Haber Detayı
12 yıl sonra gelen güzel haber: "Küçük Dodo" için yeni bir umut ışığı
Nesli tükendi sanılan efsanevi dodo kuşunun en yakın akrabası Manumea, Samoa adalarında yıllar sonra beş kez görüntülendi. Bilim insanları, kameralardan kaçmayı başaran bu gizemli kuşun soyunu kurtarmak için zamana karşı nefes kesen bir yarış başlatıyor.
Pasifik Okyanusu’nun derinliklerinde, Samoa adalarının balta girmemiş yağmur ormanlarında doğanın en büyük geri dönüş hikayelerinden biri yazılıyor. “Küçük dodo” olarak da bilinen ve ünlü dodo kuşunun yaşayan en yakın akrabası kabul edilen Manumea kuşu, tam umutların tükendiği bir anda yeniden yüzünü gösterdi.Samoa Koruma Derneği SCS tarafından Ekim ve Kasım ayları arasında yürütülen saha araştırmaları, bu gizemli canlının hala hayatta olduğunu kanıtlayan beş farklı görgü tanıklığıyla sonuçlandı.
Yıllardır yapılan araştırmalarda bazen tek bir kuş bile görülemezken, peş peşe gelen bu haberler türün yok oluşun eşiğinden dönebileceğine dair güçlü bir ışık yaktı.En son 2013 yılında doğal ortamında fotoğraflanabilen Manumea'nın durumu aslında oldukça kritik. 1990’lı yılların başında sayıları 7 bin civarındayken, yaşam alanlarının yok olması, kaçak avcılık ve adaya sonradan gelen istilacı türler nedeniyle bu sayı günümüzde 50 ile 150 arasına kadar geriledi.
Araştırma ekibi ormana girmeden önce, kuşun tamamen yok olmuş olmasından büyük endişe duyuyordu.
Proje koordinatörü Moeumu Uili, sahaya çıkarken en büyük korkularının “Manumea artık yok mu?” sorusuyla yüzleşmek olduğunu söylüyor.
Her ne kadar varlığı teyit edilse de kuşu fotoğraflamak hala büyük bir beceri gerektiriyor.
Manumea, çok hızlı hareket edebilmesinin yanı sıra, yağmurlu orman dokusunda o kadar iyi gizleniyor ki, araştırmacılar dürbünlerini indirip kameraya sarılana kadar çoktan gözden kaybolmuş oluyor.İstilacı türlerle mücadele ve genetik kurtarma planıManumea, ait olduğu “Didunculus” cinsinin hayatta kalan tek temsilcisi konumunda.
Eğer bu kuş türü korunamazsa, koca bir biyolojik soy ağacı tamamen kurumuş olacak.
Uzmanlar, dodo kuşunun sonunu getiren avcılık ve doğal alan kaybı gibi faktörlerin Manumea için de geçerli olduğunu belirtiyor.
Bugün avcılık yasaklanmış olsa da asıl tehdit yabani kediler ve farelerden geliyor.
Kediler yetişkin kuşları ve yavruları avlarken, fareler ise yumurtaları hedef alarak neslin devamını imkansız hale getiriyor.
Toledo Hayvanat Bahçesi’nden Joe Wood, yabani kedilerin bu yıkımdaki rolünün “felaket” düzeyinde olduğunu ve acil bir kontrol programına ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor.Bilim insanları ise sadece fiziksel koruma önlemleriyle yetinmiyor.
Eğer bir Manumea güvenli bir şekilde yakalanabilirse, “biyodepolama” yöntemiyle biyolojik örnekleri dondurularak saklanacak.
Bu sayede oluşturulacak hücre hatları, kuşun genetik materyalini derinlemesine inceleme ve ileride bir “esaret altında üretim” programı başlatma imkanı tanıyacak.
Hatta bazı biyoteknoloji şirketleri, Manumea’nın sesini diğer kuşlardan ayırt edebilen özel uygulamalar geliştirerek popülasyonu daha doğru takip etmeye çalışıyor.Yeni Zelanda'daki Otago Üniversitesi'nden uzmanlar ise asıl çözümün genetik düzenlemelerden ziyade, habitat restorasyonu ve istilacı türlerin temizlenmesi gibi “saha işçiliğinden” geçtiğini hatırlatıyor.
Doğa korumacıların elindeki bu son şans, insanlığın bir zamanlar dodoya yaptığı hatayı Manumea için telafi edip edemeyeceğini belirleyecek.