programlarda talimatlar oluşturularak da şarkı üretilebiliyor.

Aynı müzikleri dönüştürüyorlar Son dönemde sosyal medyada öne çıkan Yapay Zekâ Müzik Kanalları’nın en dikkat çekici özelliği ise en çok dinlenen şarkıları dönüştürerek paylaşmaları.

Yeni bir şey üretmeyen bu kanalların sürekli olarak dinleyicilere gösterilmesi ise tartışmalara neden oldu.

Platformlar çifte standart uyguluyor Dijital platformlarda telif sorunu günden güne artıyor.

Özellikle filtreleme sisteminin gelişmemesi ve platformların denetlenebilir olmaması bu sorunun en büyük nedenlerinden biri.

Bununla birlikte kimi kişi ve kurumlar da sahibi olmadıkları halde dijital yayın haklarını satın alabiliyor.

Öyle ki bir kişinin ezan sesinin telif haklarını aldığı ve çoğu içeriğin bu sebeple yayından kaldırıldığı öğrenildi.

Bir diğer örnek ise küresel müzik şirketi Amerikan Universal’la ilgili.

Şirketin 2020 yılında Türk Halk Müziği’nden yüzlerce parçanın dijital haklarını aldığı ortaya çıktı.

Universal, Şirket Âşık Veysel, Erkan Oğur, Neşet Ertaş gibi halk ozanlarının teliflerine kanca attı.