Haber Detayı
Çikolatada tat yetmedi tüketici hikaye arıyor
Çikolata tüketiminde artık sadece lezzet odaklı karar verilmediğini kaydeden Nestlé Çikolata ve Şekerleme İş Birimi Genel Müdürü Esin Tanık, ürünün hammaddesinin kaynağından üretim sürecine, çevresel etkilerinden etik ilkelere kadar pek çok unsuru dikkate aldığını söyledi. Tanık, sorumlu üretim talebinin giderek arttığını bildirdi.
Mehmet H.
GÜLELTüketiciler, çikolata tüketiminde sorumlu üretim ve sade içerikli ürünlere yöneldi.
Türkiye çikolata pazarı yaklaşık 3,2 milyar dolar büyüklüğünde ve yılda 250 bin ile 300 bin ton tüketim gerçekleşiyor.
Nestlé Çikolata ve Şekerleme İş Birimi Genel Müdürü Esin Tanık, Türkiye çikolata pazarının son yıllarda yalnızca ekonomik göstergeler açısından değil, tüketici değerleri ve beklentileri bakımından da önemli bir dönüşüm içinde olduğunu söyledi.Tanık, “Tüketiciler artık sadece lezzet odaklı karar vermiyor; ürünün hammaddesinin kaynağından üretim sürecine, çevresel etkilerinden etik ilkelere kadar pek çok unsuru dikkate alıyor.
Bu eğilim, sektörde sürdürülebilir kaynak kullanımı, sorumlu üretim ve sade içerikli ürünlere yönelik talebi giderek artırıyor” dedi.Pazar büyüklüğü 3,2 milyar dolarNestlé olarak kendilerinin bu dönüşümün merkezinde konumlandırdıklarını, tüm çikolata üretimlerini sorumlu tedarik zincirleri ve çevre dostu uygulamalar üzerine inşa ettiklerini ifade eden Tanık, “Özellikle kakao tedarikinde sürdürülebilirlik standartlarımızı uygularken, ambalajdan üretim süreçlerine kadar her aşamada karbon ayak izimizi azaltmayı hedefleyen bir yaklaşım benimsiyoruz.Bugün 39 milyar dolarlık hızlı tüketim ürünleri pazarı içinde (tütün ve alkol hariç) en büyük payı 9 milyar dolar ile atıştırmalık kategorisi oluşturuyor.
Atıştırmalık grubunun içinde çikolatalı ürünler (tablet çikolata, gofret, bar, hediyelik ve sürme çikolata dahil) yaklaşık 3,2 milyar dolar değerinde ve tüketimin 250–300 bin ton seviyesinde olduğu öngörülüyor” diye konuştu.Kişi başı tüketim 3 kiloya dayandıTürkiye’de kişi başı yıllık çikolata tüketiminin yaklaşık 3 kilogram ile Avrupa ortalamasının altında seyrettiğini ve yüzde 100 penetrasyona sahip bir ürün olduğuna dikkat çeken Tanık, artık sadece büyüklüğün değil, büyümenin niteliğinin de önem kazanmaya başladığını iletti. “Etik değerlere dayanan, çevresel etkileri minimize eden bir büyüme dönemine adım atmış durumdayız” diyen Tanık, bu dönüşümün kendileri için hem önemli bir sorumluluk hem de geleceğe yönelik güçlü bir fırsat alanı yarattığını vurguladı.Son dönemde kakao fiyatlarındaki sert dalgalanmalarının iklim değişikliğinin tarımsal üretim üzerindeki etkilerini ortaya koyduğuna vurgu yapan Tanık, “Kakao üretiminde yaşanan verim düşüşleri ve iklim kaynaklı hasarlar, tüm sektör için yapısal bir dönüşüm gerekliliğini beraberinde getiriyor.
Bu tablo Nestlé çatısı altında uzun vadeli bir sürdürülebilirlik stratejisiyle ele alınıyor.Kakao tedarik zincirimizin tamamında sürdürülebilir üretim uygulamalarını teşvik ediyor, çiftçilere verimliliği artıran ve iklim dostu yöntemleri öğretmek üzere saha destek programları yürütüyoruz.
