Haber Detayı

2025’e bakış: Evet ama yetmez
Yazarlar hurriyet.com.tr
28/12/2025 06:11 (2 saat önce)

2025’e bakış: Evet ama yetmez

MADEM bir yılı, hem de Trump dolu koca bir yılı geride bırakıyoruz...

O zaman ben de 2025’e şöyle bir dönüp bakayım ve bu yıla dair izlenimlerimi sunayım dedim.Bugün 2025’teki Trump-Türkiye ilişkilerini ele alacağım.Şöyle yapalım...

Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: Trump ile bu yıl ilişkiler benim için tam olarak “Evet ama yetmez.”*Bizim Trump öncesi de meselelerimiz belliydi şimdi de belli.Başlıca baktığımızda...

Suriye’de SDG/PKK, savunma sanayiinde F-35/S-400 ile CAATSA yaptırımları, halen sürüncemede olan Halkbank davası ve 7 Ekim’den bu yana Gazze.*Kamala Harris’e karşı seçimi Trump kazandığında ufukta beliren bir ihtimalden bahsetmiştim.

O da Trump gibi bir kişilikle kazanılacakların da kaybedileceklerin de haddi hesabı olmamasıydı.İnişli çıkışlı -ama daha çok inişli- ilk dönemin ardından hem Trump’ın hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok daha rayına oturmuş bir ilişki kuracağı daha ilk aylardan belli olmuştu.Bu noktada Ankara’da 2025-2029 dönemine yönelik ihtiyatlı bir iyimserlik belirdi.Haklı da bir beklentiydi bu...

Çünkü yukarıda bahsettiğim yıllardır çözülemeyen konuların müspet biçimde nihayete kavuşturulması için ciddi bir ihtimal ortaya çıkmıştı.Nitekim Erdoğan-Trump arası sürekli telefon trafiği, 6 yıl aradan sonra gelen Beyaz Saray ziyareti ve ikili arasındaki “işleri yoluna koyma” iradesi beklentileri büyük ölçüde karşıladı.Ben yine de oturup daha ilk yıldan akabindeki üç yılı tahmin etmeye çalışmayacağım ancak konu konu ilerleyip “bundan sonrasına” bir ışık tutmaya gayret edeceğim.En sonda da umuyorum neden “evet ama yetmez” dediğim anlaşılmış olacak.F-35/S-400TÜRKİYE-ABD tarihinin en kılçık meselelerinden bu F-35/S-400 olayı.Erdoğan 25 Eylül’de Oval Ofis’teyken görüşmenin ilk sorusunu ben sormuştum.Sorumda da Trump’a, Türkiye’ye Patriotları satmadığı ve bundan dolayı Ankara S-400 almak zorunda kaldığı için (kendi argümanı, benim değil) Obama’ya “aptal” dediğini hatırlatarak...

Peki söyle bakalım başkan “sen bu işi nasıl çözeceksin” demiştim.Trump ne o gün ne de o günden beri bu soruyu tam olarak yanıtlamadı ya da yanıtlayacak bir hamlede bulunmadı.*Benim Washington’da öğrendiklerime göre ise “S-400’leri elinizden çıkarın.

Kutusunda başka bir ele teslim edin” tutumu ise katı bir şekilde devam ediyor.S-400’lerin elden çıkarıldığı noktada dahi Trump’ın “sattım gitti” deme yetkisi bulunmuyor.Kongre’de sağlam bir lobi ile her iki partiyi de 2020 Savunma Bütçesi Yasası’nı değiştirmeye ve CAATSA yaptırımlarını kaldırmaya ikna etmesi gerekiyor.Bu yıl iç siyasette başı dertten kurtulmayan Trump, kasım ayında ara seçimlerde hezimete ilerliyor.F-35/S-400 meselesi çözülecekse 2026’da çözülür. 2027 Ocak’tan itibaren bize topal ördeğin hiçbir faydası olmaz.GAZZEBIDEN dönemi aksine Gazze konusunda Trump ile müspet bir ivme yakalandı.Geçen dönem ana çekirdeğin dışına itilen Türkiye, Şarm El Şeyh’te barış anlaşması imzalanırken garantör 4 ülkeden biri oldu.Bu çok değerliydi.Lakin o imzadan bu yana Türkiye’nin “garantör” sorumluluklarını yerine getirebilmesini engellemek için her türlü oyunu çeviren Netanyahu’yu da dizginlemedi.Trump...

Türkiye’nin Gazze’de sahaya inmesini sağlamazsa, Türkiye’nin saf dışı bırakılmasına seyirci kalırsa 2026 bu konuda hayal kırıklığı olacaktır.*Hülasa...Erdoğan-Trump ilişkisi hayırhahtır.Suriye ve Gazze konusunda geliştirilen işbirliği ümitvar olmaya sebeptir.F-35/S-400 meselesindeki hantallık hayra alamet değildir.Halkbank konusundaki belirsizlik ivedilikle çözülmeye muhtaçtır.İşte bunlardan dolayı Trump ile yürümeye “evet ama yetmez.”Allah ömür verir de seneye bu köşede dönüp 2026’ya baktığımızda karşımızda Kongre’yi kaybetmiş, kalan iki yılında soruşturmalar, azil süreçleri ve iç siyaset girdabında kaybolmaya mahkum bir Trump bulabiliriz.O Trump’tan da bize fayda gelmez.SURİYETRUMP 5 Kasım’da seçildikten bir ay sonra Orta Doğu tarihinin görmüş olduğu en şaşırtıcı olaylar silsilesi sonucunda Suriye’de Esad rejimi devrilmiş, Şara liderliğindeki hareket ülkenin kontrolünü sağlamıştı.Tek bir farkla: Ülkenin halen üçte birini kontrol eden SDG/PKK gerçeği vardı.Ve bu olaydan bir buçuk ay sonra göreve gelecek olan Trump ile yıllar önce Ankara, aynı konu üzerinden tarihin en büyük gerilimlerinden birini yaşamış ve yaptırımlarla karşı karşıya kalmıştı.- Peki Trump şimdi ne yapacaktı?- İlk dönemde isteyip de yapamadığı çekilmeyi gerçekleştirecek miydi?- Ankara ile ortak çalışacak mıydı?*Trump daha yemin etmeden Suriye’nin anahtarının Türkiye’de olduğunu kabul etti.

Devrim için Erdoğan’ı övdü.

Güçlü Türk ordusuna kredi verdi.Bunlar...

Trump’ın yeni dönemde Suriye’de Türkiye ile çalışacağına işaret ediyordu.Öyle de oldu.Şara ile Riyad’da görüşmesi, yaptırımları kaldırması, tarihte ilk kez Beyaz Saray’a davet etmesi...Bunların hepsi Erdoğan’ın ve Türkiye’nin ülkedeki rolünün tam kabulüyle gerçekleşti.*Fakat geldiğimiz noktada 10 Mart mutabakatını uygulamamakta direnen SDG/PKK, hâlâ ABD’nin tasmasını tuttuğu bir örgüt.Ve dikkat çekici şekilde hızlıca İsrail’in güdümüne girmekte olan bir yapı da diyebiliriz.Bu noktada üç soru işareti olacak önümüzdeki yıl:- Trump bu entegrasyonu zorlar mı?- SDG’ye bu zamana kadar yapılmış yarım ağız uyarılar keskinleşir mi?- Bıçak kemiğe dayanırsa Türkiye’nin olası operasyonuna 2019’daki gibi mi tavır koyar?

İlgili Sitenin Haberleri