Bu çabalar, yalnızca hammadde arzını güvence altına almakla kalmıyor; aynı zamanda üretici topluluklarının refahını da yükseltiyor” açıklamasında bulundu.TEMA ile verimliliği 2,5 kat artırdıDamak’ın Nestlé’nin en büyük çikolata markası konumunda bulunduğunu ve Nestlé Türkiye’nin çikolata cirosunun yaklaşık yüzde 40’ını oluşturduğunu aktaran Tanık, dünyanın dört bir yanına ihraç edilen bir marka olduğunu iletti.Bu yıl Damak markalarıyla ihracatlarının toplam tonajın yaklaşık yüzde 25’ine ulaştığı bilgisini veren Tanık, şöyle devam etti: “Fabrikamızdaki kapasite artırımlarıyla özellikle Avrupa pazarında Damak ihracatını iki katına çıkarmayı hedefliyoruz.
Damak, köklü geçmişi ve yerli üretim gücüyle yalnızca bir çikolata değil; sürdürülebilir tarımın ve yerel değerlerin sembolü olan bir marka.
Nestlé’nin küresel uzmanlığını, Antep fıstığının eşsiz lezzetiyle buluştururken, hammaddenin kaynağından üretim süreçlerine kadar çevreye duyarlı bir anlayışla hareket ediyoruz.Bu yaklaşımın en somut örneklerinden biri, TEMA Vakfı iş birliğiyle 14 yıldır sürdürdüğümüz ‘Fıstığımız Bol Olsun’ projesi.
Proje kapsamında bugüne kadar 2 bin 500’den fazla çiftçiye eğitim vererek Antep fıstığı verimliliğini 2,5 kat artırdık.
Bu çalışmalarla, sürdürülebilir üretimi desteklerken bölgedeki ekonomik refahın artmasına katkı sağlıyor; Antep fıstığının hem bölgesel hem ulusal düzeyde ekonomik değerini güçlendiriyoruz.”Türk çikolatası uluslararası pazarlarda ilgi görüyor2025 yılının Damak için hem mirasın güçlendiği hem de yeniliklerin hızlandığı bir dönem olduğunu belirten Tanık, çikolata pazarında yaşanan dalgalanmalara rağmen, istikrarlı büyümelerini sürdürdüklerini kaydetti.
Damak’ın Nestlé’nin en büyük çikolata markası olduğunu ifade eden Tanık, şunları kaydetti: “Bugün Damak markası, toplam Nestlé Türkiye çikolata cirosunun yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor.Öte yandan, ihracat performansımızda önemli artışlar elde ettik.
Türk çikolatasının uluslararası pazarlarda gördüğü ilgi, Damak markasının global bir değer olarak konumlanmasını da güçlendirdi. 2025 yılında Damak ihracatımız toplam tonajımızın yaklaşık yüzde 25’ine ulaştı.
Fabrikadaki kapasite artışlarımızı sağlayarak, özellikle Avrupa’daki Damak ihracatımızı iki katına çıkartmayı hedefliyoruz.” Türkiye'de en çok sütlü çikolata tüketiliyorTürkiye’de yaklaşık yüzde 60 oranında sütlü çikolata tercih edildiğini bildiren Esin Tanık, sütlü sade çikolatadan sonra, en çok Antep fıstıklı çikolata tüketildiğini aktardı.
Bitter çikolatanın Avrupa’ya kıyasla daha az tercih edildiğini, ancak artan bir trende sahip olduğunu belirten Tanık, “Tüketiciler artık çikolatayı sadece bir atıştırmalık olarak değil, deneyimle özdeşleşen bir keyif alanı olarak görüyor.
Tüketim sıklığı artarken, tercihlerde kalite, içerik sadeliği ve yerli üretim unsurları öne çıkıyor.
Özellikle genç kuşak, etik değerlere sahip markaları tercih etme eğilimi gösteriyor.
Bununla birlikte sosyal medyanın etkisiyle trendlerin çok hızlı değiştiği bir dönemdeyiz” açıklamasında bulundu.İlk 10 ayda çikolata ihracatı %81,5 arttıBu yılın ilk 10 ayında çikolata ihracatının bir önceki yıla göre yüzde 81,5 artış gösterdiğini aktaran Esin Tanık, “Bu gelişme, Türkiye’nin üretim gücünün ve Türk çikolatasına olan uluslararası talebin giderek arttığını gösteriyor.
İç pazarda ise indirim marketlerin ve özel markalı ürünlerin yükselişi dikkat çekiyor.
Buna karşın premium segmentte deneyim ve kalite arayışı sürüyor.
Sürdürülebilirlik, yerli hammadde kullanımı ve çevre dostu ambalaj uygulamaları sektörde rekabetin yeni belirleyicileri olarak ön plana çıkıyor” dedi.